Çaba, gayret, efor... İsmine ne dersek diyelim anlamı benzer olan bu kelimelerin hemen hemen hepsi bizi harekete, emeğe ve uğraşa doğru götürüyor. Ancak ne yazık ki, günümüzün ilerleyen teknolojisinde ve hızlı iş hayatında, işler karmaşık olmasına rağmen yapılışı kolaylaştıkça her şey daha kolay erişilebilir gözüküyor. Yani gayretin, emeğin değeri azalıyor. Çalıştığım birçok profesyonel artık kariyer gelişimini yaparken daha kısa zaman bölümlerine bakıyor. Planlar üç beş yıllık değil, altı aylık bir yıllık yapılıyor. Her ne kadar belirsizlikler etkilese de asıl bilgi toplumunun ve beraberinde sosyal medyanın birçok şeyi kolay göstermesi insanları yanıltabiliyor.
İnsanlar, daha kısa sürede para kazanabiliyorlar, daha kısa sürede eş bulabiliyor ve daha kısa sürede iş bulabiliyorlar belki de... Peki ya bu arayıştaki gayret ve efor? Bizi değiştiren, dönüştüren, zorluklara karşı güçlendiren o müthiş eylem? İnsanoğlu rahatlığı seviyor, hatta konformist olmaya bayılıyor. Haz ve keyif istiyor, zorluktan kaçıyor. Yaşamı az da olsa tecrübe etmiş biri bu tanımlamaları az çok haklı bulacaktır. Ancak gayretin, çabanın denklemden çıkarılması, rahat bir yaşantı maalesef bizi geliştirmiyor, hatta ileride keyifsiz hale geliyor. Peki bize hayatı kolaylaştıran teknolojiyle beraber kariyerimizdeki dinamizmi, kolaylıklar dünyasında nasıl canlı tutabiliriz? Gelişim ve öğrenimimizi ertelemeye düşmeden nasıl destekleyebiliriz? Hevesimizi nasıl canlı tutarız? Gelin burada atılabilecek adımları birkaç bakış açısıyla özetleyelim:
NE KADAR GAYRET?
Plan. Plan. Plan. Bir şeyleri önceden kestirmek ve yeterliliğine karar vermek her zaman önemli bir meziyet. Bu yetenek tecrübeyle derinleşse de başka deneyimlerden de neyin ne kadar bize yetebileceğini fikir alarak öğrenebiliyoruz. Ne kadar gayret göstermemiz gerektiğini de anlayabilmek için, iyi bir iş performansı adına hangi yeteneklerimizde fırsatlar olduğunu bilmek ve bunları nasıl geliştirebileceğimizin yolunu araştırmayla ya da bilenler vasıtasıyla keşfetmek gerekiyor.
GELİŞİM GERGİNLİĞİ
Başka bir deyişle gidebileceğimiz en son nokta. Her ne kadar gelişmenin, öğrenmenin sonu yok deseler de belli zaman aralıklarında gücümüzün, enerjimizin sınırı var. İş yerinde üst üste projeler yapmak, devamlı yüklenmek bizi geliştirebilir; eforu canlı tutabilir. Ancak dinlenme arasının ne zaman verileceği kestirilemezse, gelişim zayıflar ve gelişim gerginliğimiz, çıkabileceğimiz seviyeyi düşürür.
HEVESİ CANLI TUTMAK
Kariyer alanımızda hevesimizi canlı tutmak bir insani beceri. Bunun için dış ödüller; para, prestij, sosyallik gibi temel seçenekler olsa da devamlı içten bunu sağlayabilmek işleri daha da kolaylaştırır. Evet, bazen hevesimiz kolay kaçabilir ama bu sürekli hale geliyorsa, daha beklentilerimizi karşılayamadan başka bir hevese yol alıyorsak; buradaki engeller için bir özdeğerlendirme yapmamız bize iyi gelecektir. Teknolojiyle kolaylaşan dünyada, kariyerimiz dahil birçok şeyin gayret gerektirmeden olacağını düşünmek bizim için büyük bir yanılgı olacaktır. Hevesle, devamlı kariyerimiz için iştahımızı korumak; kendimizi bilerek ne kadar eforun bize yeteceğini kestirmek ve verimli aralarla gücümüzü dengeli kullanmak kariyerin gayrete aşkını tamamlayacaktır.