USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Sosyal Fayda

02 Aralık 2025 16:18

Birlikte üretmek, birlikte iyileşmek hedefleniyor

Toplumsal kalkınmayı iş yapış biçiminin ayrılmaz bir parçası olarak gören Doğuş Holding, kültür-sanattan eğitime, çevre projelerinden afet bölgelerine uzanan geniş bir yelpazede sürdürülebilir sosyal etki yaratıyor.

Birlikte üretmek, birlikte iyileşmek hedefleniyor

Toplumsal faydayı yalnızca desteklenmesi gereken bir alan olarak değil, kurumsal kimliğin temel taşlarından biri olarak gören Doğuş Holding, sosyal yatırımlarını uzun vadeli sürdürülebilirlik vizyonuyla şekillendiriyor. Yerel ihtiyaçlara duyarlı, birlikte tasarlanmış ve ölçülebilir etki yaratan projeler geliştirmeyi odağına alan Holding, 2025 yılına eğitim, kültür-sanat ve çevre ekseninde kapsayıcı platformlarla ilerlemeye hazırlanıyor. Doğuş Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nafiz Karadere; "Sadece merkezden değil, iştiraklerimizle birlikte hareket ederek, uzun vadeli güven ilişkileri kurmaya öncelik veriyoruz" diyerek 2025 vizyonlarını ve bugüne dek hayata geçirdikleri platformları anlatıyor.

*Toplumsal katkıyı nasıl konumlandırıyorsunuz? 2025 vizyonunuzda sosyal yatırımlara yönelik nasıl bir yaklaşım benimsediniz?

Doğuş Holding olarak toplumsal kalkınmayı yalnızca desteklenmesi gereken bir konu değil, iş yapış biçimimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Sosyal yatırımlarımızı, uzun vadeli sürdürülebilirlik stratejimizin ve paydaş yönetimimizin temel unsurlarından biri olarak ele alıyoruz. 2025 vizyonumuzda en öncelikli konularımızdan biri, faaliyet gösterdiğimiz her bölgede, yerel ihtiyaçlara duyarlı, birlikte tasarlanmış, somut ve ölçülebilir etki yaratan platformlar oluşturmak. İştiraklerimizin ve bağlı şirketlerimizin de bu yaklaşımı sahiplenmesini önemsiyoruz.

*Bu yaklaşımdan hareketle, geçmişte hangi projeleri hayata geçirdiniz? Hangi alanlarda uzun soluklu etkiler yarattınız?

Bugün geriye dönüp baktığımızda, birçok güçlü sosyal yatırım platformu inşa ettiğimizi görüyoruz. Hepsi sahaya dokunan ve sürdürülebilir etkiler yaratan projeler. Göbeklitepe, sadece destek verdiğimiz bir arkeolojik alan değil, aynı zamanda Türkiye'nin kültürel mirasını dünyaya taşıma vizyonumuzun simgelerinden biri. 2015'ten beri süren 20 yıllık iş birliğimizle kazı, koruma ve araştırma çalışmalarını destekliyoruz. Ayrıca ziyaretçi merkezini biz tasarlayıp inşa ettik ve Bakanlığa bağışladık. İçindeki illüstrasyon duvarı, ses kimliği ve özel kokuyla ziyaretçilere çok katmanlı bir deneyim sunuyor.

*Kültür-sanata yaklaşımınız yalnızca koruma değil, üretimi de destekliyor. Bu alandaki çalışmalarınızı açar mısınız?

Evet, bu yaklaşımımızın en özgün örneklerinden biri Sanata Bi Yer platformu. Genç sanatçıların eserlerinin kamusal alanda görünürlük kazandığı ve profesyonel alanlara taşındığı bir yapı kurduk. 2 bini aşkın sanatçı ve 13 binin üzerinde eser bu platformda yer aldı. Doğuş Grubu ofislerinden restoranlara, festivallerden sergilere kadar birçok alanda bu eserler sergilendi. Bazı projeler sanatçılara gelir elde etme fırsatı da sundu. Ayrıca Salt iş birliğiyle düzenlenen seminerler ve atölyelerle genç sanatçılara mentorluk da sağlıyoruz.

*Spor alanında da benzer bir sahiplenme söz konusu. Fenerbahçe Doğuş Yelken örneği neden önemli?

Çünkü bu iş birliği sadece bir sponsorluk değil, çok yönlü bir gelişim modeli. 2016'dan bu yana amatör ve profesyonel yelkencilere destek sunuyoruz. Tesis altyapısını yeniledik, eğitmen yetiştirdik, 6.768 kişiye eğitim verdik. Özellikle köy okullarından gelen çocuklara ücretsiz erişim sağlıyoruz. Paris 2024 Olimpiyatları'nda Türkiye'yi temsil eden 8 yelkenciden 7'si Fenerbahçe Doğuş Yelken'in altyapısından yetişti.

*Sanat ve sporun yanı sıra müzik alanında da uzun yıllara yayılan bir projeniz var. Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası'nın önemi nedir?

Bu orkestra Türkiye'de bir ilk. 2005'ten beri 120 binin üzerinde izleyiciye ulaştık. Konservatuvar öğrencilerinden oluşan genç yetenekleri evrensel müzikle buluşturuyoruz. Her yıl Galataport İstanbul'da Cumhuriyet Bayramı konserleri düzenliyoruz. Projenin başında Prof. Rengim Gökmen yer alıyor.

*Kültürel mirasın korunmasına bir başka örnek de Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi. Bu çalışmanın kapsamını paylaşır mısınız?

Ara Güler'in tüm arşivini dijitalleştirerek korumayı amaçladık. Fotoğraf makineleri, karanlık oda ekipmanları, belgeler... Hepsi sistematik olarak saklanıyor. Ayrıca Yapı Kredi bomontiada'daki Ara Güler Müzesi ile bu mirası topluma açıyoruz. Hem yurt içinde hem yurt dışında sergiler düzenliyoruz. Şu anda da 'İstanbul Uyanıyor' sergimiz devam ediyor.

*Afet bölgelerine dönük çalışmalarınız da dikkat çekici. Neler yaptınız?

2014'teki Soma faciası sonrası Soma Evleri'ni inşa ettik. 6 Şubat depremlerinin ardından ise Hatay'ın Alazı ilçesinde 1.001 konutluk bir proje başlattık. Bu projenin tüm maliyetini Doğuş Grubu üstlendi. Aynı zamanda Adalı Konağı'nın restorasyonunu da yapıyoruz. Bu sadece bir yapı değil, bölgenin hafızası.

*Ayhan Şahenk Vakfı, sosyal sorumluluk yapınızın temel taşı gibi görünüyor. Bu çatı altında neler yürütülüyor?

1992 yılında kurulan Vakfımız; eğitim, sağlık, çevre ve sosyal yardımlar gibi çok geniş bir alanda çalışıyor. 2024 yılında 425 öğrenciye burs, 1.000 öğrenciye giyim, 3 bin 300 aileye gıda yardımı sağladık. Niğde Tarım Fakültesi bursları, Hollanda'daki Wageningen Üniversitesi iş birlikleriyle destekleniyor. Ayrıca 60 ilde 6 bin bilgisayar, 800 yataklık yurtlar, 570 bin fidanlık sevgi ormanları, 1.6 milyon kişilik iftar sofraları gibi rakamlarla somut bir etki üretiyoruz.

*Trafik güvenliği konusunda Türkiye'nin en uzun soluklu projelerinden birini yürütüyorsunuz. 'Trafik Hayattır!' ne gibi etkiler yarattı?

20 yılı aşkın süredir devam eden bu platformla milyonlarca kişiye ulaştık. Sosyal medya içerikleri, interaktif videolar, eğitimler, test botları gibi dijital araçlarla farkındalık yarattık. Küçükçekmece'deki parkta her yıl 42 bin çocuk teorik ve pratik eğitim alıyor. Tohum Otizm Vakfı ile otizmli çocuklara özel modüller geliştirdik. Okullara ve belediyelere materyal desteği veriyoruz.

*Tüm bu deneyim ve birikimle gelecekte hangi sosyal etki temalarına odaklanacaksınız?

Bizim için en kıymetli şey, dokunduğumuz insanların hayatlarında kalıcı ve olumlu bir etki bırakmak. Bu yüzden önümüzdeki dönemde eğitim, çevre ve kültür-sanat alanlarında kapsamlı ve stratejik projeler geliştirmeye devam edeceğiz. Toplumun tüm kesimlerine ulaşabilen, etkisi ölçülebilir ve sürdürülebilir katkılar sunmak istiyoruz. Temel yaklaşımımız hep aynı kalacak: Birlikte üretmek, birlikte büyümek ve birlikte iyileşmek.

EN ÇOK OKUNANLAR