USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Gastronomi

10 Mart 2021 14:03

Gastronomi dünyasındaki yeniliklere hazır mısınız?

Güzel spesiyalleri tatmak, değişik ülkelerin mutfak kültürlerini keşfetmek, yeni tatlara açık olmak… Eğer geleneksel bir yapıya sahip değilseniz ve değişik lezzetleri deneyimlemekten çekinmiyorsanız, 2021 ve sonrasına yön verecek gastronomi trendlerine göz atmanızda fayda var. Bu trendler, yeme-içme sektörünün 5-10 yıl içinde nasıl bir dönüşüm göstereceğine dair de ipuçları sunuyor.

Gastronomi dünyasındaki yeniliklere hazır mısınız?

Et burger tadında bitkisel burgerler, vegan spesiyaller, o günkü ruh halimizi yansıtan yiyecekler, yapay zekanın desteklediği menüler ve deneysel yeme-içme trendleri tüm alışkanlıklarımızı değiştirecek.

BİTKİ ESASLI BURGER ZAMANI

Silikon Vadisi bünyesindeki gıda girişimcisi şirketlerden biri olan Soylent, temel yiyeceklerle hazırlanan yemeklerin yerini almak üzere yeterli besini içeren bir toz içecek üretti ve 7-Eleven mağazalarında satışını başlattı. Silikon Vadisi merkezinde tasarlanan Impossible Burger ise bitki esaslı bir burger. Aynen normal bir burger tadına, kokusuna ve görünümüne sahip. Hatta etin kırmızı görüntüsü bile aynı. Bu tat kombinasyonuyla ABD'deki farklı restoranların mönüsünde kendisine giderek daha çok yer buluyor. Restoran işletmecisi David Chang, Impossible Burger konseptini New York'taki Momofuku Nishi restoranında sunmaya başladı. Impossible Burger'ı üreten Impossible Foods'un kurucusu Patrick Brown, bu konu hakkında şu yorumda bulunuyor: "Burger sadece bir başlangıç. Bu spesiyalin, Momofuku Nishi'de mönüye dahil edilmesiyle yeni bir tip global gıda sistemi kurmaya başladık. Bu, çiftçiler için yeni pazarlar yaratan, daha esnek gıda tedarikini destekleyen ve tüketicilere aşina oldukları ve çok sevdikleri et ve süt ürünlerinde yeni seçenekler sunan bir sistem."

VEGANOMICS'İN YÜKSELİŞİ

Gıda ve içecek alanında öne çıkacak en yeni trendlerden biri de 'veganomics'... Vegan yiyecekler hiç olmadığı kadar yaygın hale geldi. Popüler restoranların mönülerinde ve hatta fast-food lokantalarında dahi karşımıza çıkmaya başladı. Tüketiciler etin, sağlık üzerindeki ve aynı zamanda karbon ve su üzerindeki etkilerini fark etmeye başladıkça diyetlerini de buna göre ayarlamaya başlıyor ve bitki esaslı alternatiflere yöneliyor. Büyük restoranlar ve gıda zincirleri de bu trendi yakalıyor. Pizza Hut, şu anda beş şubesinde vegan peynir seçeneğini test ediyor. McDonald's ise soya bazlı bir köfte içeren ilk McVegan burger'ını satışa sundu. New York'ta Tyme, paket servis edilen vegan yiyecekleri ile fast food kavramını yeniden yaratıyor. Tüm yiyecekler yeniden kullanılabilir kavanozlarda ve online olarak 10 dolara satılıyor. İlginç olan ise ürünün, vegan olarak pazarlanmaması. Aromalar ve sağlıklı yiyeceklerle tüm gurmelere ulaşmak hedefleniyor. Yine New York'ta yer alan Beyond Sushi, vegan etiketini gururla taşıyor ve Japon mutfağında bitkiye dayalı yöntemlere öncülük ediyor. İngiltere'de Nando's iki vegan burger ve wrap seçeneği çıkarırken, Wagamama da tamamen vegan ve vejeteryan mönüsü hazırladı.

RUH HALİMİZE GÖRE YİYECEKLER

Tüketiciler beslenmenin ruh hali üzerindeki etkilerinin farkına vardıkça yiyecek ve içecek markaları da bunları sadece fiziksel bir yakıt olarak görmenin ötesine geçerek çağı yakalıyor. Bu markalar ürün ve hizmetlerini de güncelliyor. Monarch Airlines, yolcular için daha sakin bir uçak içi deneyim yaratmak amacıyla ruh halini iyileştiren bir yiyecek mönüsü servis etmeye başladı. Mood Food kutusunda, bağışıklık sistemini güçlendirmek için ekinezya ve meyan kökünden dondurma, yeşil çay ve lavantalı kek ve şişkinliği azaltacak bitkisel çaylar yer alıyor. Gatwick Havaalanı da yiyeceklerin, yolculuk stresini tetikleme üzerindeki etkilerini araştırdı. Wondertree, Yo! Sushi de dahil olmak üzere restoranların birçoğunda ruh halini iyileştiren içerikler test edildi. Comptoir Libanais ve Frankie & Benny's gibi markalar ton balığı, somon, turunçgiller ve muz gibi serotonin dolu içerikleri test etti. Daha büyük restoran 'franchise'ları da bu trendi yakalamaya başladı.

YAPAY ZEKA YİYECEK

Yapay zeka, dünyada konu yiyecek olduğunda çok çaba gerektirmeyen ve şeffaflığın hakim olduğu bir geleceğe işaret ediyor. HBO TV şovu Silicon Valley'in dördüncü sezonunda iki karakter, farklı tip yiyecekleri ayırt edebilen bir yiyecek tanıma uygulaması geliştirmişti. Şimdi ise bir MIT öğrencisi buna hayat verdi. Nick Hynes, Pic2Recipe olarak adlandırılan bir web sitesi geliştirdi. Bu site yiyecekleri tanımak ve tariflerini tahmin etmek için yapay zeka kullanıyor. Gelecekte web sitesi bu yemeğin içindekileri de tanımlayarak besinsel öneriler sunabilecek. Hynes, Wired Dergisi'ne şu açıklamada bulunuyor: "Bu, insanlara yemeklerini analiz etme, besin değerlerini belirleme, hatta mevcut bir tarifi daha sağlıklı olacak veya belirli diyet kısıtlamalarına uyacak şekilde değiştirme olanağı verebilir." Pinterest de benzer bir şekilde, gurmelerin kullanıcı deneyimlerini iyileştirmek için yemek tanıma özelliğini geliştirdiğini duyurdu. Bu uygulama ile kullanıcılar yiyeceklerin fotoğraflarını çekerek, fotoğraftaki görüntülerin tariflerini bulabiliyor. Bu özellik, 'Shazam for food' olarak adlandırıldı ve Pic2Recipe gibi makine öğreniminden faydalanıyor.

DENEYSEL YEME TRENDLERİ

Yiyecek ve içecek deneyimleri, tüketiciler için önemli bir eğlence kaynağına dönüşüyor. Hem bir sosyalleşme şekli hem de kültürel bir deneyim olarak algılanıyor. Bu noktada ise iki farklı trend öne çıkıyor. İlki temalı yemeklerin, üç boyutlu eğlence formatına geçmesi... Örneğin; Los Angeles'ta bulunan Vespertine restoranının şefi Jordan Kahn, 250 dolarlık tadım mönüsünü çok boyutlu bir teatral deneyimle sunuyor. Bu avangart mönü, fütüristik bir cam-çelik binada servis ediliyor, yemeklere ise elektronik müzik eşlik ediyor. Mönü hem entelektüel olmayı hem de mutfak öğesini kullanmayı hedefleyen kavramsal bir uzay çağı deneyimi için tüm lokal ve organik trendlere karşı geliyor. 2021 sonrasında pandemi de etkisini azaltırsa yiyecek festivalleri yeniden öne çıkacak. İtalyan market Eataly'nin Bologna, İtalya'da 20 dönümlük bir alan üzerine FICO Eataly World adını verdiği bir park ve mutfak merkezi açması bu trendin önemli yansımalarından biri... Bu merkezde yerel mahsullerin, sınıfların ve etkinlik alanlarının yer aldığı dört dönüm çiftlik ve 200 otel odası bulunuyor. Bu dünyanın en büyük 'ziraat-yiyecek parkı', günümüzün takıntılı gastronomi tüketicilerine özel hazırlanmış benzersiz bir deneyim sunuyor.

EN ÇOK OKUNANLAR