USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Yolların sessiz devrimi ve geleceğin yarışı

Elektrikli otomobiller, yalnızca şehirlerin havasını ve yollardaki gürültüyü değiştirmekle kalmıyor; aynı zamanda Türkiye'nin küresel otomotiv yarışında yeni bir merkez olma vizyonunu da güçlendiriyor. Yerli üretimin ivmesi ve uluslararası yatırımların katkısıyla bu dönüşüm, toplumsal yaşamdan ihracata kadar geniş bir etki yaratıyor.

Yolların sessiz devrimi ve geleceğin yarışı

Bir sabah uyandığınızı düşünün: Şehrin caddelerinde gürültülü motor sesleri yok, egzoz kokusu yerini temiz bir havaya bırakmış, kavşaktaki kırmızı ışıkta yanınızda bekleyen otomobil neredeyse fısıltı kadar sessiz... İşte elektrikli otomobillerin başlattığı bu 'sessiz devrim', sadece otomotiv sektörünü değil, günlük yaşam alışkanlıklarımızı da değiştiriyor. Eskiden benzin istasyonlarında birkaç dakikada tamamlanan yakıt dolumu, bugün şarj istasyonlarında kahve eşliğinde yapılan sohbetlere evriliyor. Türkiye'de hızlı şarj istasyonlarında elektrikli araçlar genellikle 20 ila 40 dakika arasında, bazı durumlarda ise yaklaşık 1 saatte şarj edilebiliyor. İlk bakışta bu süre zaman kaybı gibi görünebilir. Oysa gerçekte, bu bekleme anı yalnızca aracın değil, geleceğin de enerjisini dönüştürüyor. Verimlilik, sürdürülebilirlik ve enerji yönetimi açısından düşünüldüğünde, şarj için ayrılan bu süre; bireysel yaşamlarımızın ötesinde, kolektif geleceğin inşasında kritik bir rol üstleniyor. Çünkü elektrikli araçlara ayrılan her bir saat, karbon ayak izinin azalmasına, çevrenin korunmasına ve daha yaşanabilir bir dünyaya yapılan yatırıma dönüşüyor. Oto galerilerde 'kaç beygir?' sorusunun yerini ise 'kaç kilometre menzil?' merakı aldı. Artık mesele hızdan çok teknoloji, tasarruftan çok sürdürülebilirlik. Bu dönüşümde hem global devler hem de yerli markalar yeni yatırımlarla geleceğin yarışına hazırlanıyor. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği'nin (OİB) 2025 İhracat Raporu, bu değişimin yalnızca tüketici davranışlarını değil, ihracat dengelerini de dönüştürdüğünü ortaya koyuyor.

TÜRKİYE'NİN MOBİLİTE VİZYONU KÜRESEL ÖLÇEKTE HAYATA GEÇİYOR

Türkiye'nin fikri mülkiyet haklarına sahip küresel markası Togg, Türkiye'nin fikri mülkiyetine sahip olduğu küresel mobilite teknolojileri markası olarak öne çıkıyor. Şirket, yalnızca elektrikli otomobil üretmekle kalmıyor; Trugo ve Trumore alt markalarıyla şarj altyapısından dijital platformlara, yeni kullanıcı deneyimlerinden iş modellerine kadar uzanan kapsamlı bir ekosistem oluşturuyor.

T10X, GÜVENLİK VE KULLANICI DENEYİMİYLE YENİ BİR STANDART BELİRLİYOR

Togg'un ilk doğuştan elektrikli modeli T10X, Nisan 2023'ten bu yana 75 binden fazla kullanıcıyla buluştu. Bağımsız Euro NCAP programının tüm testlerinden en yüksek seviye olan 5 yıldızı alan T10X, güvenlikten ödün vermeden yüksek performans sunuyor. 160 kW / 218 beygir güç ve 350 Nm tork üreten T10X RWD, iki farklı batarya seçeneğiyle 314 ve 523 kilometrelik menziller sağlıyor. 52.4 kWh kapasiteli batarya 16.7 kWh/100 km, 88.5 kWh kapasiteli batarya ise 16.9 kWh/100 km enerji tüketimi değerine ulaşıyor. Hızlı şarj teknolojisi sayesinde cihaz, 30 dakikadan daha kısa sürede yüzde 20'den yüzde 80 doluluk seviyesine ulaşıyor.

SÜREKLİ GELİŞEN BİR YAPIYA SAHİP

12.3 inç gösterge ekranı, 29 inç bilgi-eğlence ekranı ve 8 inç dokunmatik kontrol ekranıyla toplamda 41.3 inçlik dijital deneyim sunan T10X, Snapdragon® işlemcili kokpiti, araç içi sosyal kamerası, Wi-Fi hot spot özelliği ve OTA güncellemeleriyle sürekli gelişen bir yapıya sahip. Güvenliği destekleyen yedi hava yastığı, ileri seviye sürüş destek sistemleri ve sağlam altyapısı ile T10X, her türlü yol koşuluna uyum sağlıyor. Hem iç hem de dış tasarımında Doğu'nun duygusallığını ve Batı'nın rasyonelliğini buluşturan model, Anadolu'dan ilham alan lale motifini öne çıkarıyor. Renk seçenekleri ise Türkiye'nin doğal güzelliklerinden esinlenerek 'Gemlik', 'Anadolu', 'Oltu', 'Kula', 'Kapadokya', 'Pamukkale' ve 'Ayder' olarak belirlenmiş durumda.

T10F, SPORTİF FASTBACK TASARIMIYLA AVRUPA SAHNESİNE ÇIKIYOR

T10X'in ardından Togg 15 Eylül 2025'te Türkiye'de satışa sunduğu T10F modeliyle ürün gamını genişletti. Münih'teki IAA Mobility 2025'te dünya tanıtımı yapılan T10F, Euro NCAP testlerinden 5 yıldız alarak güvenlik iddiasını ortaya koydu. 160 kW / 218 beygir güç ve 350 Nm tork üreten T10F RWD, 52.4 kWh bataryasıyla 350 km, 88.5 kWh bataryasıyla ise 623 km menzil sunuyor. Hızlı şarj teknolojisi sayesinde 28 dakikada yüzde 20'den yüzde 80 doluluğa ulaşıyor. Sürücü destek sistemleri arasında adaptif hız sabitleyici, akıllı şerit takip sistemi, çevre görüş kamerası, kör nokta asistanı ve sürücü dikkat asistanı bulunuyor. Sportif fastback silueti, coupé tavan çizgisi ve gövdeye gömülü kapı kolları aerodinamik verimliliği artırırken, panoramik cam tavan ve 505 litrelik bagaj hacmi ferah ve konforlu bir iç mekan sunuyor. Yenilenen direksiyon simidi, uçtan uca ekran ve zarif dikiş detayları 'koza etkisi' yaratarak kullanıcıyı saran bir deneyim oluşturuyor. 'Urla' ve 'Mardin' renk seçenekleri ise modelin tasarım kimliğini güçlendiriyor.

TOGG, ALMANYA PAZARINA GİRİŞ YAPARAK AVRUPA'DAKİ İDDİASINI ORTAYA KOYUYOR

29 Eylül 2025 itibarıyla T10X ve T10F modellerini Almanya'da satışa sunan Togg, Avrupa'daki büyüme yolculuğuna resmen başladı. Stuttgart merkezli Togg Europe GmbH üzerinden yönetilen süreçte Almanya, güçlü elektrikli araç altyapısı ve teşvikleriyle ilk hedef ülke seçildi. Marka, Almanya'nın ardından Fransa ve İtalya pazarlarına girmeye hazırlanıyor.

CAN.AI, YAPAY ZEKAYI KULLANICIYLA EMPATİ KURAN BİR YAPIYA DÖNÜŞTÜRÜYOR

Togg, yapay zekayı yalnızca bir teknoloji bileşeni değil, kuruluşundan itibaren tüm dijital mimarisinin belkemiği olarak konumlandırdı. Microsoft Türkiye iş birliğiyle Azure Cloud üzerinde geliştirilen Can.ai, OpenAI teknolojileriyle desteklenen agentic AI mimarisiyle hayata geçti. Can.ai, kullanıcıların niyet, zamanlama, lokasyon ve geçmiş davranışlarını analiz ederek bağlamsal etkileşim sağlıyor. Binden fazla doküman ve iki milyon çağrı kaydı üzerinde eğitilen sistem, Togg Care çağrı merkezinin dijital ikizi gibi çalışıyor. Empati kurabilen, öğrenebilen ve kullanıcı adına harekete geçebilen yapısıyla satıştan sipariş takibine, satış sonrası destekten teknik sorulara kadar geniş bir yelpazede hizmet sunuyor.

SIRO VE TRUGO, ENERJİ ALTYAPISINDA TÜRKİYE'NİN LİDERLİĞİNİ PEKİŞTİRİYOR

Farasis Energy ortaklığında kurulan Siro Silk Road, Togg'un batarya modül ve paketlerini üretirken; Togg'un yüzde yüz iştiraki Trugo, Türkiye'nin en kapsamlı şarj altyapısını kurdu. 81 ilde binden fazla DC ve 500'den fazla AC istasyonla toplam üç binden fazla soket üzerinden hizmet sunan Trugo, sertifikalı yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanıyor. 2023 Nisan ayından bu yana dört milyondan fazla başarılı şarj işlemi gerçekleştiren şirket, EPDK verilerine göre yüzde 27.03 pazar payıyla Türkiye'nin lider şarj operatörü konumunda bulunuyor.

YERLİ OMURGA: TÜRKİYE'NİN KENDİ ELEKTRİKLİ HİKAYESİ

Türkiye'nin elektrikli araç devriminin merkezinde hiç kuşkusuz yerli üreticiler bulunuyor. Togg, yalnızca Türkiye pazarında değil, Avrupa'ya açılım stratejisiyle de dikkat çekiyor. T10X modeliyle iç pazarda güçlü bir pay elde eden Togg, 2025'te T10F sedanı Almanya'da tanıtarak Avrupa sahnesine adım attı. Bu hamle, Türkiye'nin artık yalnızca tüketici değil, ihracatçı bir elektrikli otomobil üreticisi olduğunun göstergesi. Öte yandan Hyundai Assan, Kocaeli fabrikasında 2026 itibarıyla elektrikli üretime başlamaya hazırlanıyor. İlk üretilecek modelin Ioniq 3 olması planlanıyor. Bu adım, Türkiye'deki tedarik zincirini de elektrikli odaklı yeniden şekillendirecek. Mikro mobilite tarafında ise Pilotcar, ihracat ağırlıklı büyüme modeliyle niş bir segmentte Türkiye'nin bayrağını dalgalandırıyor. Bu tablo, PwC Strategy& 2024 Elektrifikasyon Raporu'nda Türkiye'nin bölgesel üretim merkezi olarak konumlandığını belirten öngörülerle de örtüşüyor.

KÜRESEL YATIRIMLARIN YENİ ÇEKİM MERKEZİ TÜRKİYE

Türkiye, küresel markaların üretim stratejilerinde önemli bir merkez haline geliyor. Çinli dev BYD, Manisa'da 1 milyar dolarlık dev bir yatırım ile yıllık 150 bin kapasiteli fabrikasını kuruyor. Bu tesis, yalnızca üretim değil, aynı zamanda Ar-Ge merkeziyle de Türkiye'yi Avrupa pazarına açılan bir köprü konumuna taşıyacak. Tesla ise doğrudan satış modeli ve fiyatlandırma stratejileriyle kısa sürede Türkiye'de elektrikli pazarının liderlerinden biri oldu. Model Y, özellikle vergi avantajı ve menzil performansı sayesinde tüketicinin ilgisini çekti. MG, Chery ve JAECOO gibi Çin merkezli markalar da Türkiye pazarına hızlı girişleriyle rekabeti kızıştırıyor. EPDK 2025 Şarj Ağı Raporu ise bu yatırımların paralelinde şarj altyapısının da hızlı şekilde geliştiğini ortaya koyuyor.

PREMIUM SEGMENTTE SESSİZ GÜÇ

Elektrifikasyon yalnızca kompakt araçlarla sınırlı değil. Volvo, BMW, Mercedes, Audi ve DS gibi markalar, premium segmentte elektrikli modellerini Türkiye'ye ardı ardına sunuyor. Volvo'nun yeni nesil elektrikli SUV'ları, BMW'nin iX ve i4 modelleri, Mercedes'in EQ serisi ve Audi'nin e-tron ailesi, Türkiye'de lüks segmentin de dönüşüme hazır olduğunu gösteriyor. Bu hamle, tüketici nezdinde elektriklinin yalnızca ekonomik değil, prestijli bir tercih haline geldiğinin kanıtı. McKinsey Küresel Elektrikli Mobilite Raporu 2024, premium segmentteki bu kaymanın tüm dünyada kalıcı bir davranış değişimi yaratacağını vurguluyor.

ÜRETİMDEN İHRACATA YENİ UFUKLAR: 2026'DAN 2030'A TÜRKİYE'NİN ROTASI

Önümüzdeki birkaç yıl, Türkiye otomotiv sektörü için kritik bir döneme işaret ediyor. 2026'dan itibaren Hyundai ve BYD üretimlerinin devreye girmesiyle birlikte, pazarın seyrinde önemli değişimlerin yaşanması bekleniyor. Yerli üretimin artması fiyatların daha rekabetçi hale gelmesine katkı sunarken, aynı zamanda ihracat potansiyelini de yükseltebilir. Bu süreçte Togg'un Avrupa satışlarının hız kazanacağı, Pilotcar gibi mikro üreticilerin ise yeni alternatif pazarlara yönelerek rekabette konumlarını güçlendirebileceği öngörülüyor. Orta vadede, özellikle 2027-2028 yıllarında Türkiye'nin yalnızca iç pazar için değil, Avrupa'ya açılan bir üretim ve ihracat üssü olarak anılma ihtimali öne çıkıyor. Premium markaların daha geniş model gamı sunmasıyla birlikte tüketici davranışlarında da kalıcı değişimlerin ortaya çıkabileceği tahmin ediliyor. Şarj altyapısının yaygınlaşması ve enerji politikalarının netleşmesiyle birlikte, ikinci el elektrikli araç piyasasının da kademeli olarak oluşması muhtemel görünüyor. Tüm bu beklentiler, IEA'nın Global EV Outlook 2024 raporunda altı çizilen küresel trendlerle büyük ölçüde örtüşüyor.

TÜRKİYE ELEKTRİKLİ OTOMOBİLDE ÜRETİM VE İHRACAT ÜSSÜNE DÖNÜŞÜYOR

Yerli girişimlerden küresel devlere, akademik öngörülerden sektör liderlerinin analizlerine kadar tüm göstergeler, Türkiye'nin elektrikli araç ekosisteminde sadece tüketici değil, güçlü bir üretici ve ihracatçı ülke olma yolunda ilerlediğini ortaya koyuyor. Türkiye, otomotiv endüstrisinde uzun yıllardır üretim gücü ve ihracat kapasitesiyle öne çıkan bir ülke. Ancak bugün, geleneksel motor teknolojilerinden elektrikliye geçiş sadece sektörün değil, toplumun tüm dinamiklerini dönüştürüyor. Elektrikli araçların yükselişi, bir trendin ötesinde; ekonomik yapıyı, şehirlerin işleyişini ve enerji altyapısını yeniden şekillendiren bir devrim niteliği taşıyor. Yollarda sessizce ilerleyen bu araçlar, aslında çok daha büyük bir değişimin işaret fişeğini ateşliyor. Bu dönüşümde Togg, Hyundai Assan ve Pilotcar gibi yerli girişimler; BYD, Tesla ve MG gibi küresel markalar ile Mercedes, BMW, Audi, Volvo ve DS gibi premium üreticiler pazarı şekillendiriyor. Aynı zamanda OİB Başkanı Baran Çelik'in ihracat odaklı analizleri, TEHAD Başkanı Berkan Bayram'ın altyapı önerileri, MÜSİAD Otomotiv ve Ulaşım Araçları Sektör Kurulu Başkanı Emin Küçük, E-Mobility + AI Kurucusu Cem Uslu'nun teknoloji vizyonu ve arabam.com CEO'su Önder Oğuzhan'ın tüketici içgörüleri, bu devrimin ekonomik, teknolojik ve toplumsal boyutunu çok yönlü bir perspektifle gözler önüne seriyor.

EN ÇOK OKUNANLAR