Türkiye'nin yenilenebilir enerji sektörünün önemli oyuncularından Akfen Yenilenebilir Enerji, hem ülkenin sürdürülebilir kalkınma vizyonuna hem de küresel enerji dönüşüm sürecine katkıda bulunarak hızla büyüyor. Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Mustafa Kemal Güngör, Türkiye'nin sahip olduğu doğal kaynaklar ve jeopolitik avantajlarla bu enerji dönüşümünde önemli bir aktör olma potansiyelini en verimli şekilde değerlendirdiklerini belirtiyor. Güngör, "Biz de Akfen Yenilenebilir Enerji olarak bu potansiyeli en verimli şekilde değerlendiriyor, yatırımlarımızla Türkiye'nin enerji bağımsızlığına ve karbon nötrlük hedeflerine katkıda bulunuyoruz. Enerji dönüşümünün sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda yeni bir ekonomik kalkınma modeli olduğuna inanıyoruz" ifadeleriyle şirketin vizyonunu ortaya koyuyor.

2025 YATIRIMLARI VE KAPASİTE ARTIŞI

2025 yılı, Akfen Yenilenebilir Enerji için yine yoğun ve verimli bir yatırım dönemi oldu. Mustafa Kemal Güngör, bu süreci şu sözlerle değerlendiriyor: "86 MW gücündeki Hibrit GES projemizi tamamlamak üzereyiz. Bunun yanında, 102 MW'lık RES kapasite artışı için inşa süreçlerimiz sürüyor. Onları da bu senenin sonuna kadar tamamlamış olacağız. Yatırımlarımıza yaklaşık 160 milyon dolarlık kaynak ayırdık." Güngör ayrıca, "Diğer taraftan, karbon kredisi satışlarımız, sürdürülebilir finansman kaynakları yaratmada önemli bir rol oynadı. Ayrıca hidrojen alanındaki HYDROMOD projemiz de bu yılın öne çıkan çalışmaları arasında yer alıyor. Dolayısıyla, üretim kapasitemizi artırırken aynı zamanda enerjinin geleceğine yatırım yapmaya devam ediyoruz" diye ekliyor.

HİBRİT SANTRALLER ODAKTA

Akfen Yenilenebilir Enerji'nin 2027'de 1200 MW kurulu güce ulaşma stratejisinin temelinde, çeşitlendirilmiş ve esnek bir enerji üretim modeli oluşturmak yatıyor. Güngör, hibrit santrallerin bu stratejideki merkeziliğini vurguluyor: "Hibrit santraller, bu stratejinin merkezinde yer alıyor. Mevcut RES santrallerimizin uygun alanlarında güneş enerjisiyle hibrit sistemler kurarak aynı altyapı üzerinden ilave kapasite yaratıyoruz. Bu, hem maliyet avantajı sağlıyor hem de üretimde süreklilik ve verimliliği artırıyor. Hibrit yatırımlarımız önümüzdeki dönemde de önceliklerimiz arasında olacak".

Şirket, yenilenebilir enerji üretiminin ötesine geçerek, hidrojen gibi yeni nesil enerji alanlarında da aktif olmayı hedefliyor. Mustafa Kemal Güngör, bu yolda atılan somut adımlardan birini "HYDROMOD projemiz bu yolda attığımız bir ilk adım olarak bunun somut örneklerinden biridir" diyerek açıklıyor.

HYDROMOD PROJESİ, MODÜLER VE MOBİL DOLUM İSTASYONLARI GELİŞTİRECEK

Mobil Hidrojen Dolum İstasyonu (HYDROMOD) Projesi, Akfen Yenilenebilir Enerji'nin proje koordinatörlüğünde yürütülüyor ve Avrupa ülkeleri ile Avrupa Birliği Komisyonu tarafından kurulan uluslararası Ar-Ge platformu EUREKA çatısı altında, Eurogia2030 programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Proje, toplam 3.4 milyon Euro bütçeyle hibe usulünde kısmi fon almaya layık görüldü. HYDROMOD projesi; hidrojenin güvenli, etkili ve esnek dağıtımını sağlamak amacıyla modüler ve mobil dolum istasyonları (HRS) geliştirmeyi amaçlıyor. Bu proje, sabit sistemlerin karşılaştığı yüksek kurulum maliyeti ve sınırlı esneklik gibi sorunlara karşı yenilikçi bir çözüm sunacak. Sistem; yapay zeka, sensör teknolojileri ve endüstriyel nesnelerin interneti ile entegre biçimde tasarlanacak. Kentsel-kırsal alanlarda yaygınlaştırılabilir, ölçeklenebilir ve güvenli bir çözüm olarak sahada test edilecek. Projenin üç yıl içinde Teknoloji Hazırlık Seviyesi (TRL) 6'ya ulaşması hedefleniyor. HYDROMOD'un başarıyla tamamlanması, operasyonel testlerle performansının ve maliyet etkinliğinin doğrulanması, temiz mobilite altyapısının yaygınlaşmasına ve iklim nötrlüğü hedeflerine doğrudan katkı sağlaması bekleniyor.

(Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Mustafa Kemal Güngör)