USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Otomotiv

17 Ekim 2025 14:37

Direksiyonda değil, ekosistemdeyiz: Sahiplikten aboneliğe

Otomobil artık bir ulaşım aracı değil; yapay zeka destekli hizmetler, kişiselleştirilmiş deneyimler ve premium bir yaşam biçimi sunan bütüncül bir ekosistem. Bu yeni dünyada tüketici sadece bir alıcı değil, bu yaşam biçimine erişmek isteyen aktif bir paydaş. Zira bugün sadece yeni nesil otomobilleri değil yeni nesil tüketiciyi de konuşmamız gerekiyor.

Direksiyonda değil, ekosistemdeyiz: Sahiplikten aboneliğe

Otomobilin hikayesi yeniden yazılıyor. Bir zamanlar özgürlüğün ve statünün en güçlü sembolü olan 'kendi aracına sahip olma' fikri, yerini bambaşka bir anlayışa bırakıyor: Mobilite... Çünkü bugün otomobil, tek başına bir ürün olmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Deneyimlerin, hizmetlerin ve dijital ekosistemlerin buluştuğu bir premium yaşam platformu... Direksiyon başına oturmak yalnızca bir yolculuk değil, kişiselleştirilmiş konfor, sürdürülebilirlik, teknoloji ve topluluk duygusuyla örülü bütünsel bir deneyim anlamına geliyor. Bu dönüşümü en net gösteren verilerden biri, Ipsos araştırmasının yeni nesil tüketicinin otomobile sahip olmaktansa aboneliği tercih edeceğine yönelik vizyon. Yani geleceğin premium sembolü 'bir şeye sahip olmak' değil, 'ihtiyacın olduğunda erişebilmek.' Aylık aboneliklerle farklı modeller arasında geçiş yapabilmek, bakım ve değer kaybı gibi sorunlardan uzak durmak genç kuşak için yeni lüks tanımı haline geliyor.

BÜTÜNLEŞİK BİR DÜNYA SUNULUYOR

Ekosistem anlayışı araç içi deneyimi de kökten dönüştürüyor. Bilgi-eğlence sistemlerinden kişiselleştirilmiş iç tasarımlara, evcil hayvan dostu çözümlerden outdoor aktiviteleri destekleyen modüllere kadar her detay kullanıcıya özel hale geliyor. Markalar kendi ekosistemlerini kurarken yapay zeka entegrasyonları ve özel sesli asistanlarla sürücülere ve yolculara tamamen bütünleşik bir dünya sunuyor. Artık otomobil, sadece bir noktadan diğerine ulaşmayı sağlamıyor; aynı zamanda oyun oynamaktan toplantı yapmaya kadar hayatın her anını kapsayan çok katmanlı bir deneyim yaratıyor. Elektrikli araçların yükselişiyle birlikte ortaya çıkan menzil kaygısı gibi sorunlar da yaratıcı çözümlerle aşılmaya çalışılıyor. Mobil şarj istasyonları gibi yenilikler, kullanıcıların endişelerini azaltırken, yeni nesil araçların potansiyelini artırıyor. İlerleyen sayfalarda uzmanların, her şeyle iletişim kurabilen otomobillere ve kendi ekosistemini yaratan markalara yönelik bir geleceğe işaret ettiğini göreceksiniz. Gelin birlikte önce bugünün bir fotoğrafını çekelim ardından da bu hızlı dönüşümün neler getireceğine göz atalım...

ARAÇLAR 'MOBİL OFİSLERE' Mİ DÖNÜŞECEK?

Hayatın merkezine yerleşen 'verimlilik' anlayışı otomobil deneyimini de yeniden şekilleniyor. Zoom CEO'su Brendan Ittelson'ın Münih'te düzenlenen IAA Mobility konferansında vurguladığı gibi, insanlar artık ofis veya ev dışında da üretken olmak istiyor. Bu durum, araçların kullanıcılar için yeni bir 'çalışma alanı' haline geldiği bir geleceği gündeme getiriyor. Ittelson'a göre nerede olurlarsa olsun üretken olmak isteyen insanlar için araç sadece bir uzantı.

KİMLER OYUNDA?

LG, Ocak 2024'te akıllı yaşam hizmetleri şirketine dönüşümünü hızlandırarak, geleneksel ev elektroniği alanının dışına çıkma hedefiyle ana akım yapay zekadan (AI) ve 'şefkatli zekadan' (affectionate intelligence) yararlanacağını duyurdu. Bu yaklaşım, otomotiv sektöründe sürücü ve yolculara benzersiz deneyimler sunmayı amaçlıyor. Bu amacını gerçekleştirme yönünde Xbox ile bir iş birliğine de imza atıyor. Oyunculara, araba içerisinde sadece tek bir oyun değil, tüm Xbox deneyimini (arkadaş listesi, oyun kütüphanesi vb.) sunuyor. Bu ortaklık, LG'nin webOS tabanlı Otomotiv İçerik Platformu (ACP) aracılığıyla, araçta yeni eğlence olanaklarının kapısını aralıyor. Gamer'lara göz kırpan bir diğer marka ise Türkiye'de satışları henüz başlayan Omoda. Marka, sportif gamer koltuğu ve oyuncu direksiyonuyla oyuna keyif katıyor. Ayrıca arka farları da şimşek görünümünde tasarlayarak eğlence hissini yükseltmeyi amaçlıyor.

SAĞ KOLTUK PATİLİ DOSTLARIN

Tesla'nın 'Dog Mode' özelliği, araç sahibi arabadan ayrıldığında bile kabin sıcaklığını sabit tutuyor ve multimedya ekranında "Köpeğim iyi, sıcaklık 24°C" gibi bir mesaj gösteriyor. Bu, hem dışarıdan görenlerin endişelenmesini engelliyor hem de patililer için ortamın ideal sıcaklıkta kalmasını sağlıyor. Land Rover, güvenli bir seyahat için katlanabilir kafes, hareket halinde bile dökülme yapmayan su kabı ve çamurlu patileri kolayca temizlemek için taşınabilir bir yıkama sistemi gibi evcil hayvan dostu aksesuarlar sunuyor. Kia Soul'un iç mekanındaki kolay temizlenebilen sert plastik yüzeyler, evcil hayvan tüyleri veya çamurlu patiler gibi durumlar için pratik bir çözüm sunarken, arka koltuk uyarısı sistemi evcil dostların araçta unutulmasının önlüyor.

30 DAKİKA BOYUNCA YÜZEBİLEN OTOMOBİL

BYD'nin Eylül ayında Türkiye'de tanıttığı SUV model yüzen aracı YANGWANG U8, saatte 3 kilometre/saat hızla 30 dakika suda gidebiliyor. Bu süreçte aracın içine herhangi bir su sızıntısı oluşmuyor. Suya girince süspansiyon yüksekliğini artıran araç, camları kapatarak tavanı açıyor ve merkezi kontrol ekranında su derinliğiyle birlikte aracın konumunu gösteriyor. Araç içi uydu iletişimi, gece görüş sistemi ve opsiyonel drone kitiyle donatılan araç, 'fütüristik teknoloji', 'yüksek off-road kabiliyeti' ve 'premium yaşam alanı' konseptlerini harmanlayarak deneyimde çıtayı yükseltmeyi hedefliyor.

EKRANLAR SADELEŞİYOR

Sürücü deneyimini iyileştirmek için fiziksel tuş yığınlarını ortadan kaldırarak sadelik ve minimalizm trendine yönelen markalar da mevcut. Bu yaklaşım, sadece estetik bir tercih olmanın ötesinde, sürücünün dikkatini yoldan ayırmayan bir güvenlik ve konfor alanı yaratmayı hedefliyor. Örneğin, Tesla bu alanda radikal bir duruş sergileyerek neredeyse tüm kontrolleri tek bir merkezi ekrana taşıdı. Benzer şekilde, Volvo ve alt markası Polestar, İskandinav tasarımının etkisiyle kokpitleri olabildiğince sade tutuyor. Bu markalar, gereksiz karmaşayı ortadan kaldırarak, kullanıcının en temel fonksiyonlara kolayca erişmesini ve kabin içinde ferah bir his yaşamasını sağlıyor. Bu minimalizm trendi, otomobillerin birer akıllı cihaza dönüşüm sürecinde, kullanıcı deneyimini merkeze alan önemli bir adım.

OTOMOBİL İÇİNDE DUYGUSAL BİR BAĞ KURMAK

Bazı markalar, kullanıcıların araçla duygusal bir bağ kurmasını sağlamak için sanatsal dokunuşlar ve el işçiliği detaylarına yöneliyor. Mesela Rolls-Royce, tavan kaplamasına elle yerleştirilen fiber optik yıldızlardan oluşan 'Starlight Headliner' ile otomobili, hareketli bir sanat galerisine çeviriyor. Benzer şekilde, DS Automobiles gibi markalar da saat yapımcılığından esinlenilen Guilloché işleme tekniklerini veya 'Haute Couture' modasından esinlenilen özel dikişlerle kabin içi deneyimi zenginleştiriyor. Bu yaklaşımlar, otomobili sadece bir ulaşım aracı olmaktan çıkarıp, estetik ve sanatsal değeri olan, benzersiz bir kişisel alana dönüştürüyor.

MOBİL ARAÇ ŞARJ İSTASYONU HİZMETİ GELİYOR

Elektrikli araç ekosisteminin gelişmesi için sadece sabit şarj istasyonlarının değil, kullanıcıların her koşulda yanında olacak çözümlerin de geliştirilmesi gerekiyor. Bu noktada OtoPriz, bir ilke imza atarak mobil araç şarj istasyonu hizmetini devreye aldı. Pilot uygulama olarak İstanbul'da hizmet vermeye başlayan sistem, yolda şarjı biten elektrikli araç kullanıcılarına destek sağlıyor. Şarjı tükenen araçlara bulunduğu noktada enerji desteği sağlayan bu hizmet, sürücülerin hem güvenliğini koruyor hem de yolculuklarına kısa sürede devam edebilme imkanı sağlıyor. İstanbul'da başlatılan pilot uygulamanın ise kısa sürede genişletilmesi hedefleniyor.

EN ÇOK OKUNANLAR