Beraber çalıştığım birçok profesyonelin şirket seçimlerinde önceliğe aldığı en önemli konulardan biri 'uzaktan çalışma' yani hibrit çalışma seçenekleri... Özellikle teknoloji şirketleri ve çokuluslu şirketler, bu opsiyonları çalışanlarına sunarken; birçoğu da bu konuda çekimser. Peki neden hâlâ çoğu şirket bu konuda hassas? Profesyonel yaşam içerisinde farklı grup ve çalışan profilleriyle çalışan bir yetenek danışmanı olarak sizlere özetlemek istedim:

GÜVEN

Yeni çalışma ortamı her ne kadar çalışana fazla sorumluluk yüklese de yönetimler çalışanların işleri yaptığından emin olmak istiyor. Halbuki modern yönetim stilleri, delegasyon yani yetkilendirme gibi kavramları öne çıkarsa da klasik bakış açısı, özellikle büyük organizasyonlar içinde kendini hissettiriyor. Uzaktan çalışma esnasında bu güvenin oluşumu zorlaşıyor. Her ne kadar teslim tarihi ve sorumlulukların takibi günlük toplantılarla yapılsa da yönetimin aklının köşesinde "Bu performansa ne kadar güvenebilirim?" sorusu kalıyor.

SOSYAL YAKINLIK

Hibrit çalışmayı seçen bazı şirketlerde yönetici sadece ekran üzerinden gördüğü ekip arkadaşını her an gözetimi altında tutamadığını hissediyor. Ayrıca sosyal alan içerisinde daha fazla tanıma imkanını kaçırıyor. Gün içerisinde ofis alanındaki kısa sohbetler uzaktan çalışma ile ortadan kalkarken, birbirini daha yakından tanıma fırsatı ve iletişimin güçlendirilmesi zorlaşıyor. Uzaktan çalışırken sadece bir konu etrafında bir araya gelebilme durumu, sosyal alanda doğalından geliştiği için yakınlık daha güçlü kuruluyor.

PERFORMANS

Verilen işlerin zamanında yapılması ve performansın tam gerçekleşmesi, iş dünyasının en önemli önceliklerinden. Böylelikle şirket kazançlarını güvenli bir şekilde artırabiliyor. Uzaktan çalışma esnasında performans takibi artık kültürler içinde oturmaya başlarken, yönetimin aklında "Acaba daha fazlası olabilir mi?" sorusu hep duruyor. Bunun nedeni uzaktan çalışma esnasında "Çalışanlar yeteri kadar mı çalışıyor yoksa daha fazlasını yapabilirler miydi?" düşüncesi... Bu sebeple bazı şirketler sistemlerini takip programları bile ekleyebiliyor ki çalışanlar tarafından hiç de hoş karşılanmayan bir durum oluşuyor.

"Pandemi sonrası en büyük tartışma konularından biri olan uzaktan çalışma için çalışanlar net olarak bu seçeneği talep ederken, şirketlerin hassas yaklaşımı devam ediyor."

BUNDAN SONRA BİZLERİ NELER BEKLİYOR?

Yönetim kadroları bu sebeplerle hâlâ uzaktan çalışma konusunda biraz mesafeliler. Bunu kanıtlar nitelikte, tamamıyla uzaktan çalışmaya geçen şirketler de çalışanlarını ofise çağırmaya devam ediyor. Pandemi sonrası yapılan birçok değişim, ani gereklilikler neticesinde olmuştu. Halbuki sosyal değişimlerin iş dünyasında etkilerinin tüm paydaşlarca içselleştirilmesi vakit alıyor. Uzaktan çalışma; yönetimler tarafında, performansın yüz yüze çalışma ortamında olduğu gibi tam olarak gerçekleşeceğine olan inanç arttıkça yerleşecek gibi duruyor. Çalışanlar tarafında ise bu talep artarak devam edecek. Çünkü uzaktan çalışma özellikle büyük şehir çalışanları için büyük bir zaman kazancı demek. Tüm bunlar olurken özellikle şirket yönetimlerinin, yetenek sürdürülebilirliği için uzaktan çalışmadan verim alabilmeleri ve bu süreci yetenek programlarının içerisinde katma değer inşa eden bir yönetim stratejisi olarak inşa etmeleri büyük önem taşıyor. Teknolojik yenilikler, yapay zeka dahil hızla hayatımıza girerken klasik bakış açısında kalmak, işveren markaları için de önemli bir dezavantaj oluşturacaktır.