Tadım başladı... Her lokmada doğaya, emeğe ve ustalığa saygı hissediliyor. Kültürlerarası mutfak deneyimi sunan Terrazza Italia, "Chef's Table" etkinlik serisine yine damakta iz bırakan bir menüyle devam etti. Terrazza Italia'nın Executive Chef'i Claudio Chinali ile Palanga Çiftliği Kurucusu Kutluğ Ataman'ın ev sahipliğinde gerçekleşen gecede, sofraya yalnızca lezzet değil, anlam da taşındı.
İTALYA'DAN İLHAM, ANADOLU'DAN DOĞALLIK
İtalyan mutfağının özgün tatlarını yerel malzemelerle harmanlayan Şef Claudio Chinali, zarif sunumlarla hazırladığı her tabakta misafirlerini alışılmışın dışında bir yolculuğa çıkardı. Menüde kullanılan etler, Türkiye'de ilk ve tek olan silvopastoral tarım yöntemini benimseyen Palanga Çiftliği'nden geldi.
PALANGA ÇİFTLİĞİ: DOĞADAN GELEN DENGE
Sanatçı ve çiftliğin kurucusu Kutluğ Ataman'ın aktardığı gibi, Palanga'da hayvanlar 6-8 yıl boyunca ormanlık alanlarda, stresten uzak ve tamamen doğal ortamda yetiştiriliyor. Yapay yem kullanılmadan, yalnızca ot ve yaprakla beslenen bu hayvanların etleri; ipeksi yağ dokusu, yumuşaklığı ve karakteristik lezzetleriyle öne çıkıyor. Bu yöntem yalnızca yüksek et kalitesi değil, aynı zamanda doğadaki ekolojik dengenin korunmasını da sağlıyor.
MENÜDE SÜRPRİZ ÇOK, DOĞALLIK HEP ÖN PLANDA
Etkinlikte sunulan menü, doğallığı ve özgünlüğüyle dikkat çeken malzemelerin ustalıkla bir araya getirilmesiyle hazırlandı. Açılışta aktif karbonlu brioche ekmeğiyle sunulan mini Palanga dana burger, sumakla marine edilmiş kırmızı soğan ve Nduja mayoneziyle birlikte servis edildi.
Sonrasında, taze frambuaz ezmesi, tuzlu ricotta ve siyah zeytin tozuyla tamamlanan ılık dana carpaccio; konukların damağında kalıcı bir tat bıraktı. Menü "Manzo in Giardino" adı verilen, dana kontrfile tartar, maydanoz emülsiyonu ve yumuşak yumurta sarısı içeren özgün bir yorumla devam etti. Ana yemek öncesi servis edilen Pappardelle al Ragù Nobile'de Palanga Skirt Steak etiyle hazırlanan ragu; yoğurt et suyu ve yabani kekik aromasıyla klasik tariflere modern bir dokunuş kattı.
Ana yemeklerde üzüm pekmeziyle glaze edilen dana kaburga, kavrulmuş nohut kreması ve tatlı-ekşi sebzeler eşliğinde "Costoletta Confit" olarak sunulurken; kırmızı şarap ve Anadolu otlarıyla pişirilen dana kol eti ise tütsülenmiş patates kreması ve fındıkla tamamlanarak "Spalla Brasata" ismiyle servis edildi.
FİNAL: HAFİF, RAFİNE, UNUTULMAZ
Gecenin sonunda, Erzincan yayla balıyla hazırlanan "Cremoso", kayısı sorbe, çıtır tuil ve polen dokunuşlarıyla zarif bir kapanış sundu. Doğallığın, sürdürülebilirliğin ve yaratıcılığın bir araya geldiği bu özel deneyim, yalnızca damakta değil, bellekte de iz bıraktı.