
Sürdürülebilir finans, çevresel ve sosyal etkileri merkeze alarak sermaye akışlarını yönlendiren yeni nesil bir finansman modeli olarak hızla önem kazanıyor. İklim krizi, enerji dönüşümü ve karbon düzenlemeleriyle birlikte bu alandaki yatırım ihtiyacı her geçen gün artarken, 2025'in ilk çeyreğinde Türkiye'de yeşil tahvil hacmi yüzde 75 büyüyerek 3 milyar doları aştı. Yeni İklim Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle birlikte şirketlerin ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) kriterlerine uyum süreci hızlanırken, sürdürülebilir krediler ve yeşil tahviller gibi araçların önümüzdeki dönemde finans piyasalarının merkezine yerleşmesi bekleniyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANS NEDEN ÖNEMLİ?
Nüfusun artması ve kaynakların azalması, yaşam standartlarını olumsuz etkiliyor ve sürdürülebilir finansın önemini artırıyor. Bu yaklaşım, iklim değişikliği, kaynak tükenmesi, sosyal eşitsizlik ve yoksulluk gibi küresel sorunların çözümünde kritik bir rol oynuyor. Sermayeyi çevresel ve sosyal açıdan sorumlu yatırımlara yönlendirerek hem çevresel zararın azaltılmasına hem de sosyal refahın desteklenmesine katkı sağlıyor. Ayrıca sürdürülebilir finans, uzun vadeli değer yaratımı ve risk yönetimini merkeze alıyor. ESG faktörlerini dikkate alan şirketler yatırımcılar için daha güvenilir hale gelirken, sürdürülebilir finansal enstrümanlar yeni sermaye kaynaklarına erişimi kolaylaştırıyor. Bu yaklaşım şirketlerin küresel itibarını güçlendiriyor, çevresel ve sosyal zorluklara karşı dayanıklılığını artırıyor ve toplumun daha sürdürülebilir bir geleceğe uyum sağlamasına yardımcı oluyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR FON TUTARI ARTIYOR
Son yıllarda, sürdürülebilir finans dünyası çarpıcı bir dönüşüm geçiriyor. Yeşil teknoloji giderek yaygınlaştıkça ve fiyatlar düştükçe, yatırımcılar sürdürülebilir projelere giderek artan bir güvenle yaklaşıyor. Dünyanın önde gelen sürdürülebilirlik uzmanlarından birçoğuna ev sahipliği yapan Dünya Ekonomik Forumu, 2025'in aslında doğa-pozitif finansın tanımladığı bir yıl olacağına inanıyor. Morgan Stanley verilerine göre, sürdürülebilir fonların (ESG kriterlerine göre yatırım yapan fonlar) küresel varlık yönetimi tutarı 2024 sonunda 3.56 trilyon dolar seviyesine yükseldi. Bu, bir önceki yıla göre yüzde 4,8'lik bir artışı yansıtıyor. Uluslararası piyasalarda 'geniş kapsamlı' ESG kriterlerine dayalı yatırımların ise 2026'ya kadar 30 trilyon dolar seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu büyüme, yatırımları sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu hale getirmenin finansal ve etik zorunluluğunun giderek daha fazla kabul gördüğünü gösteriyor. Bu eğilim, yatırımcı önceliklerinde sismik bir değişimi işaret ediyor; uzun vadeli çevresel ve sosyal etki, finansal getiriler kadar önemli hale geliyor. Bu durum aynı zamanda bir erdemli döngü de yaratıyor; ESG yatırımlarına ne kadar çok sermaye ayrılırsa, küresel zorlukları çözmek için o kadar çok kaynak kullanılabilir. Türkiye'de 2021'de açıklanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı, 2022'de devreye giren Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı ve 2025'te yürürlüğe giren İklim Kanunu, bu dönüşümün temel taşlarını oluşturuyor. Ancak uzman analizlerine göre, sürdürülebilir finansın etkili bir araç haline gelmesi için kalkınma bankalarının yanı sıra sermaye piyasalarının güçlenmesi, yerel yatırımcı tabanının genişlemesi ve makroekonomik istikrarın sağlanması gerekiyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANS TRENDLERİ
Sürdürülebilir finans alanında 2025'in en önemli trendleri arasında yeşil tahviller, ESG yatırım ve entegrasyonu, doğal afet müdahalesi, Ar-Ge, karbon fiyatlandırması, karbon ayak izi dengeleme ve karbon ticareti, sosyal etki, çevre dostu organik ürünler, enerji ve etki yatırımı yer alıyor.
-Sürdürülebilir finansal büyüme: Sürdürülebilir finans sektörü dikkat çekici bir hızla büyüyor. Bu büyüme, yatırımları sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu hale getirmenin finansal ve etik zorunluluğunun giderek daha fazla kabul gördüğünü gösteriyor.
Karbon fiyatlandırması ve ticareti: Karbon fiyatlandırma ve ticaret piyasaları küresel emisyonların azaltılmasında vazgeçilmez araçlar haline geliyor. Bu sistemler, karbon emisyonlarına finansal bir değer atfederek işletmeleri yenilik yapmaya ve daha temiz uygulamaları benimsemeye teşvik ediyor.
Yatırım kararlarında ESG entegrasyonu: Yatırımcılar, karar alma süreçlerine giderek daha fazla ESG kriterlerini dahil ediyor ve küresel yatırım ortamını yeniden şekillendiriyor. Bu eğilim, finans piyasalarında karlılık ile sosyal sorumluluğun artık birbirini dışlayan kavramlar olmadığı bir paradigma değişimine işaret ediyor.
-Geçiş finansmanı: Geçiş finansmanı, özellikle iklim hedefleriyle uyum sağlamaya çalışan sektörler için sürdürülebilir finansın temel taşı olarak ortaya çıkıyor. Bu yenilik, sürdürülebilirlik beklentileri ile finansal gerçeklik arasındaki boşluğu kapatarak, daha az sürdürülebilir sektörlerin geçiş yolculuklarına başlamaları için gerekli kaynakları sağlıyor.
-Yeşil tahviller: İklime dayanıklı yatırımlara olan talebin artmasıyla birlikte yeşil, sosyal ve sürdürülebilirlikle bağlantılı tahvil ihraçlarının 2025 yılında 1 trilyon doları aşması bekleniyor. Yeni AB Yeşil Tahvil Standardı, tahvil ihraçları için sıkı ve gönüllü kriterler belirleyerek yatırımcı güvenini artırmayı amaçlıyor.
-Etki yatırımı: Emeklilik fonları ve kurumsal yatırımcıların olumlu toplumsal sonuçlar üreten girişimlere daha fazla kaynak ayırmasıyla etki yatırımı ivme kazanıyor. Bu eğilim, yatırımların karlılıktan ödün vermeden iyiye yönelik bir güç olabileceğinin giderek daha fazla kabul gördüğünü gösteriyor.
-Karma finans: Karma finans, yani özel yatırım çekmek için kamu fonlarının stratejik kullanımı, karmaşık küresel zorluklarla mücadelede bir araç olarak giderek daha fazla ilgi görüyor. Bu işbirlikçi yaklaşım, temiz enerji erişimi ve sürdürülebilir tarım gibi konularda çözümlerin ölçeklendirilmesi için önemli olduğunu kanıtlıyor.
-Sürdürülebilir finans alanında yapay zeka etiği: Yapay zeka sürdürülebilir finansın ayrılmaz bir parçası haline geldikçe, etik kaygılar ön plana çıkıyor. Yapay zekanın etik kullanımı, güvenin korunması ve önyargılı karar alma veya yeşil aklama gibi istenmeyen sonuçlardan kaçınılması açısından kritik öneme sahip. Bu eğilim, yapay zekanın hem inovasyonun itici gücü hem de potansiyel bir risk kaynağı olarak ikili rolünü vurgulayarak, etik yönetimini sürdürülebilir finans liderleri için bir öncelik haline getiriyor.
-İklim değişikliğine uyum: Küresel ısınmanın etkileri yoğunlaştıkça iklim değişikliğine uyum için finansman giderek daha önemli hale geliyor. Daha geniş bir açıdan bakıldığında, afet tahvilleri sigorta ve reasürans sektörüne önemli bir sermaye sağlayarak, aşırı felaketlerden sonra ekonomilerin ve hanelerin toparlanmasını daha iyi desteklemelerine olanak tanıyor. Paydaşlar, dayanıklılığa yatırım yaparak toplulukları ve ekonomileri gelecekteki kesintilere karşı koruyorlar.
-Sürdürülebilirlik yenilikleri: Örneğin karbon giderme teknolojisi, atmosfere salınmadan önce CO₂'yi yakalıyor. Sürdürülebilirlik yeniliklerine yapılan yatırımlar artıyor; özellikle emisyonları azaltan ve döngüsel ekonomileri destekleyen son teknolojilere odaklanılıyor.