Türkiye'nin e-ihracat potansiyelini değerlendiren E-Ticaret Altyapı Sağlayıcıları Derneği (EDER) Sözcüsü ve Projesoft Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Göksel, e-ihracata yönelen Türk firması sayısında ciddi artışların gözlendiğini söylüyor. Özellikle Avrupa, Orta Doğu ve ABD pazarlarına yapılan e-ihracatın dikkat çekici bir gelişim ivmesi yakaladığını belirten Göksel, "Global pazarda, dinamik ekonomisi, jeopolitik konumu, ham madde-ürün zincirindeki zenginliğiyle Türkiye'nin potansiyeli çok güçlü. Yakın bir gelecekte, Türkiye'nin bölgesel bir dijital ticaret hub'ı olmasını ve lojistik yatırımlarının daha da artmasını bekliyoruz" diyor. Göksel, "Türk üreticilerin e-ihracattan daha büyük pay alabilmeleri için dijital pazarlama stratejilerine daha fazla yatırım yapmaları ve lojistik altyapılarını geliştirmeleri büyük önem taşıyor" açıklamasında bulunuyor. Türkiye'de e-ihracatın 2025 yılında daha da büyümesi ve 7.5 milyar doları aşmasının beklendiğini kaydeden Göksel, e-ihracat gelirlerini artırmayı hedefleyen şirketler için önerilerde bulunuyor.

YAPAY ZEKA, ÇEVİKLİK VE İNOVASYON

1-İşletmeler, devlet teşviklerinden faydalanmalı: Devletin bu konuda çok büyük destekleri mevcut. Reklamlar, depo maliyetleri, sosyal medya harcamaları, pazaryeri ücretleri desteği gibi çeşitli devlet teşvikleri bulunuyor. E-ticarete adım atacak her firma bu imkanlardan yararlanmalı. Ancak teşvikler ne kadar cazip olursa olsun, şirketlerin temel iş modelini öncelikle kârlı bir yapıya oturtmaları gerekiyor. Eğer bir şirket ancak teşvik aldığında kâr edebiliyorsa, bu sürdürülebilir bir model değildir.

2-Teknoloji entegrasyonu: Özellikle blok zinciri, yapay zeka ve büyük veri analitiği gibi yenilikçi teknolojiler, firmalar arası ticarette yeni fırsatlar sunuyor. Blok zinciri işlemlerin güvenli ve şeffaf bir şekilde kaydedilmesini sağlayarak tedarik zincirlerinde büyük bir dönüşüm yaratıyor. Yapay zeka ise müşteri davranışlarını analiz etmek ve tahminlerde bulunmak için çok güçlü bir araç durumunda. Şirketler, yapay zeka destekli sistemlerle pazarlama stratejilerini optimize edebiliyor, stok yönetimlerini iyileştirebiliyor ve müşteri hizmetlerini geliştirebiliyor.

3-Çeviklik: Şirketler öncelikle dijital teknolojileri iş süreçlerine tamamen entegre etmeli. Hızla değişen pazar koşullarına uyum sağlamak için şirketlerin çevik olması da şart. Esnek iş modelleri, ani değişimlere hızlı tepki vermeyi mümkün kılıyor.

4-İnovasyon: İnovasyon sadece teknolojiye yatırım yapmak değildir. Şirket kültürünün de yenilikçi bir yaklaşımla şekillendirilmesi ve çalışanların yenilikçi fikirler üretmesini teşvik etmek, şirketlerin rekabet avantajı elde etmesine yardımcı oluyor.