Sabancı Vakfı, merhum Hacı Ömer Sabancı’nın “Bu Topraklardan Kazandıklarımızı Bu Toprakların İnsanlarıyla Paylaşmak” felsefesini benimseyen Sabancı Kardeşler tarafından 1974’te Adana’da kuruldu. Sabancı Vakfı, kuruluşundan bu yana dünyadaki vakıfçılık ve filantropi sektörünü yakından takip eden, yurt dışındaki deneyimleri Türkiye’ye getirmek isteyen bir vakıf. 2006’daki dönüşüm sürecinde yapılan Arama Konferansı’nda dünyada geleneksel hayırseverlikten stratejik hayırseverliğe geçiş eğiliminin olduğu gözlemlendi. 

GELENEKSEL HAYIRSEVERLİKTEN STRATEJİK HAYIRSEVERLİĞE

30 yıl boyunca burs vermek, okullar, yurtlar, kültür-sanat merkezleri inşa etmek gibi geleneksel hayırseverlik bakış açısıyla operasyonlar gerçekleştirdikten sonra, 2006’da bir dönüşüm yaşandı ve stratejik hayırseverliğe geçiş yapıldı. O dönemde İstanbul’a taşınan vakıf, böylece yeni bir döneme girdi ve etki alanını genişletmek için yeni programları hayata geçirdi. Filantropide hak temellilik yaklaşımına ve sürdürülebilirliğe çok önem veriyoruz. 13 yıldır da kadın, genç ve engelli bireylerin topluma eşit ve aktif katılımları için çalışan STK'larını destekliyoruz. Filantropi yolculuğumuzda en önemli kırılım noktalarımızdan biri de 2007’de başlattığımız Hibe Programları ile Türkiye’de sivil topluma hibe vermeye başlayan ilk aile vakfı olmamız. Hibe Programı kapsamında Türkiye İşitme Engelliler Derneği ile olan projemizde, dünyada sadece işaret dili ile eğitim veren tek kurum olan Washington’daki Gallaudet Üniversitesi ile çalışıyoruz. İsviçreli bir Vakıf olan Kahane Vakfı ile ortak fonlama yapıyoruz. Sabancı Üniversitesi ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ile birlikte yürüttüğümüz ‘İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı’ projesinde, dört yıldır iş dünyasının aile içi şiddetle mücadelede çalışanlarına yönelik koruma mekanizmaları oluşturması üzerine çalışıyoruz. 

ENGELLİLİK ALANINI ODAĞIMIZA ALDIK

12’nci yılını tamamladığımız Sabancı Vakfı Filantropi Semineri ile sivil toplum, özel sektör ve kamu kuruluşu temsilcilerini, uluslararası uzmanlarla bir araya getiriyor ve sivil toplum alanındaki yeni yaklaşımlar konusunda bilgi paylaşımına imkan sağlıyoruz. Son iki senedir ise vakfın, sivil alanda etkilerini en derin gördüğümüz alanlardan biri olan engellilik alanını odağımıza aldık. Geçen sene, ‘Engelsiz Yaşam Teknolojileri- Eğitim ile Güçlenme’ başlığı ile seminerimizi gerçekleştirdik. Amerika’dan, Etiyopya’dan ve Türkiye’den birbirinden değerli genç hak savunucuları ile bir panel yürüttük, deneyimlerini dinledik.