Hayatımın son 7 yılını filantropist olarak geçirdim. Gönüllü anne olarak ilk attığım adım,, beni bugünkü pozisyonuma kadar getirdi. Şu anda biri biyolojik olmak üzere 4 çocuk annesiyim. Gönüllü olmanın gerektirdiği şeylerin başında zaman ayırmak gerekiyor. Bir kere yapılan yardımlar veya bir kere ayrılan zaman, belli bir noktada yerini buluyor ama süreklilikle yapılanlar daha anlamlı etkilere ulaşıyor. Filantropi yolculuğum Darülaceze'de, gönüllü anne olarak başladı. İki yıl her hafta gittiğim yuvadaki sürecin sonunda hayatım, koruyucu anne olarak taçlandı. 4 senedir koruyucu anneyim ve hayatımın büyük bir bölümü yuvalardaki çocuklarla geçiyor. Bu süreçteki eksikleri bizzat görünce sadece kişisel desteğin yetmediğini anlayıp Kırmızı Çocuklar Derneği’ni kurdum. Bu proje, en değerli projem.

6 yıl önce Darülaceze’nin kapısından girmemle başladı bu hikayem. Yurttaki çocuklara gönüllü annelik yapmaya başladıktan sonra fark ettim ki yapılacak çok şey var. Bu yüzden iki yıl önce derneği kurduk. Derneğin üç önemli misyonu var. Birincisi koruyucu aileliği anlatmak, anlatmak… İkinci misyonumuz, dernekte bilim ve tasarım merkezi kurmamız. Diğer misyonumuz ise 18 yaş üstü yurttan çıkan gençler.  Tüm bu konular için çok geniş bir gönüllü ekibi kurduk. Kırmızı Karavan ise çocuklarımızın tasarımlarından oluşturduğumuz bir marka. Tüm satış geliri derneğimizin bilim ve tasarım merkezi projesine aktarılıyor. Kişisel olarak bugüne kadar 100 bin TL’ye yakın bir desteğim oldu. Son bir senede kurumsal aldığımız desteklerle 60 çocuğa burs sağladık. 4 yıl sürecek bu desteğin tahmini bütçesi ise 2 milyon TL.