Üretim ve ihracat Türkiye ekonomisinin lokomotif gücünü oluşturuyor. Ülkemizi kalkındırmanın, milletimizin refahını artırmanın yolu, kaynaklarımızı en etkili şekilde kullanmaktan, ürettiğimize değer katmaktan ve daha çok ihracat yapmaktan geçiyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) olarak ilk günden itibaren bu bilinçle çalışıyor, ülkemize daha fazla döviz kazandırmak için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz.
ZORLUKLARA RAĞMEN ARTIŞ İVMEMİZ DEVAM ETTİ
Mal ihracatımız için son iki yıl hayli zor geçti. Cumhuriyetimizin 100'üncü kuruluş yıldönümünü kutladığımız 2023'te, küresel talepteki daralmanın olumsuz etkilerini fazlasıyla hissettik. 2024'te ise girdi maliyetleri ile kur arasındaki makasın iyiden iyiye açılması nedeniyle Asya'daki rakiplerimiz bir yana Avrupa'dan bile pahalı hale geldik. Hazır giyim, tekstil ve deri gibi emek yoğun sektörlerde rekabetçiliğimizi kaybettik. Her şeye rağmen 2023'te ve 2024'te yıllık ihracatımızı az da olsa artırmayı başardık. 2023'ü 255,6, 2024'ü ise 262 milyar dolar ihracatla tamamladık. Hizmet ihracatçılarımız ise son iki yıldır çok başarılı bir performans ortaya koyuyorlar. 2023'te 106.5 milyar dolar olan hizmet ihracatımızı 2024'te 115.2 milyar dolara çıkardık.
BU YIL HEDEFİMİZ 280 MİLYAR DOLAR
2025 yılına 280 milyar dolar mal ve 121 milyar dolar hizmet ihracatı hedefi ile başladık. Mal ihracatında hedefi tutturabilmemiz için ihracatımızı en az yüzde 7 artırmamız gerekiyor. Ocak-Şubat döneminde 41.9 milyar dolarlık mal ihracatı gerçekleştirdik. Yılın ikinci yarısından itibaren küresel talepte kısmi bir canlanma bekleniyor. Eğer son bir yıldır hızımızı kesen engeller ortadan kaldırılırsa, yani enflasyon ve kur paralel hareket ederse yılsonunda 280 milyar dolarlık hedefe ulaşabileceğimize inanıyorum.
KATMA DEĞERİ DE ARTIRMALIYIZ
Bizim ülkemiz ve ihracatımızın geleceği için büyük hayallerimiz var. Cumhuriyetimizin ikinci 100 yılına Türkiye'mizi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma hedefi ile başladık. Böylesine iddialı bir hedef için sadece üretimi artırmamızın yeterli olmayacağını biliyoruz. Aynı zamanda teknolojinin, tasarımın, inovasyonun, dijitalleşmenin, yeşil dönüşümün imkanlarını kullanarak katma değerli ihracatımızı artırmak durumundayız. İhracatta ortalama kilogram birim değerimiz 1.5 dolar civarında seyrediyor. Bunu hızla 2 dolara, orta vadede 3 dolara çıkarabilmeliyiz. Ben ülkemizin kaynaklarına, potansiyelimize ve her şeyden önemlisi 150 bini aşkın üyesi bulunan büyük ihracat ailemize güveniyorum. Elbette zaman zaman çeşitli zorluklarla karşılaşıyoruz. Ama biz her şeye rağmen yılmadan, karamsarlığa düşmeden yolumuza devam ediyoruz.
DEĞİŞEN DENGELERDE FIRSATLARI TAKİP EDİYORUZ
Bir yandan da küresel pazarlardaki durumu ve jeopolitik gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Örneğin ABD'de Donald Trump, Beyaz Saray'daki ikinci dönemine çok hızlı başladı. Trump, ülkesinde yerli sanayiyi korumak için Çin, Kanada, Meksika ve AB'den ithalatı kısıtlamaya yönelik bir dizi önlem aldı. Bu kısa sürede alınan önlemleri ABD'nin cari açık verdiği ülkelere karşı dış ticareti dengelemeye yönelik adımlar olarak değerlendirebiliriz. Türkiye ile ABD arasında dengeli bir dış ticaret var. Hatırlanacağı gibi Trump'ın ilk döneminde Türkiye ile ABD arasında dış ticareti 100 milyar dolara çıkarma hedefi konuşuluyordu. Bu dönemde karşılıklı ticaretin Türkiye lehine gelişmesini arzu ediyoruz. Yeniden rekabetçi dönemimize dönebilirsek ABD'deki fırsatları daha kolay değerlendirebiliriz. Orta ve uzun vadede Türkiye ile ABD arasında bir serbest ticaret anlaşması (STA) imzalanması halinde ihracatımızda güçlü bir artış olabileceğini rahatlıkla söyleyebilirim.