USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Alper Girgin

YAZARLAR

1.12.2025 13:17:00

İŞ DEĞİŞTİRMENİN KİMYASI

İş dünyasının en önemli konularından biri, işini doğru zamanda değiştirebilmektir. Şirketler için bu kimi zaman yetenek kaybı, kimi zaman ise bir gereklilik gibi olurken; profesyoneller için ise iş değiştirme durumu birçok nedenden dolayı bir zorunluluğa dönüşebiliyor. Peki profesyoneller neden iş değiştirir? Meşhur araştırmalar en çok ekonomik nedenlerden, çalışma koşullarından ve beraberinde de kültür ve yönetim şekline uyumdan bahseder. Bilimsel veriler, bu üç ana maddeyi önceliklendirirken her profesyonellik seviyesindeki farklı ihtiyaçlara göre bu nedenlerin değişebileceğini ifade eder. Yani genç profesyoneller için ekonomik koşullar daha elzem olabilirken, daha üst seviyelere doğru ilerledikçe yönetimle uyum, kültüre katkı ve bazen de ilerleme olanaklarının kısıtlı olması söz konusu olabilir. İnsan kaynaklarının birçok alanında projeler üretmiş bir profesyonel olarak bunca deneyimin sonunda bu araştırmaların sonuçlarını haklı bulsam da bazen bir konuya farklı şekilde bakabilmenin de önemine inananlardanım. Çünkü nedensellikte analize konsantre olurken farklı bakış açılarıyla bir durumu görmek yeni pencereler açabiliyor. Gelin, sizle bu sefer iş değiştirmenin kimyası üzerine düşünelim; bizi yeni bir işe ya da iş ortamına 'ne' sürüklüyor; bu konuda derinleşelim:

DEĞER ÜRETMEK

Dünyadaki tüm diğer canlılardan farklı olarak insan; bulunduğu ortamda etki ve tepki yaratmak, bir katkı sağlamak ister. Hatta yaşamında da bir anlam oluşturmak, bunu hedef haline dönüştürerek ilerlemekten keyif alır. Eğer bir profesyonel olarak da yaptığımız işte bir değerimizin ve katkımızın olmadığını, biz olsak da olmasak da bu işte bir şeyin değişmediğini düşünüyorsak bilinen nedenleri de ön plana sürerek bulunduğumuz profesyonel alandan ayrılmayı tercih edebiliriz.

YETERİ KADAR ZORLANMAK

Birçok eğitimde dile getiriyorum. İş için 'yeteri kadar zor' kavramı vardır. Sahip olduğumuz potansiyel; yeteneklerimiz ve işimiz arasında bir boşluk ya da yetersizlik varsa bu bizi sıkar. Yeteneğimize göre çok zor bir iş bizi beceriksiz hissettirir, çok kolay bir işten ise sıkılırız. Bir katkı sağlayamadığımızı düşünürüz ve iş yerinde iş dışında başka konularla ilgilenmeye başlarız. Hatta bu öyle bir noktaya gelir ki toksik düşüncelerin içinde kaybolabiliriz.

KIYASLAMAYI DENGELEMEK

Her insan kendini ve elindekileri bir diğer insanla kıyaslar. Bazen örnek alır, bazen kıskanır, bazen imrenir... Duygudan duyguya girer. İşletme biliminde Stacy Adams bunu eşitlik teorisiyle anlatır. Ben ne yapıyorum, karşılığında ne alıyorum; başkası ne yapıyor ve ne alıyor? Bu kıyaslamada dengelerimizin bozulması, başkasını gözümüzde aşırı yükseltmek ve kendimizi aşırı değersizleştirmek bizi başka mecralar aramaya zorlar. Artık kendimizle, işimizle veya bulunduğumuz ortamla yetinemez duruma gelip bir çıkış yolu ararız. İş değiştiririz, iş ortamı değiştiririz; kendi değerimizi bulacağımıza inandığımız alanlara kayarız. İş değiştirmenin kimyasında araştırmalarda bilinen nedenlerin yanında, bu üçü diğerlerinin gölge nedenleri olarak karşımıza çıkar. En önemlisi, kendimizi değerli hissettiğimiz, değer kattığımızı bildiğimiz ve yeteneklerimizi tam sergilediğimiz bir çalışma ortamında yer almaktır. Profesyonel yaşamda başarıya giden yolda tatminin en net formülü budur.

DİĞER YAZILARI