Tüm dünyada güvenlik anlayışı sil baştan yazılıyor. Zira küresel iklim değişikliğini yoğun olarak yaşadığımız bir dönemde gelen Covid-19 pandemisi ve ardından yaşanan Rusya-Ukrayna Savaşı, küresel güvenlik kaygılarını katladı ve yeniden gündeme getirdi. Salgınla birlikte tedarik zincirinde yaşanan kırılma ve aksamalar, ülke ekonomilerini kritik altyapılarını ve endüstrilerini güçlendirmek zorunda kalmaya iterken; var olan sektörleri daha sıkı korumaya yönlendirdi. Bu da beraberinde dijitalleşmenin hızla artmasına neden oldu. Yaşanan dijital dönüşüm, şirketlerin iş süreçlerinde verimlilik artışına ve müşterilerine daha hızlı hizmet ve ürün sunabilmelerine olanak sağlarken, artan atak yüzeyi ile birlikte şirketlerin siber güvenlik riskleri de katlanıyor.

TEHDİTLERE KARŞI ZORUNLU YATIRIM

Öte yandan artan taleple birlikte pazar hız kesmiyor. Global araştırma şirketi Statista'nın verilerine göre, 2021'de 139 milyar dolar olan siber güvenlik pazarındaki gelirin, 2022'de 159.8 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Pazarın yüzde 13.33'lük bir yıllık büyüme oranı göstermesi ve bunun 2027 yılına kadar 298.7 milyar dolarlık pazar hacmiyle sonuçlanacağı tahmin ediliyor. Yapılan araştırmalar global olarak siber suçların artışının, şirketlere getirdiği maliyetin 2021 yılı içinde 6.9 milyar dolara ulaştığını ortaya koyuyor. Bu da şirketlerin karşı karşıya kaldıkları siber tehditlere karşı, yaygın ve etkin siber güvenlik önlemleri almak zorunda olduğunu kanıtlıyor. Bu kapsamda en çok saldırı yaşanan sektörlerin başında ise finans geliyor. Zira para ve sürekli olarak yapılan finansal işlemler, en tehlikeli siber suçluların birincil hedefi olmasına neden oluyor. Yine yapılan araştırmalar, dolandırıcılık teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte siber suçluların odak noktasının artık kolay lokma müşteriler değil, hizmet tedarikçileri tarafından bizzat sağlanan, daha zorlu ancak daha kazançlı hedefler olduğunu gözler önüne seriyor.

SÜREKLİ YENİ ÜRÜNLERE İHTİYAÇ VAR

Gelişen siber güçlerle birlikte bankalar ve finans kurumları, bilgi güvenliği sağlamak için sürekli yeni ürünlere ihtiyaç duyuyor. Özel bir yazılım şirketinin Finansal Siber Tehditler raporuna göre, finans sektöründeki saldırılar giderek kurumsal odaklı hale geliyor ve tüketicilerden uzaklaşıyor. Veriler, Türkiye'de kurumsal sektördeki kullanıcılara saldıran finansal siber tehditlerin, özellikle de bankacılık Truva atlarının sayısının, 2022'nin ilk çeyreğinden ikinci çeyreğine yükseldiğini gösteriyor. Bankalar ve e-ticaretteki finansal kimlik avı girişimleri de bu dönemde artışa imza attı. Bankacılık Truva atı, çevrimiçi bankacılık sistemleri, e-ödeme sistemleri ve plastik kart sistemleri aracılığıyla depolanan veya işlenen verileri çalmak için yaygın olarak kullanılan bir tür kötü amaçlı yazılımı olarak biliniyor. Türkiye'de bankacılık Truva atlarının saldırısına uğrayan kurumsal kullanıcı sayısı, 2022'nin ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe kıyasla yüzde 11 arttı.

388 BİN 497 FİNANSAL OLTALAMA SALDIRISI

Oltalama saldırısı; dolandırıcı tarafından gönderilen uyarılar, veri kaybı, kimlik bilgilerinin güncellenmesi veya şifrelerin, kredi kartı numaralarının, banka hesap detaylarının ve diğer gizli bilgilerin çalınmasına neden olan sistem arızasıyla ilgili. Kaspersky telemetrisine göre 2022'nin ilk yarısında Türkiye'de kuruluşlara yönelik toplam 388 bin 497 finansal oltalama saldırısı tespit edildi. En çok saldırıya uğrayanlar arasında ödeme sistemleri yer alırken (%57), bunu e-ticaret siteleri (%24) ve bankalar (%19) izledi.