Gastronomi turizmi açısından Türkiye büyük bir potansiyel taşıyor. Sözen Group CEO'su Gökmen Sözen, Türkiye'nin coğrafi çeşitliliği, binlerce yıllık kültürel birikimi ve zengin mutfak geleneğiyle gastronomi turizmi alanında oldukça güçlü bir konumda olduğunu ifade ediyor. Bu potansiyelin son yıllarda daha fazla fark edildiğini ve somut projelere dönüştüğünü belirtiyor. Özellikle yerel ürünlerin global restoranlarda kullanılmasıyla Türkiye mutfağının dünyaya tanıtımında önemli bir yol kat edildiğine dikkat çekiyor. Tarhana, Antep fıstığı, sumak ve Güneydoğu'ya özgü biberlerin dünya mutfaklarında farklı tekniklerle yorumlanmasını bu gelişimin güçlü bir göstergesi olarak değerlendiriyor.

ETKİNLİKLER TÜRKİYE'NİN ULUSLARARASI GÖRÜNÜRLÜĞÜNÜ ARTIRIYOR

Gökmen Sözen, Türkiye'nin gastronomi alanında uluslararası görünürlüğünü artıran Gastromasa gibi etkinliklerin sektöre büyük katkı sağladığını paylaşıyor. Bu tür organizasyonlarla yabancı şeflerin ve medya mensuplarının Türkiye'ye gelerek hem ürünleri tanıdığını hem de yerinde deneyim yaşadığını aktarıyor. Bu süreçlerin, Türkiye'nin kültürel zenginliğini küresel ölçekte tanıtmak açısından kritik olduğunu söylüyor.

VERİ TABANLI STRATEJİLER TÜRKİYE'NİN YOL HARİTASINI BELİRLİYOR

Gastronomi turizmi planlamasında uluslararası veri şirketlerinin sunduğu analizlerin çok değerli olduğunu vurguluyor. Bu verilere dayanarak dünyadaki turizm, gastronomi ve seyahat trendlerinin okunabileceğini ve Türkiye'nin tanıtım stratejilerinin bu doğrultuda şekillendirilebileceğini bildiriyor. Mastercard, Visa, Amex gibi küresel ödeme sistemleriyle yapılacak iş birlikleriyle birlikte, dünyaca ünlü otel acenteleriyle kurulacak ortaklıkların Türkiye'yi seçkin gastronomi rotalarına dâhil edebileceğine işaret ediyor.

GASTRONOMİ ARTIK YALNIZCA RESTORAN DENEYİMİYLE SINIRLI DEĞİL

Gastronomi turizminin kapsamının her geçen gün genişlediğini ve artık sadece restoranlarla sınırlı olmadığını dile getiriyor. Otellerden yerel pazarlara, tarihi alanlardan doğal güzelliklere kadar uzanan çok boyutlu bir yapıya büründüğünü anlatıyor. Türkiye'nin özellikle Mezopotamya gibi zengin destinasyonlarında bu alana yönelik altyapı ve konseptlerin geliştirilmeye açık olduğunu belirtiyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR BAŞARI İÇİN EĞİTİM VE TANITIM ŞART

Bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilmesi için eğitim, altyapı ve tanıtım alanlarında güçlü adımlar atılması gerektiğinin altını çiziyor. Gastronomi turizmini ileriye taşımak için genç yaşlardan itibaren eğitim sistemine bu alanın entegre edilmesi gerektiğini savunuyor. Ağırlama sektörüne yönelik toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca uluslararası markaların Türkiye'ye çekilmesi, şef restoranlarının desteklenmesi ve bu restoranların medya aracılığıyla küresel çapta tanıtılmasının önemini vurguluyor.

DÜNYA ÇAPINDA ÖRNEKLER TÜRKİYE İÇİN İLHAM KAYNAĞI OLABİLİR

Peru'da Central ve Maido, İspanya'da Mugaritz gibi restoranların örnek alınarak Türkiye'de benzer girişimlerin desteklenmesi gerektiğini ifade ediyor. Bu tür markaların sadece mutfağı değil, bir ülkenin imajını da taşıdığını ve gastronomi turizmini üst seviyelere taşıyabileceğini aktarıyor.

YENİ DÖNEMİN ANAHTARI: YEREL, OTANTİK VE HİKAYELİ MUTFAKLAR

2025 yılı ve sonrasında gastronomi turizminin daha çok yerel, otantik ve hikâyesi olan mutfaklara yöneleceğini dile getiriyor. Bu çerçevede Türkiye'nin büyük avantajlara sahip olduğunu söylüyor. Gaziantep, Hatay, İzmir gibi gastronomi merkezlerinin yanı sıra Karadeniz ve İç Anadolu gibi daha az bilinen bölgelerin de giderek öne çıkmaya başladığını paylaşıyor. Gault & Millau Türkiye Rehberi gibi projeler sayesinde bu şehirlerin gastronomik değerlerinin daha geniş kitlelere ulaşmasının sağlandığını açıklıyor

Gökmen Sözen, günümüzde gastronomi trendlerinin sadece lezzetle sınırlı kalmadığını, sürdürülebilirlik, sıfır atık ve estetik sunum gibiunsurların da bu deneyimin bir parçası haline geldiğini belirtiyor. Yemek deneyiminin artık damak tadının ötesinde görsellik ve sosyal medya etkisiyle şekillendiğini dile getiriyor. Bu bağlamda, Türkiye'deki restoranların ve turistik işletmelerin hem lezzet hem de sunum anlamında yenilikçi olmalarının beklendiğini aktarıyor.

Sonuç olarak Türkiye'nin gastronomi turizmi açısından büyük bir potansiyel barındırdığını tekrar vurguluyor. Ancak bu potansiyelin sürdürülebilir başarıya dönüşebilmesi için yalnızca bireysel girişimlerin değil, eğitimden altyapıya, markalaşmadan tanıtıma kadar her alanda bütüncül ve stratejik adımlar atılması gerektiğini belirtiyor. Bu adımlar atıldığında Türkiye'nin gastronomi turizminde dünya çapında önde gelen destinasyonlardan biri olmasının kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekliyor.

(Sözen Group CEO'su Gökmen Sözen)