USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Teknoloji Haberleri

15 Aralık 2025 10:23

Türkiye'nin yeni stratejik kırılma noktası

Vispera Teknoloji Kurucu Ortağı Prof. Dr. Aytül Erçil, Deeptech'in klasik inovasyondan tamamen ayrıştığını belirterek “Bu alan uzun soluklu Ar-Ge gerektirir ama başarılı olduğunda hem sektörleri hem ekonomileri dönüştürür” diyor. Erçil'e göre sağlık, enerji ve tarım teknolojileri önümüzdeki yılların en büyük sıçrama alanları olacak.

Türkiye'nin yeni stratejik kırılma noktası

Deeptech, son yıllarda küresel inovasyon gündeminin en hızlı yükselen başlıklarından biri. Ancak bu alanı farklı kılan, sadece yeni teknolojiler değil; bilimsel keşif, mühendislik derinliği ve uzun vadeli Ar-Ge yatırımlarıyla şekillenen yüksek etki potansiyeli. Vispera Teknoloji Kurucu Ortağı Prof. Dr. Aytül Erçil, Deeptech'in günlük inovasyon pratiklerinden ayrıştığını vurgulayarak, "Bu alan yıllar süren laboratuvar çalışmaları, prototip testleri ve regülasyon süreçleri gerektirir. Zoru başarmanın ödülü ise küresel pazarlarda çok yüksek giriş bariyerleri ve çarpıcı etkiler yaratmaktır" diyor. Erçil'e göre, sağlık-biyoteknoloji, enerji-iklim teknolojileri ve tarım-gıda sistemleri, deeptech dalgasının ilk ve en güçlü şekilde dönüştüreceği sektörler olacak. Türkiye için ise asıl kırılma, akademideki güçlü bilgi birikiminin etkin teknoloji transferi ve uzun vadeli fonlarla desteklenmesiyle mümkün.

* Deeptech kavramı sizce klasik inovasyondan nasıl ayrışıyor?

Deeptech, temel bilimsel veya mühendislik buluşlarına dayanan, genellikle uzun vadeli Ar-Ge gerektiren, yüksek teknik risk ama yüksek etki potansiyeli taşıyan çalışmaları içeriyor. Laboratuvar çalışmaları, prototip geliştirme, test süreçleri ve regülasyonlar nedeniyle ticarileşme genellikle yıllar alıyor. Bu nedenle erken aşamada yatırım bulmak zordur, ama başarılı olursa pazar giriş bariyeri çok yüksek.

Klasik inovasyon ise genellikle mevcut teknolojilerin yeni bir biçimde uygulanması, iş modellerinde veya kullanıcı deneyiminde yapılan yenilikler.

Deeptech'e örnek olarak DeepMind şirketini verebilirim: Google tarafından satın alınan DeepMind, insan beyninin öğrenme prensiplerini taklit eden algoritmalar geliştiriyor. AlphaFold projesiyle proteinlerin 3D yapısını tahmin etmeyi başardı; bu sayede de biyolojide onlarca yıllık bir problemi çözdü. Bu başarı, ilaç keşfi ve hastalık tedavisinde devrim niteliğinde bir olgu yarattı.

GELECEĞİN DEEPTECH ALANLARI; ENERJİ,İKLİM,SAĞLIK, GIDA'DA

* Geleceğin dönüşümünü hangi deeptech alanları belirleyecek?

Geleceğin dönüşümünü belirleyecek Deeptech alanları, hem bilimsel atılım hem de küresel krizlere (enerji, iklim, sağlık, gıda, güvenlik) çözüm üretme potansiyeli yüksek olan teknolojiler...

Bu teknolojilere örnek olarak, yapay zeka, kuantum hesaplama, neuromorfik (beyin benzeri) çipler, yeni nesil enerji ve depolama teknolojileri (solid-state bataryalar, hidrojen yakıt hücreleri, füzyon enerjisi), gen düzenleme (CRISPR, base editing), yapay protein ve enzim tasarımı, hücre içi üretim sistemleri (biofactory), grafen gibi yeni malzemeler ve nanoteknoloji, iklim teknolojileri, akıllı tarım sensör sistemleri, uzay teknolojileri ve ileri robotik, beyin-bilgisayar arayüzleri, kişiselleştirilmiş tıp ve genomic, rejeneratif tıp (organ-on-a-chip, yapay organlar) konularını verebilirim.

ULUSAL ÖLÇEKTE BİR 'DEEPTECH TÜRKİYE STRATEJİSİ' İLE DOMİNO ETKİSİ

* Türkiye'de deeptech girişimlerinin en büyük kırılma noktası ne olabilir?

Türkiye'de çok güçlü akademik bilgi birikimi var (örneğin nanoteknoloji, biyoteknoloji, yapay zeka, malzeme bilimi gibi alanlarda). Ancak bu bilgi, genellikle laboratuvardan piyasaya geçerken 'ölüm vadisi' denilen bir aşamada kayboluyor. Ayrıca, Türkiye'deki yatırımcı yapısı çoğunlukla 'hızlı geri dönüş' arıyor. Deeptech ise uzun soluklu ve teknik riskli bir oyun. Türkiye'den çıkan çok sayıda araştırmacı ve mühendis, yurt dışında deeptech girişimlerinde lider pozisyonlarda çalışıyorlar.

Ancak ekosistemin cazibesi yeterli olmadığı için bu yetenekler genellikle geri dönmüyor. Türkiye savunma teknolojilerinde (elektronik, otonom sistemler, kompozit malzemeler, sensör füzyonu) güçlü bir mühendislik altyapısı yarattı. Ancak bu bilgi çoğunlukla savunma odaklı kalıyor. Destek mekanizmaları (TÜBİTAK, KOSGEB, TEYDEB vs.) güçlü ama çoğu zaman yüzeysel inovasyonlara dağılmış durumda.

Bir veya birkaç üniversite, teknoloji transferi konusunda uluslararası ölçekte başarılı modeller üretirse (MIT, Standord, ETH Zürich gibi, patentten spinoff'a, oradan küresel fonlara uzanan bir zincir kurulursa, 5–10 yıl vadeli 'patient capital' fonları (örneğin devlet destekli + özel sektör ortak fonlar) ortaya çıkarsa, savunma mühendisliği bilgi birikiminin sivil alanlara-örneğin sağlık, enerji, akıllı şehirler, tarıma akarsa, başarı örnekleri oluşması ile beyin göçü tersine döndürülebilirse, ulusal ölçekte bir 'Deeptech Türkiye Stratejisi' oluşturulursa (örneğin Fransa'nın La French Tech DeepTech modeli gibi), Ar-Ge fonları 'etkinlik' değil 'etki' odaklı yeniden tasarlanırsa, bu, Türkiye'nin deeptech ekosistemi için bir domino etkisi başlatabilir.

Gelecekte deeptech'in sadece sanayide değil, eğitimden tarıma kadar tüm sektörlerde dönüştürücü bir rol oynaması bekleniyor. Sizce hangi sektör bu dönüşümden ilk olarak en çok etkilenecek?

Deeptech genelde 'yüksek teknoloji' ile eşleştirilse de, aslında tüm sektörlerin çalışma biçimini yeniden tanımlayacak bir dalga olarak biliniyor. Geleceğe baktığımızda, Deeptech'in en erken ve en derin etki yaratacağı sektör muhtemelen şu üçlüden biri olacak:

1.Sağlık & biyoteknoloji,

2.Enerji & iklim teknolojileri,

3.Tarım & gıda sistemleri.

Bilimsel bilgi, etik, veri ve mühendisliğin birleştiği ilk alanın sağlık olağını düşünüyorum, zira hem sağlık sektörü doğası gereği bilimsel ilerlemeye bağımlıdır, hem de kamu ve özel fonlar bu alanda yoğunlaşıyor.

Enerji hem ekonomik hem politik bir kaldıraçtır; karbon nötr dönüşüm ise, dünyanın önceliği. Deeptech etkisi ile yeni nesil bataryalar elektrikli ulaşımda devrim yaratabilir. Karbon yakalama / dönüştürme teknolojileri, sanayinin karbon nötr hale gelmesinde önemli rol oynayabilir. Enerji devrimi olmadan diğer sektörlerin dijitalleşmesi bile sürdürülebilir değil. İklim krizi, su kıtlığı ve nüfus artışı nedeniyle tarım da artık teknolojiye en açık sektörlerden biri haline geldi. Deeptech etkisi ile sentetik biyolojiyle üretilen gıdalar (örneğin laboratuvar eti), AI destekli tarımsal karar sistemleri bitki sağlığı, verim optimizasyonu konularında önemli katkılar sağlıyor. Toprak mikrobiomu mühendisliği ile gübre yerine biyolojik denge kullanımı gündeme geliyor.

Eğitim, imalat, lojistik, ulaşım, finans gibi sektörlerde de Deeptech'in daha uzun vadede ama kaçınılmaz etkileri olacak. (AI destekli kişisel öğrenme, neurofeedback tabanlı öğrenme, insan-robot işbirliği, otonom üretim hatları, algoritmik karar destek sistemleri gibi.)

(Vispera Teknoloji Kurucu Ortağı Prof. Dr. Aytül Erçil)

EN ÇOK OKUNANLAR