USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Ahmet Burçin Gürbüz

YAZARLAR

1.12.2025 13:20:00

YAPAY ZEKADAN SONRASI: İNOVASYON NEREYE AKACAK?

İnovasyon deyince uzun yıllar aklımıza yeni telefonlar, yeni uygulamalar, biraz daha hızlı işlemciler geldi. Bugün başka bir eşiğe gelmiş durumdayız. Bence bu eşik, yapay zeka ile başlayan ve robotik akımla devam edecek yeni bir dönemin kapısı. Bu, basit bir 'teknoloji trendi' değil; insan hayatının, çalışma biçimlerinin ve ilişkilerinin yeniden yazıldığı bir kırılma. Şu anda olan şey kabaca şöyle: Önce yapay zeka dalgası vuruyor, ardından robotik sistemler ve otonom makineler bu dalgayı somut dünyaya taşıyor. Peki bu somut dünyada neler olacak?

HIZLANDIRICI MOTOR

Yapay zekayı, 'geleceğin kendisi' değil, geleceği hızlandıran bir motor olarak görüyorum. Bugün on yıllar sürecek geliştirme süreçlerini birkaç yıla sıkıştırıyoruz. Koca Ar-Ge ekiplerinin, aylarca yaptığı analizleri saniyelere indiren sistemlerden söz ediyoruz. Tasarım, simülasyon, planlama, analiz... Hepsi yapay zeka ile birlikte bambaşka bir tempoya geçti. Bu hızın bazı somut sonuçları var: Daha çok deneme yapabiliyoruz. Daha az hata ile ilerleyebiliyoruz. Öğrenme döngüleri kısalıyor. Fikirden ürüne giden yol daralıyor. Ama şu gerçeği gözden kaçırmamak gerekiyor: Hız, tek başına bir değer değil. Eğer bu hız, insanın daha iyi yaşamasına, daha anlamlı ilişkiler kurmasına ve daha sağlıklı bir hayata dönmüyorsa, yalnızca 'daha hızlı kaosa' koşmuş oluruz. O yüzden önceliği net koymak şart: Bu teknolojiler önce insanın sağlığına ve insanlar arası ilişkilere dokunmalı.

ÖNCELİK: SAĞLIK

Yapay zeka destekli tanı sistemleri, kişiselleştirilmiş tedaviler, sensörlerle takip edilen vücut verileri, genetik analizler... Bunların hepsi bir araya geldiğinde şu tablo ortaya çıkıyor: Hastalıklar daha ortaya çıkmadan riskler tespit edilebilecek. Tedavi protokolleri kişiye özel üretilecek. Sağlık, 'doktoru ancak kötü hissedince aradığımız' bir sistem olmaktan çıkacak; proaktif, sürekli ve görünmez bir koruma katmanına dönüşecek.

SANAYİ: İNSAN AĞIR İŞTEN ÇEKİLİYOR

Sanayi tarafında tablo daha net ve biraz da acımasız. Fabrikalar, madenler, limanlar, depolar... Buralarda bugün insanın yaptığı işlerin önemli bir kısmı robotlara devredilecek. Bu kaçınılmaz. Üretim hatları tam otonom hale gelecek. Lojistik ve depolama süreçleri robotik sistemlere kayacak. Yapay zeka, kalite kontrol ve planlamayı neredeyse tamamen devralacak. İnsanın ağır, riskli, monoton işlerden çekilmesi etik olarak da ekonomik olarak da doğru. Ama bu geçişin sonuçlarını iyi yönetmek zorundayız:

1-İnsan üretimden karara taşınacak: İş gücü, bantta çalışan emekten süreç tasarlayan, sistemi yöneten, senaryoları kurgulayan bir profile dönüşecek. Bu da ciddi bir yeniden eğitim ve dönüşüm programı gerektiriyor.

2-Verimlilik artışı tek başına zafer değil: Daha fazla üretim, daha fazla tüketim ve daha fazla kaynak kullanımı anlamına geliyorsa, bu gezegen için ciddi bir risk. Yani sanayideki inovasyonun ikinci katı, sürdürülebilirlik ve kaynak verimliliği olmak zorunda.

3-Meslekler silinmeyecek, şekil değiştirecek: 'Robotlar insanın yerini alacak' cümlesi eksik. Aslında yeni tablo şöyle... Robotlarla birlikte çalışan, onları yöneten, eğiten, geliştiren yeni bir insan profili ortaya çıkacak.

ROBOT TAMİRCİLER

Bugün bir makine bozulduğunda teknisyen çağırıyoruz. Yarın, önce makinenin kendi kendini kontrol ettiğini göreceğiz. Sorunu tespit edecek, yazılımsal bir problemse kendi kendini onaracak. Değilse, onu tamir edecek başka bir robot devreye girecek. Yani sadece otonom çalışan değil, otonom bakım yapan sistemler gelecek. Arıza kavramı, planlı duruş yerine anlık, otomatik iyileşmelere bırakacak. Bakım süreçleri, 'takvim' üzerinden değil, 'anlık ihtiyaca göre' yönetilecek. Bu noktada ortaya şöyle bir hiyerarşi çıkıyor: Robotları insanlar tasarlıyor. Robotlar, diğer robotları tamir ediyor. Yapay zeka, hem insanı hem robotları koordine ediyor. Sistem, büyük ölçüde kendi kendini ayakta tutabilir hale geliyor.

Otonom araçlar, kendi kendini güncelleyen yazılımlar, uzaktan teşhis yapan makineler... Bunun bir sonraki adımı, fiziksel tamiratı da sistemin içine dahil etmek olacak. Buradan sonra insanın omzundan mekanik yük kalkıyor. Yerine bambaşka bir yük biniyor: anlam, yön ve etik yükü.

ASIL SORU: YAPAY ZEKADAN SONRA NE GELECEK?

Gelelim en kritik soruya: Yapay zeka dalgası birçok gelişmeyi hızlandırdıktan sonra inovasyon nereye akacak? Benim cevabım şu: İnovasyonun odağı, sistemin ne kadar akıllı olduğundan, insanın ne kadar 'insan kaldığına' kaymak zorunda. Bugün sorumuz: Yapay zeka daha ne yapabilir? Yarın sorumuz ise şöyle olacak: Bu sistemlerle birlikte insanın zihinsel kapasitesini nasıl geliştirebiliriz? İnsan, bu kadar güçlü teknolojiyle birlikte kim olacak? Bundan sonrası bence üç alanda şekillenecek:

1-Zihinsel ve duygusal kapasiteyi artıran çözümler: Konsantrasyon, öğrenme, problem çözme, yaratıcılık, duygusal dayanıklılık... Bu alanlarda insanı destekleyen, onu güçlendiren sistemler öne çıkacak.

2-Anlam arayışına dokunan teknolojiler: Hızlandıkça anlam kayboluyor. Günün sonunda en büyük kriz, 'anlam krizi' olacak. Geleceğin inovasyonları, sadece 'ne yapıyoruz?' sorusuna değil, 'neden yapıyoruz?' sorusuna da cevap vermek zorunda.

3-Birlikte yaşama tasarımı: İnsan + yapay zeka + robot + doğa. Bu dördünün aynı ekosistemde uyumlu yaşaması için yeni bir tasarım diline ihtiyacımız var. Şehirler, iş yerleri, eğitim sistemleri, dijital platformlar... Hepsi bu hibrit yapıya göre yeniden kurgulanacak.

SONSUZ TEKNOLOJİ DEĞİL, SONSUZ DENGE ARAYIŞI

Son soruyu biraz sert bir yerden bitirmek istiyorum: Yapay zeka ve robotik, bize teknik olarak 'sonsuz'a yakın bir kapasite sunacak. Sürekli çalışan makineler, durmadan üreten sistemler, anlık karar veren algoritmalar... Ama insanın ihtiyacı sonsuzluk değil, denge... İnsan-makine dengesi, hız-anlam dengesi, verimlilik-adalet dengesi, üretim-gezegen dengesi... Önümüzdeki dönemin en büyük inovasyonu; yeni bir cihaz, yeni bir uygulama ya da yeni bir algoritma olmayacak. İnovasyonun geleceği tam olarak burada belirlenecek. Yapay zeka dalgası geçecek, robotik sistemler rutine dönüşecek. Geride kalacak soru çok basit ama çok sert: Bu kadar imkanın içinde, nasıl bir insanlık olduk? Önümüzdeki dönemde en büyük inovasyon, yapay zekada değil, insanın kendini yeniden tanımlama cesaretinde olacak.

DİĞER YAZILARI