Yüksek tekstil mühendisi olan İlkşen Dedeoğlu Demiray, sektördeki 19'uncu yılını dolduruyor. Kariyerine üretimde başlamış, Altınyıldız ve DeFacto gibi markalarla çalışmış, tedarik zincirinin farklı aşamalarında rol almış. "Üreticiydim, sonra masanın diğer tarafına geçtim. Bu iki perspektifin bana kazandırdıkları, Lenzing'de bugün yaptığım işi çok daha anlamlı hale getiriyor" diyor.
3 FARKLI AR-GE MERKEZİNDE ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR
Lenzing, 1938'den beri tekstil dünyasına ham madde sağlayan, Avusturya merkezli köklü bir marka... Viskon, modal ve lyocell gibi ürün gruplarıyla tekstil endüstrisinde genç nesillere daha çevre dostu alternatifler sunmayı hedefliyor. Tabii bu 3 ana grubun alt kırılımlarında portföy sürekli genişliyor. Lenzing, inovasyona verdiği önemi üç ayrı Ar-Ge merkeziyle ortaya koyuyor. İlk merkez, selüloz kaynaklarını araştırarak ham madde alternatifleri üzerinde çalışıyor. Ağaçtan elde edilen selülozun yanı sıra farklı doğal kaynakların da elyaf üretiminde nasıl kullanılabileceğini inceliyor. İkinci merkez, elyaf teknolojilerine odaklanarak viskon, modal ve lyocell gibi ana elyaf gruplarının geliştirilmesini sağlıyor. Bu sayede farklı dokular, renkler ve özellikler kazandırılarak sektöre daha geniş bir ürün yelpazesi sunuluyor. Üçüncü merkez ise bu elyafların uygulama alanlarını genişletmeye yönelik çalışmalar yürütüyor. Tekstil dışında, ayakkabıdan teknik tekstillere kadar yeni kullanım alanları araştırılarak inovatif çözümler geliştiriliyor. Tedarik zincirinin inanılmaz uzun olduğuna dikkat çekerek ham maddeden başlayan yolculuğun; ipliğe, kumaşa, markaya ve en sonunda da tüketiciye ulaştığını belirten Demiray, ürün etiketlerine dair de bilgi veriyor: "Etikette yer alan CV, CLY veya CMD gibi ifadeler selüloz bazlı, doğaya dost materyalleri ifade ediyor."
EKOSİSTEM BİLİNÇLENİYOR
Sürdürülebilirlik kavramının artan önemiyle birlikte, mikroplastiklerin suya karışması gibi meseleler daha çok tartışılır hale geldi. Lenzing, bu noktada biyolojik olarak parçalanabilir ve ev ve endüstriyel koşullarda kompostlanabilir elyaflar geliştirerek bu sürece katkı sunuyor. "Artık sadece kaliteli ürün sunmak yetmiyor. Tüketicinin bilinçli tercihler yapmasını sağlamak da bizim sorumluluğumuzda" açıklamasında bulunan Demiray, üniversite iş birliklerine sıcak baktıklarını söyleyerek hem markalarla hem üniversitelerle bir araya gelerek farkındalığı artırmaya yönelik etkinlikler gerçekleştirdiklerine değiniyor.
REGÜLASYONLAR KAPSAMINDA MONOMETARIAL ÇALIŞMALARI ÖNE ÇIKIYOR
Lenzing'in sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarından biri de ECOVERO™ Black teknolojisi. Geleneksel boyama süreçleri su ve kimyasal tüketimi açısından büyük bir yük oluşturuyor. Söz konusu teknoloji boyar maddeyi selüloz hamurunu bal kıvamında akışkan bir sıvıya dönüştürüp boyama teknolojisini ifade ediyor, renk solması yaşanmıyor ve çevresel ayak izi azaltılıyor. REFIBRA teknolojisi ise kullanılmış kıyafetleri geri dönüşümle yeniden elyafa dönüştürebiliyor. Öyle ki uygun partnerle bu geri dönüşüm rakamları beklentinin çok ötesine çıkabiliyor. Regülasyonlar kapsamında monometarial üzerine çalışmalar da yaptıklarını ifade eden Demiray, segment bazlı çalıştıklarını dile getirerek sözlerine devam ediyor: "Monometarial çalışmalarımız kapsamında ev tekstili ağırlıklı olmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ürünlerimiz özellikle pamuğa çok güzel bir alternatif ya da pamukla çok güzel yürüyebilen bir alternatif. Tekstil ve nonwoven sektöründe rejenere selülozik elyaf tedarikçisiyiz ama elyafı iplikçiye satmak yeterli olmuyor bu tedarik zincirini yönetebilmemiz için... O sebeple kumaşçıya da dokunarak Avusturya'daki laboratuvarlarımızda kumaş sertifikası veriyoruz."
TÜRK TEKSTİL SEKTÖRÜ İHTİYAÇLARA VE DEĞİŞEN ŞARTLARA DUYARLI
Lenzing'in dünyadaki en büyük ikinci pazarlardan biri Türkiye. Demiray; "Evet, fiyat ve termin baskısı çok büyük. Ancak Türk tekstil sektörü inanılmaz esnek. Hemen her yeni beklentiye cevap verebilecek bir yapıya sahip" diyor. Sektörde şeffaflık ve izlenebilirliğin önemsediğinden bahseden Demiray, Lenzing'in ürünlerinin ekolojik etkisinin yanında performans avantajı da sunduğunu belirtiyor: "LENZING™ Lyocell elyafların yapısı, nem emilimi ve salınımına izin veriyor. Nihai tekstil ürününde, bu etkili nem kontrol özellikleri ciltte daha kuru bir mikro iklim sunarak kullanıcının termal konforunu artırıyor." "Sürdürülebilirlik artık bir trend değil, zorunluluk" yorumunda bulunan Demiray, teknoloji ve inovasyon, tekstil endüstrisinin geleceğini şekillendirirken, tüketici bilincinin de bu sürece entegre edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor ve Lenzing'in yüklediği misyonun, sadece ürün satmak değil; bir farkındalık yaratmak ve dönüşüme liderlik etmek olduğunu vurguluyor.