İnovasyon bugün iş dünyasının en moda kavramlarından biri. Strateji sunumlarından yıllık faaliyet raporlarına, liderlik konuşmalarından kurum içi eğitimlere kadar her alanda sıklıkla telaffuz ediliyor. Ancak bu kadar sık telaffuz ediliyor olması, inovasyonun gerçekten şirketlerin iş yapış biçimi ve kültürü haline geldiği anlamına gelmiyor. Çoğu kuruluş için inovasyon, hâlâ iyi tasarlanmış slaytlardan oluşan sunumlarda bahsedilen bir kavram. İşte Avrupa Kalite Yönetim Vakfı'nın (EFQM) 'Yönetimde Mükemmeliyet Modeli'nin İnovasyon Lensi', bu noktada devreye giriyor ve kurumlara son derece gerekli bir soru yöneltiyor: İnovasyon gerçekten iş yapış biçiminizin temel bir parçası mı, yoksa iyi sahnelenen bir tiyatro mu? EFQM'in İnovasyon Lensi; işte bu sorunun yanıtının yön, uygulama-yürütme ve sonuçlar olmak üzere üç ana başlık altında, yedi kriterden oluşan bir sistem çerçevesinde verilmesini sağlıyor.
1-VİZYON VE LİDERLİK (YÖN)
İnovasyonun organizasyonlardaki kaderi, esasen liderliğin manevi sponsorluğuna bağlıdır. Bir kurumda inovasyon yalnızca iletişim dilinde yer buluyor ama yöneticilerin karar setlerinde görünmüyor ise bu durum EFQM tarafından hemen tespit edilir. Liderliğin vizyonu burada son derece kritiktir. Çünkü pazarın dönüşüm hızını okuyabilme, mega, teknolojik ve sektörel trendlerden kaynaklı gelişmeleri stratejiye dahil edebilme ve geleceğe dair yön belirleyici aksiyon alma liderliğin işidir. Bunların hiçbirisi süslü cümlelerle ölçülemez. Ancak, gerçek uygulamalarla değerlendirilebilir. Yönetim ekibi inovasyonu yalnızca PR unsuru olarak görüyorsa, bu durum lensin ilk adımında görünür.Bu kriter aslında şu soruyu sorar: Liderlik inovasyonu gerçekten bir yön gösterici olarak mı kullanıyor, yoksa adını geçirmekle mi yetiniyor?
2-STRATEJİ VE İNOVASYON KÜLTÜRÜ (YÖN)
Strateji boyutu, inovasyonun kurum nezdinde pastanın kreması mı yoksa yumurtası mı olarak kabul edildiğini ortaya koyar. Bir şirket, inovasyonu yalnızca rekabet baskısı arttığında hatırlıyorsa, reaktif bir organizasyondur ve proaktif olamaz. EFQM ise inovasyonun stratejiye nasıl entegre edildiğini, hangi stratejik hedefleri desteklediğini ve bütçe, zaman, insan kaynağı gibi kritik unsurlara yansımasını sistematik biçimde inceler. EFQM kültür tarafında ise 'Çalışanların fikir üretme cesareti var mı?', 'Hatalardan öğrenme yani akıllı başarısızlık yaklaşımı kabul görüyor mu?', 'Hızlı dene hızlı yanıl yani yalın girişim kültürü kurumsallaşmış mı?', 'Yoksa inovasyon sadece belirsiz bir yaratıcılık beklentisi mi?' sorularıyla, inovasyonun yalnızca motivasyon konuşmalarından ibaret olup olmadığını çok net şekilde ortaya koyar. Sonuçta inovasyon kültüründen bahsedebilmek için, inovasyonun davranışlara, süreçlere ve ilişki biçimlerine yerleşmiş olması gerekiyor.
3-PAYDAŞLARI SÜRECE DAHİL ETMEK (UYGULAMA VE YÜRÜME)
İnovasyon, organizasyonun kendi sınırlarını aşabilme becerisiyle doğru orantılıdır. Bu kriter, hem iç paydaşların hem de dış ekosistemin inovasyona nasıl dahil edildiğini ölçer. 'Kurum içinde çalışanlara gerçekten alan açılıyor mu?', 'Fikirlerini test edebilecekleri 'sandbox' yani güvenli deney ortamları, küçük bütçeli pilot çalışma fonları, zamansal esneklikler sağlanıyor mu?' sorularının yanıtları olumsuzsa, 'şirketimiz ve çalışanlarımız yaratıcıdır' cümlesi havada kalır. Dış tarafta ise müşteriler, tedarikçiler, girişimler, üniversiteler ve araştırma kurumlarıyla kurulan iş birlikleri değerlendirilir. Açık inovasyonun özü olan karşılıklı öğrenme ve kolektif değer yaratma ilişkisi kurulmadığı sürece, şirket kendi içine kapanarak hantallaşır.
4-SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞER YARATMA (UYGULAMA VE YÜRÜTME)
Bu kriter, inovasyonun güncel bir başarıdan ziyade sürekliliği olan ve sürdürülebilirliğe dokunan bir değer üretme mekanizması olup olmadığını gösterir. Bilgi yönetimi burada merkezdedir. Bir kurum, müşteri geri bildirimlerini, pazar trendlerini, teknoloji sinyallerini ve iç operasyon verilerini inovasyon sürecine taşıyamadığında sistem körleşir. 'Kurumun geliştirdiği yenilikler karbon ayak izini azaltıyor mu?' 'Topluma bir fayda sağlıyor mu?' 'Kurumsal dayanıklılığı artırıyor mu?' şeklindeki sorularla inovasyonun çevresel ve toplumsal etkilerine de bakar.
5-SÜREÇLER VE KAYNAKLAR (UYGULAMA VE YÜRÜTME)
İnovasyon eğer bir süreç çerçevesinde yönetilmiyorsa, kurumun inisiyatifine ve şansına bağlıdır. EFQM bu kriterde inovasyonun fikir aşamasından ölçeklenme aşamasına kadar nasıl yönetildiğini inceler. Fikir toplama, ön değerlendirme, test, prototipleme, validasyon, ticarileştirme vb. adımların tanımlı olup olmadığının yanıtını arar. 'Bütçe var mı?', 'İnovasyon için ayrılmış insan kaynağı yeterli mi?', 'Zaman yönetimi bu çalışmalara alan tanıyor mu?' vb. sorulara ikna edici yanıt alınamıyorsa, inovasyon stratejik önceliğe sahip bir yaklaşım değil, dönemsel bir beklentidir.
6-İŞ SONUÇLARI VE PAZAR ETKİSİ (SONUÇLAR)
İnovasyonun söylemden ibaret olup olmadığını anlayabilmek için somut sonuçlara bakmak gerekir. EFQM de bu kriterde hiçbir söylemi, niyeti ve iddiayı dikkate almaz. Yalnızca gelir artışı sağlayan, maliyetleri optimize eden, yeni iş modelleri üreten, pazar payını büyüten, yeni müşteri segmentlerine erişim açan ve kurumun rekabet avantajını güçlendiren inovasyon çalışmaları bu çerçevede kabul edilir. Bir kurum yıllarca inovasyon üzerine konuşup; hiçbir finansal, ticari ya da stratejik sonuç ortaya koyamıyorsa, bu gerçek gün yüzüne çıkar. EFQM'in İnovasyon Lensi'ne göre inovasyon bilançoda iz bırakmıyorsa, aslında inovasyon değildir.
7-PAYDAŞ ETKİSİ (SONUÇLAR)
İnovasyonun toplumsal ve ekosistem boyutunu irdeleyen bu son kriter ise 'Müşteriler yeni ürün ve hizmetleri gerçekten değerli buluyor mu?', 'Çalışanlar inovasyon sayesinde daha motive hissediyor mu?', 'Tedarikçiler ve iş ortakları bu sürecin parçası olmaktan memnun mu?' sorularıyla inovasyonun paydaşları nezdinde nasıl karşılık bulduğunu gösterir. Kurum içi başarı öykülerinin anlamlı olabilmesi için, dış paydaşlar bu değeri hissetmeli.
Sonuçta; EFQM'in İnovasyon Lensi, inovasyonun gerçek anlamda sistemleşmemiş olduğu kurumları kaçamayacakları bir aynayla yüzleştirir. Strateji entegrasyonu yoksa, süreçler eksikse, kültür yüzeyselse ya da sonuçlar görünür değilse, inovasyon yalnızca bir slogandır. Gerçek inovasyon ise ancak sistem olduğunda kalıcı olur. Bu lensin gücü, inovasyonu kurumların DNA'sına gömmek isteyen her şirket için bir rehber olmasıdır.