USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Murat  Yeşildere

YAZARLAR

1.01.2023 13:59:00

MAHSA AMİNİ: KADIN, HAYAT, ÖZGÜRLÜK

Mahsa Amini isimli genç kadını unutmayacağız! Özgürlük ve demokrasi mücadelesinin işaret fişeğini ateşleyen 22 yaşındaki genç kadının ahlak polisi tarafından katledilmesi, 1970'li yılların sonundaki İslami devrimden bu yana İran'da sokakları ilk kez bu kadar hareketlendirdi. Başını tesettüre uygun olarak kapatmadan sokağa çıkan ve ahlak polisine direnen Mahsa Amini, aslında sadece kendi hayatını özgürce, kendi inançları doğrultusunda yaşamak istiyordu. İnandığı değerlerin ve doğruların arkasında durmanın cezasını ise maalesef hayatı ile ödedi. Onun ölümünden bu yana da İran'da sokaklar durulmadı; kadını erkeği, genci yaşlısı sokaklara dökülerek Mahsa'nın savunduğu değerlerin arkasında durduklarını, hem İran'daki yönetime hem de dünyaya gösterdiler. Sokaklardaki halk üç kelimeyi birlikte haykırdı: "Kadın, Hayat, Özgürlük"! Yüzlerce, belki binlerce insan daha Mahsa gibi tutuklandı, şiddet gördü; sayıları tam olarak öngörülemese de yüzlerce insan orantısız güç kullanan güvenlik görevlileri tarafından öldürüldü; şeriat mahkemeleri birçok insanı yargıladı, bazıları idama mahkum edildi; iki tanesinin cezası da geçtiğimiz aralık ayı içinde icra edildi.

ÖZGÜRLÜK, DEMOKRASİ VE LAİKLİK İÇİN MÜCADELE SÜRÜYOR

Mahsa Amini'nin katledilmesine gösterilen tepki karşısında İran İslam Cumhuriyeti yöneticileri de tepkisiz kalamadılar; inanması güç de olsa 'ahlak polisi' yapılanması büyük ölçüde lağvedildi; kurallar ve düzenlemeler değişmese de, İran'da kadınlar sokaklarda başları açık ve baştan aşağı onları örten kıyafetleri olmadan dolaşabilmeye başladılar. Amini'nin ölümü öncesinde hayal dahi edilemeyen bu gelişmeler, sabrını yitiren büyük kalabalıkların durulmasına da yetmedi. İran'da 43 yıllık İslami cumhuriyetin ve şeriat yönetiminin temellerinin sarsıldığı iddia ediliyor; özgürlük, demokrasi ve laiklik için mücadele sürüyor. Mahsa Amini'nin ahlak polisi tarafından katledilmesi bir anlamda bardağı taşıran damla oldu. Son 10 yılda İran'da refah seviyesinin %37.6 oranında azaldığını, resmi ölçümlere göre enflasyonun %40'ı aştığını, genç işsizliğinin ise %25'e dayandığını da söylemem gerek. Daha da önemlisi, bugün 90 milyona yaklaşan İran nüfusunun dörtte üçü 1979'daki İslami Devrim sonrasında doğanlardan oluşuyor. Kadın ya da erkek, bireylerin özgürlüğünü sınırlayan, onların vücutlarını nasıl sergilediklerini, kullandıklarını, nasıl giyindiklerini dahi kontrol etmeye çalışan bir yönetim biçiminde özgür düşüncenin, gelişmenin, yeniliğin ve inovasyonun nasıl gerçekleşebileceğini beklersiniz?

Farklı olanları, renkli olanları ayrıştırıp ötekileştirerek, değişim ve inovasyon kültürünü kucaklamamız mümkün değil.

BİREY, KURUM VE ÜLKE PERFORMANSI NASIL ARTAR?

Bugün inovasyonun birey, kurum, toplum bazında artmasını arzu ediyorsak, çeşitlilikleri daha fazla kucaklamaya alışmamız, kontrol ile değil; özgür irade ile yönetme biçimini yaygınlaştırmamız, fikir ve görüş ayrılıklarından korkmadan beslenmemiz, yapıcı ve sağlıklı tartışmalar üzerinden karar kalitesini artırarak birey, kurum ve ülke performansını yükseltebilmeyi başarmamız gerekiyor. Farklı olanları, renkli olanları ayrıştırıp ötekileştirerek, değişim ve inovasyon kültürünü kucaklamamız mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılı olan 2023 yılının farklılıkları, renkleri daha çok kucaklayacağımız, bugüne kadar yaptıklarımızla yetinmeden, kendi en iyimize ulaşmak için adım atacağımız bir yıl olmasını diliyorum. Yeni sene, yazana ve okuyanlara sağlık, huzur ve mutluluk getirsin. Kalın sağlıcakla...

DİĞER YAZILARI