Umut Çelik / Platinonline.com
Dünyanın birçok ülkesini etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede, sağlıkta hizmet kalitesini en üst seviyeye çıkaran şehir hastaneleri, sahip olduğu en son teknoloji, fiziki altyapı, nitelikli yatak kapasitesi ile en büyük katkıyı sağlıyor.
Alanında özelleşmiş çok sayıda hastanenin bir arada olduğu, hizmet kalitesinin yanı sıra nitelikli insan kaynağı ile öne çıkan, mükemmeliyet merkezlerinin adresi olarak gösterilen şehir hastaneleri, başvuran hastaların sağlıkla ilgili sorunlarının tamamının tek bir merkezde çözüldüğü yerlerin başında geliyor.
Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın koordinasyonunda sürdürülen Kovid-19 ile mücadele kapsamında birçok sağlık tesisinin de kısa süre içerisinde hizmete alınması planlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kısa sürede faaliyete alınacağı müjdelenmesinin ardından inşa çalışmalarına hız verilen Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi'nin ilk etabı hizmete açıldı.
Başakşehir Şehir Hastanesi Hizmete Alım ve Yerli Solunum Cihazı Teslim Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın katıldığı video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi.
Ülkenin dört bir yanında hizmete sunulan şehir hastaneleri, yeni tip koronavirüs ile mücadeleye önemli katkılar sağlarken, Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi, Türkiye'nin ve İstanbul'un en önemli sağlık üslerinden birisi olarak adından söz ettirecek.
Hasta yatakları istenildiğinde yoğun bakım standartlarına dönüştürülebiliyor
Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi, 789 bin metrekare üzerine kurulu, toplamda 1 milyon 21 bin metrekare kapalı alana sahip.
Hastane birçok lojistik mekanı da bulundururken, 1713'ü açık 6 bin 421'i kapalı olmak üzere toplamda 8 bin 134 araçlık otopark kapasitesine sahip. Hastanenin, toplamda 725 muayene odası ve 2 bin 682 hasta yatağı mevcut.
Hasta yataklarının her biri istenildiğinde yoğun bakım standartlarına dönüştürülebilirken, hastanede 28 doğum salonu, 90 ameliyathane, 16 yataklı yanık ünitesi, yeni doğan ve erişkin olmak üzere toplamda 456 yoğun bakım yatağı bulunuyor.
Enerji ve çevre dostu tasarımlarla inşa edildi
Hastanede trijenerasyon sistemiyle yüzde 50 enerji ihtiyacı karşılanıyor, yağmur suları depolanarak peyzaj sulamasında kullanılabiliyor.
Kampüs içi bisiklet yolları, park alanlarıyla, hibrit araç şarj üniteleri içeren, yeşil bina sertifikası alacak seviyede enerji ve çevre dostu tasarımlarla inşa edilen hastane, İstanbul'un Avrupa Yakası'nda en modern teknik donanıma sahip sağlık üssü olarak hizmet verecek.
Başakşehir Şehir Hastanesi'nin ardından Sancaktepe Şehir Hastanesi'nin de devreye alınmasıyla birlikte İstanbul'un iki yakasında en modern teknik donanıma sahip iki büyük sağlık üssü olacak.
Asya ile Avrupa'nın kavşak noktasındaki stratejik konumuyla dünyanın sayılı büyükşehirlerinden olan İstanbul, iki yakadaki şehir hastaneleriyle birlikte sağlık altyapısı bakımından da dünyanın en başta gelen şehirlerinden biri olacak.
Öte yandan, tüm kampüste 3 bin 466 Full HD ve gece görüş özellikli kamera ile güvenlik kontrolü yapılabilecek.
Başakşehir Şehir Hastanesi 8 ayrı branş hastanesini içinde barındırıyor
Hastanenin çocuk acil servis ve girişinde toplam 30 bin metrekare içerisinde hem çocuk hem erişkin hem de kadın doğum acil servisleri bulunuyor.
Üç ana bloktan oluşan Başakşehir Şehir Hastanesi, 8 ayrı branş hastanesini içinde barındırıyor.
Bu hastaneler, genel, çocuk, ortopedi, nöroloji, kadın doğum, KVC, onkoloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon ile psikiyatri hastanelerinden oluşuyor.
Hastane, tamamı hizmete girdiğinde Avrupa'nın tek kampüste en fazla yoğun bakım kapasitesine sahip hastanesi olacak.
Deprem anında dahi ameliyatlar aksamadan devam edebilecek
İstanbul'un deprem bölgesinde yer alması nedeniyle hastane deprem izolatörleriyle donatıldı.
Binaların depremden zarar görmesini azaltan izolatörler, binaların taşıyıcı sistemlerindeki hasarları minimize ediyor.
Bu teknoloji sayesinde, hastanede deprem anında bile tüm operasyonel faaliyetler, ameliyatlar aksamadan devam edebilecek.
Hastane, ana hastane binasına yerleştirilen 2 bin 68 sismik izolatörle "Dünyanın En Büyük Sismik İzolatörlü Binası" unvanına sahip olacak.
Kovid-19 ile mücadele sürecinde pandemi hastanesi olarak hizmet verecek
Tam kapasiteyle 20 Mayıs'ta faaliyete geçmesi planlanan hastane, Türkiye'nin pandemiyle mücadelesinde de önemli görevler üstlenecek.
Bugün hizmete açılan kadın doğum ve çocuk hastanelerinin yataklı servisleri, Kovid-19 ile mücadele kapsamında pandemi hastanesi olarak kullanılacak.
Sadece pandemi hastaları hedeflendiği için doğrudan hasta muayenesi alınmayacak. İl genelinde yatış kararı verilmiş hastaların 112 aracılığıyla nakledilerek hastanede tedavilerine devam edilmesi planlanıyor.
Hastanenin ilk etabında hizmete alınan 155 yoğun bakım yatağının da dahil olduğu 1035 nitelikli yatak daha sağlık sistemine katkı sağlayacak. Hastanede ayrıca biri 303, diğeri 348 kişi kapasiteli iki konferans salonu da bulunuyor.
Şehir hastanesinde 5 laboratuvar hizmet verecek
Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi, 5 bin 608 metrekare kapalı alana sahip 5 laboratuvarı da içinde barındırıyor. Bugün yapılan ilk etap açılışında, Acil Laboratuvarı hizmete alındı.
Hizmete alınan laboratuvar, aynı zamanda immün plazmanın hazırlanabilmesi için gerekli altyapıya da sahip.
25 farklı noktada 127 kan alma koltuğu bulunan hastane, tümüyle devreye girdiğinde hem teşhis hem de tedavide en gelişmiş cihazlarla hizmet verilecek.
Şehir hastaneleri yerli ve milli teknolojik altyapı ile donatıldı
Öte yandan, hastanenin iletişim ve bilişim altyapısı da Turkcell tarafından son teknolojiyle donatıldı. Daha önce Yozgat, Adana, Elazığ, Eskişehir ve Bursa şehir hastanelerinde de kullanılan Hastane Bilgi Yönetim Sistemi sayesinde tüm tıbbi cihazlar; ağlar ve sensörler aracılığıyla iletişim kuruyor.
Ayrıca hastayla ilgili yapılan her türlü tıbbi test, radyoloji görüntüleri, rapor gibi işlem ve bilgiler, dijital ortamda doktorlara ulaştırılıyor.
Bu sistem sayesinde hastaların teşhis ve tedavi süreçleri hızlanıyor, doktorlar tek tuşla hastaların tüm sonuçlarına ulaşabiliyor. Hastane içerisindeki bilgilendirme ekranlarına eklenen karekod ile doktor muayenesi için sırasını bekleyen hastalar, mobil cihazlarından karekodu okutarak hastanenin herhangi bir yerinden de sırasını takip edebiliyor.
Dijital altyapının yanı sıra yenilikçi çözümlerin de vatandaşlarla buluşturulduğu hastanede, süreçler iyileştirilip hastaların bekleme süresi düşürülürken, personelin de iş yükü azaltılıyor.
Erdoğan: Türkiye kendi ayakları üzerinde durarak gücünü göstermiştir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başakşehir Şehir Hastanesi İlk Etabının Hizmete Alım ve Yerli Solunum Cihazı Teslim Töreni'ne video konferansla katıldı.
Başakşehir Şehir Hastanesi'nin hizmete giren ilk etabının hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, hastanenin inşasında emeği geçen kurumları, firmaları, işçileri ve mühendisleri tebrik etti. Hastanenin yap-işlet-devret modeliyle yapıldığına değinen Erdoğan, Rönesans ve ortağına da teşekkür etti.
Erdoğan, temelin atıldığı günden bu yana "Bu işi başaramayacaklar" diyenler olduğunu aktararak, "Hamdolsun bu işi, güçlü Türk müteahhitleriyle ve yabancı ortakla başardık. İlk etabını bugün açıyoruz. İkinci etabını da Mayıs ayının 20'sinde açacağız." diye konuştu.
Dünyanın koronavirüs salgınıyla kavrulduğu bir dönemde yapılan açılışın önemine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gelişmiş ülkelerin sağlık sistemlerinin dahi çöktüğü, insanların evlerinde, hastane koridorlarında yetersiz müdahale sebebiyle öldüğü bir dönemde, elimizdekinin kıymetini iyi bilmeliyiz. Türkiye, yatak ve doktor sayısında değilse bile yoğun bakım yatağı sayısındaki üstünlüğü ile bu sürece gerçekten oldukça avantajlı girmiştir. Şu anda bu hastanemizin 1500'ün üzerinde yatak kapasitesi var. Kendi kendimizi yeterli olmanın hatta bunun ötesinde dostlarımıza yardım eli uzatabilecek seviyede bulunmamızın önemini bizzat yaşayarak görüyoruz. Büyük ideallerle kurulmuş birliklerin, küresel yapıların, uluslararası kuruluşların anlamını yitirdiği bir dönemde Türkiye, kendi ayakları üzerinde durarak gücünü göstermiştir. Tabii bu başarının gerisinde özellikle 17-18 yılda kurmuş olduğumuz altyapı, özellikle de hükümetlerimiz döneminde attığımız adımların, inşa edilen eserlerin çok büyük önemi var."
Erdoğan, bu dönem içerisinde kararlı bir adım attıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Fakat 'Bir kongre merkezine panellerle ayrılmış hastane yapacağız.' demedik. 'Yeşilköy Havalimanının bir bölümüne 45 günde 1005 yataklı hastane inşa edeceğiz.' dedik. Tek odalı olmak üzere, şu anda yoğun bir şekilde çelik konstrüksiyondan oluşmak kaydıyla bu hastanemizin inşası devam ediyor. Sancaktepe'de aynı oda sayısına sahip bir başka hastaneyi daha yapıyoruz. Bunlar, her odasında gerekli olan banyosu tuvaletiyle birlikte bütün ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yapılıyor."
"10 yıl sonrasına da cevap verecek bir yatırımı yapıyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeşilköy ve Sancaktepe'de hava ulaşımı olacak şekilde tedbir alındığını dile getirerek, "Sancaktepe'de iki ulaşım imkanımız var. Bir taraftan malum Sabiha Gökçen, bir taraftan hemen bitişiğindeki pist var. Yeşilköy'de zaten böyle bir sıkıntımız yok. Bununla uluslararası camiaya da hizmet verme imkanını yakalayacağız. Sadece bugüne değil, 10 yıl sonrasına da cevap verecek bir yatırımı yapıyoruz." dedi.
Hükümete geldiklerinde Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet temelleri üzerinde yükseltmenin sözünü verdiklerini belirten Erdoğan, şunları ifade etti:
"Sağlık alanında yaptığımız reformlarla hem altyapıyı hem sistemi güçlendirdik. Bir de Derince'de devlet hastanesinin yanında da yine 250 yataklı bir hastaneyi orada da aynı şekilde Sancaktepe gibi inşa ediyoruz. Bir diğeri de Sultan Abdülhamid'in Hadımköy'de inşa ettiği bir hastaneyi, tarihi bir hastaneydi, 150 odalı, restorasyonu yapılıyor. Mesele şu: Tarihi toprağa gömmeyelim, onları yeniden kazanalım ve gelecek onunla da iftihar etsin."
Kamu özel işbirliği yöntemiyle hayata geçirilen proje kapsamında 10 şehir hastanesinin hizmete alındığını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnşası devam eden 8 şehir hastanemizin büyük bölümünü bu yıl sonuna kadar, kalanlarını da önümüzdeki yıl hizmete almayı planlıyoruz. Ülkede doğru dürüst ambulans bile yoktu. Bugün 5400 tam donanımlı araç ve 19 hava aracıyla en modern ambulans filolarından birine sahibiz. Türkiye sağlık hizmetlerinde bir destan yazmıştır. Koronavirüs salgını sonrası yeniden kurulacak dünya düzeninde ülkemizi hak ettiği yere ulaştırmak için hep birlikte daha çok çalışacağız. Dünya ventilatör noktasında sıkıntılar yaşıyor ama biz bu süreci başarılı bir şekilde atlattık. İnşallah yeni dönemde, yeni yatırımlarla yeni eserlerle yeni hizmetlerle ülkemizi hep bir adım daha yükseğe çıkartacağız."
Türkiye'de, genel sağlık sigortası kapsamı dışında kalan neredeyse kimsenin olmadığını, gücü olanın primini ödeyerek, gücü olmayanın primini devletin üstlenerek herkesi bu şemsiyenin altında topladıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Az önce animasyonda da dinledik, 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi'. Kanuni, bir Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'yi sağlıklı bir nefese feda etmenin anlayışıyla devlet yönettiler. İşte biz de aynı anlayışla ülkemizi yönetiyoruz. Eskiden kelimenin tam anlamıyla dökülen, şifa değil dert kapısı olan hastanelerimizi, binasından cihazına, ambulansından personeline kadar tamamen yeniledik. Bununla da kalmadık, hayalimiz olan şehir hastanelerini kurmaya başladık. Ne zaman ki bu ülkede Başbakan oldum, o süreçte hep bunu söyledim. Şehir hastaneleri benim rüyamdır, benim hayalimdir dedik ve elhamdülillah o günden itibaren başladık ve şehir hastanelerimizi inşa ederek her geçen gün asgari tüm büyük şehirlerimizde bunları yapacağız. Bunun dışında da yine bazı şehirlerimizde bu şehir hastanelerimizi inşa edeceğiz."
Artık tüm dünyanın hayranlıkla takip ettiği kamu-özel işbirliği yöntemiyle hayata geçirilen bu proje kapsamında bugüne kadar 10 şehir hastanesini hizmete aldıklarını ifade eden Erdoğan, "Yozgat, Adana, Mersin, Isparta, Kayseri, Elazığ, Manisa, Eskişehir, Ankara-Bilkent ve Ankara-Etlik şu anda bitmek üzere, Bursa şehir hastanelerimizin toplam yatak kapasitesi 13 bin 417'dir." dedi.
Bugün açılışı gerçekleştirilen Başakşehir Şehir Hastanesi'nin 2682 yatak kapasitesi ile bu rakamı (yatak kapasitesi) 16 bin 99'a çıkardığını aktaran Erdoğan, inşası devam eden 8 şehir hastanesinin büyük bölümünü bu yıl sonuna kadar, kalanları da gelecek yıl hizmete almayı planladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem bina hem cihaz hem hizmet kalitesi bakımından en üst sınıfta yer alan şehir hastanelerinin aynı zamanda Türkiye'nin sağlık turizminin de lokomotifleri olacağını dile getirdi.
"Batılı dostlarımız inanmakta güçlük çekiyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın sürecinin, Türkiye'nin sağlık alt yapısının gücü yanında sağlık hizmetlerinin ücretsiz verilmesinin önemini de gösterdiğini belirterek, "Az gelişmiş ülkelerin vatandaşları zaten kayda değer bir sağlık hizmeti alamıyor. Gelişmiş ülkelerde ise ancak parası olanlar yeterli sağlık hizmetine sahip olabiliyor. Türkiye'de tamamen ücretsiz olan pek çok teşhis ve tedavi hizmeti ile ilaca erişimin Batı ülkelerinde nasıl büyük meblağalarla mümkün olduğunun örneklerine her gün rastlıyoruz. Ülkemizde 1,5 milyon vatandaşımızın ücretsiz şekilde evde bakım hizmetini alabildiğini söylediğimiz Batılı dostlarımız sadece buna bile inanmakta güçlük çekiyor." diye konuştu.
Kovid-19 hastalığının teşhisinde çok önemli olan bilgisayarlı tomografi cihazının Türkiye'deki mevcudunun tüm Avrupa'daki toplam sayıdan daha fazla olduğunu aktaran Erdoğan, diğer ülkelerde sadece ciddi paralar ödenerek gidilebilen hastanelerin hizmet standartlarının, Türkiye'deki şehir hastanelerinin seviyesine ancak ulaşabildiğini söyledi.
Göreve geldiklerinde Türkiye'de doğru dürüst ambulansın bile olmadığını, Türkiye'nin bugün 5400 tam donanımlı araç ve 19 hava aracı ile en modern ambulans filolarından birine sahip olduğunu dile getiren Erdoğan, "Sağlık çalışanlarımızın sayısını, son alımlarla 1 milyon 400 bine yaklaştırarak sadece alt yapıyı değil, insan kaynağımızı tahkim ettik. Bugün 1526 hastane, yaklaşık 4 bin tedavi kurumu, 15 binin özellikle 1. derece sağlık kuruluşu ile milletimize ülkenin her köşesinde sağlık hizmeti veriyoruz. Eskiden ancak İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde alınabilen sağlık hizmetleri bugün en ücra yerlerdeki ilçelerimize kadar yayılmış durumdadır." diye konuştu.
Türkiye'nin sağlık harcamalarına ayırdığı miktar 2002 yılında 19 milyar lirayı bile bulmazken, bugün 190 milyar liraya ulaştığını ifade eden Erdoğan, sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranının yüzde 70'lerin üzerine çıktığını belirtti.
"Türkiye'nin sağlık hizmetlerinde bir destan yazdı"
Türkiye'nin sağlık hizmetlerinde bir destan yazdığını, aynı başarıya, eğitimden ulaştırmaya, adaletten enerjiye kadar her alanda rastlamanın mümkün olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırarak, dünyanın en büyük ekonomisinden biri haline getirerek, evlatlarımıza çok daha güçlü bir Türkiye bırakmak istiyoruz. Bunun için temel hizmet alt yapısı yanında savunma sanayinden yüksek teknolojiye kadar her alanda ülkemizi bir üst lige çıkartmakta kararlıyız. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlü tuttuğumuz sürece Allah'ın izniyle bu hedeflere ulaşmamıza kimse mani olamaz.
Koronavirüs salgını sonrası yeniden kurulacak dünya düzeninde, ülkemizi hak ettiği yere ulaştırmak için her birlikte daha çok çalışacağız. Bir olmaya, beraber olmaya, iri olmaya, kardeş olmaya, hep birlikte Türkiye olmaya çok büyük önem veriyoruz. Cumhur İttifakı bunun için var. Cumhur İttifakı ile beraber Sayın Bahçeli ile elele vermiş olduğumuz dayanışmayla yeni dönemde yeni yatırımlarla, yeni eserlerle, yeni hizmetlerle ülkemizi hep bir adım daha yükseğe çıkartacağız. Ülkemiz bugünlere darbeler, cuntalar, terör örgütleri, vesayet, kutuplaşma, özenti, atalet dönemini geride bırakarak geldi. Şimdi de yeni ufuklara, yeni fikirleri, yeni heyecanları kucaklayarak yol alacağız."
"Türkiye kendine yeter"
Az önce takdimi yapılan 115 ventilatörün dışarıdan ithal edilerek geldiğini belirten Erdoğan, "Ama ne güzel bir tecellidir ki şu anda yerli ve milli olmak üzere 100 adet ventilatörü ülkemizde gördüğümüz bu kadro üretmiş vaziyette. İnşallah mayıs sonuna kadar verdikleri söz şu; 'Ayda 5 bin'. Tabi ayda 5 bini üretmezlerse bilmeleri gerekir ki hesabını sorarız ve dünyaya bir örnek sunacağız. " dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın ventilatör noktasında çok sıkıntılar yaşadığını anlatarak, hala yaşamaya devam ettiğini söyledi.
Bütün bunlara rağmen bu süreci başarılı bir şekilde atlattıklarını dile getiren Erdoğan, şunları ifade etti:
"Şu anda Başakşehir Şehir Hastanemizin 115 ventilatörü geldi, 100 de bugün teslimatı yapıldı ve yine bir bölümü de peyderpey geliyor, gelecek. Bu ne demektir? Yani Başakşehir Şehir Hastanemizin böyle bir sıkıntısı yok ve olmayacak. Öbür tarafta Yeşilköy inşallah 1005 odasıyla devreye giriyor. 1005 odayla aynı şekilde Sancaktepe devreye giriyor. Ve buralarda da bütün bu ihtiyaçlarımız şimdiden giderilmiş durumda. Bu da şunu gösteriyor, Türkiye kendine yeter. Biz bize yeteriz. Hele hele ilaç sanayinde de kendimizi bu noktada konsolide edersek, ilacımızı inşallah üretir hale geldiğimiz andan itibaren bu noktada da çok daha farklı adımları atacağız."
Burada Arçelik, Aselsan, Baykar, Biosis ve koordinatör olması nedeniyle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığına teşekkür eden Erdoğan, bu alanlarda yarışı devam ettireceklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biliyorsunuz buranın yolunu yarım yamalak bırakan İstanbul'un bir belediyesi var ve biz hamdolsun ki iktidarız ve hemen Ulaştırma Bakanlığımızı devreye soktuk ve şu anda bir taraftan yolu yapıldı, yapılıyor ama bir taraftan da inşallah metrosunu da yapıyoruz ve Başakşehir Şehir Hastanesinin yanına inşallah metro da gelecek. Böylece hem metro ile hem de karayolu olarak ulaşımı sağlamış olacağız. Yani hastanemizin ulaşımda herhangi bir sıkıntısı olmayacak. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Açılışını yaptığımız Başakşehir Şehir Hastanemizin hayırlı olmasını diliyorum. Bu eseri ülkemize ve İstanbul'a kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Sağlık çalışanlarımıza şu zorlu günlerde gösterdikleri çaba ve yaptıkları fedakarlık için şükranlarımı özellikle iletiyorum. Hastalarımıza şifalar diliyorum, ölenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum."
Koca: Başakşehir Şehir Hastanemizin bütün yatakları gerektiğinde yoğun bakım olarak kullanılabilir
Başakşehir Şehir Hastanesi Hizmete Alım ve Yerli Solunum Cihazı Teslim Töreni'nde konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hastanenin 789 bin metrekare üzerine kurulduğunu, 171 bin metrekare peyzaj alanına sahip olduğunu söyledi.
Koca, "Hastanenin 145 bin metrekare oturum alanı mevcut. Toplam kapalı alanı ise 1 milyon 21 bin metrekaredir. Hastanemiz birçok lojistik mekanları bulundurmakta ve 1 milyon metrekare kapalı alan, 304 bin metrekaresi medikal alanı oluşturmaktadır. 1713'ü açık 6 bin 421'i kapalı olmak üzere toplamda 8 bin 134 araçlık otopark kapasitesi bulunmaktadır. Toplamda 725 muayene odası ve 2 bin 682 hasta yatağı bulunmaktadır. Bu hasta yatakları, yine her biri istenildiğinde yoğun bakım standartlarına dönüştürülebilecek yataklardır." ifadelerini kullandı.
Hastanede 28 doğum salonu, 90 ameliyathane, 16 yataklı yanık ünitesi, yeni doğan ve erişkin olmak üzere toplam 426 yoğun bakım yatağının mevcut olduğunu söyleyen Koca, hastanede trijenerasyon sistemi kullanılarak yüzde 50 enerji ihtiyacının karşılandığını ve yağmur sularının depolanarak peyzaj sulamasında kullanıldığını belirtti.
"3 bin 466 kamera ile güvenlik kontrolü yapılıyor"
Hastanenin tam otomasyon özelliğine sahip akıllı bina sistemiyle donatıldığını aktaran Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kampüs içi bisiklet yolları, park alanlarıyla, hibrit araç şarj üniteleri içeren, yeşil bina sertifikası alacak seviyede enerji ve çevre dostu tasarımlarla inşa edilmiştir. Başakşehir Şehir Hastanesi'nin ardından Sancaktepe Şehir Hastanesi'ni de devreye aldığımızda, İstanbul'un iki yakasında en modern teknik donanıma sahip iki büyük sağlık üssümüz olacak. Asya ile Avrupa'nın kavşak noktasındaki stratejik konumuyla dünyanın sayılı büyükşehirlerinden olan İstanbulumuz, iki yakadaki şehir hastanelerimizle birlikte sağlık altyapısı bakımından da dünyanın en başta gelen şehri olacaktır."
'Başakşehir Şehir Hastanemizin bütün yatakları gerektiğinde yoğun bakım olarak kullanılabilir'
Koca, tüm kampüste 3 bin 466 Full HD ve gece görüş özellikli kamera ile güvenlik kontrolü yapılacağını dile getirdi.
Bakan Koca, çocuk acil servis ve girişinde toplam 30 bin metrekare içerisinde hem çocuk hem erişkin hem de kadın doğum acil servislerinin bulunduğunu anlatarak, Başakşehir Şehir Hastanesi'nin 8 ayrı branş hastanesini içinde barındırdığını kaydetti. Koca, bu hastanelerin genel hastane, çocuk hastanesi, ortopedi hastanesi, nöroloji hastanesi, kadın doğum hastanesi, KVC hastanesi, onkoloji hastanesi, fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi ile psikiyatri hastanelerinden oluştuğunu söyledi.
Hastanenin, tamamı hizmete girdiğinde Avrupa'nın tek kampüste en fazla yoğun bakım kapasitesine sahip hastanesi olacağını vurgulayan Koca, binanın 2 bin 68 deprem izolatörünün kullanıldığı tek blokta en büyük yapı olduğuna da dikkati çekti.
Koca, Başakşehir Şehir Hastanesi'nin mayıs ortasında tümüyle faaliyete geçeceğini aktararak, "Bu pandemi salgın mücadelesinde bizim en güvenli limanlarımızdan biri, şehir hastaneleri olmuştur. Bugün kadın doğum ve çocuk hastanelerinin yataklı servislerini hizmete almış oluyoruz, şimdilik bu bölümleri pandemi hastanesi olarak kullanacağız. Sadece pandemi hastaları hedeflendiği için doğrudan hasta muayenesi şeklinde değil, il genelinde yatış kararı verilmiş hastalarımızın 112 aracılığıyla nakledilerek yatırılması planlandı. Böylece bugün için 155 yoğun bakım yatağıyla birlikte 1035 nitelikli yatağı daha sağlık sistemimize katmış oluyoruz." ifadelerini kullandı.
Hastanede iki adet konferans salonu olduğu bilgisini veren Koca, bu hastanelerin aynı zamanda üniversiteyle iş birliği içinde olduğu için konferans salonlarının kütüphaneden sonra en fazla ihtiyaç duyulan alanlar olduğunu vurguladı.
"Her hasta odası yoğun bakıma dönüştürülebilme özelliğine sahip"
Bakan Koca, diğer şehir hastanelerinde olduğu gibi Başakşehir Şehir Hastanesi'nin her hasta odasının gerekli ekipmanla yoğun bakıma dönüştürülebilme özelliğine sahip olduğunun altını çizdi.
Çocuk servisleri bölümlerinin çocuk ergonomisine göre tasarlandığını söyleyen Koca, çocuk hastanesinin yataklı servislerinde çocuk oyun mahalleri ve peyzajların bulunduğunu, pandemi döneminde bu mekanların kullanılmayıp çocuk hastanesi devreye girdiğinde tamamlanacağını ifade etti.
Sağlık Bakanı Koca, şöyle devam etti:
"Tomografi, ultrason acil görüntüleme merkezinde tomografi ve röntgen cihazları hazır durumdadır. Hastane en gelişmiş tıbbi görüntüleme cihazlarıyla donatılmıştır. Toplamda 7 adet tomografi, 7 adet MR cihazı mevcut. Ekokardiyografi ile birlikte 24 ultrason cihazı var. Özellikle kanser tanısında kullandığımız PET-CT ve SPECT/CT cihazları da toplamda 4 tane planlanmış durumda. Hastane tümüyle devreye girdiğinde hem teşhis hem de tedavide en gelişmiş cihazların hizmet verileceği şekilde planlandı."
Merkezi Yardım Masası birimini de tanıtan Koca, hizmetin zamanında ve kaliteli verilmesi için sunulan hizmetin performansının ölçüleceğini kaydetti. Kampüsün çok sayıda hastaneyi barındırması ve yüksek kapasiteye sahip olması dolayısıyla hastaların sorunlarının çözülmesi için özel bir organizasyonun gerektiğini vurgulayan Koca, bu nedenle yardım masasının oluşturulduğunu ifade etti.
Bakan Koca, Başakşehir Şehir Hastanesi'nin ilk etabının açılışında yaptığı konuşmada sterilizasyonun hastanenin en önemli yapılarından biri olduğunu vurguladı.
Sterilizasyonun üç ayrı blokta toplamda yaklaşık 5 bin metrekare kapalı alanda kurulduğunu ifade eden Koca, "Merkezi sterilizasyon ünitesinde de yaklaşık 150 personelimiz hizmet vermektedir. Tüm süreç modern cihaz ve sistemlerle donatıldı, özellikle her süreci dijital olarak takip edebiliyoruz." diye konuştu.
"60 yataklı acil servis"
Acil laboratuvarın kampüsün tamamen devreye gimesiyle faaliyete geçeceğini ifade eden Koca, şunları kaydetti:
"Şu anda pandemi hastanesi olarak acil laboratuvarı hizmet vermekte, pandemi sürecinde kurulmuş olan laboratuvar gerekli tetkik ve testleri çalışabilecek düzeyde planlandı. Ayrıca bu dönemde bizim için önemli olan immün plazma için de kan transfüzyon merkezi donanımı tamamlanmış durumda. Kan ürünleri 7/24 hazırlanabilmektedir. Kovit hastaları için de immün plazma üretimi gerçekleştirilebilecek altyapıya sahip olduğunu da söylemek istiyorum."
Koca, acil serviste işlem gören hastaların servise alınmadan önce acil servis personeli tarafından gözetim altında tutulduğunu, hastanın durumuna göre karar verildiğini anlattı.
Bu dönemde acil laboratuvarının başta pandemi için kullanılacağını ve faaliyete geçtiğini ifade eden Koca, şöyle devam etti:
"Özellikle kan transfüzyonu açısından da pandemi döneminde hastalarımıza immün plazma verilmesinin önemli olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede immün plazmanın da hazırlanabilir altyapıya sahip olduğunu ve buradaki hastalarımıza bu plazmayı kullanmak için yeterli bir altyapısının olduğunu da söylemek istiyorum."
Koca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Laboratuvar personelimiz ne kadar?" sorusuna, "Şu an 50 kişiye yakın faaliyette olan ama süreçte bu sayı en az 300 kişiyi bulabilecek kapasitede, altyapımız buna göre hazırlandı. Şu an pandemi amaçlı kullanacağımız için kan transfüzyonu, immün plazma yapmak üzere de altyapıyı tamamladık. Yani iyileşmiş olan hastadan plazmasını alıp tedavi amaçlı kullanabilir altyapıya sahip olduğunu söylemek istiyorum." diye cevap verdi.
Acil müşahade alanının hastaların acil bakımının, devamında gözetim alanı ve servise alınması şeklinde planlandığını anlatan Koca, acil servisin müşahade ve müdahale alanlarıyla yeterli altyapıya sahip olduğunu dile getirdi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Acil yatak sayımız ne kadar?" sorusu üzerine, "Acilde müşahade ve müdahale yataklarımız var. Müşahade, müdahale ve gözetim yataklarımız 60'a yakın bu anlamda yatağımız var." diye konuştu.
"155 yoğun bakım yatağı faaliyete geçecek"
Koca, şöyle devam eti:
"Yoğun bakım kapasitesi anlamında tek blokta en fazla Avrupa'da yoğun bakım yatağına sahip bir hastane olduğunu söylemek istiyorum. Ayrıca bütün şehir hastanelerimizde olduğu gibi Başakşehir Şehir Hastanemiz de bütün yatakları yani 2.686 yatağı yoğun bakım altyapısına sahip olup, gerektiğinde hepsi yoğun akım olarak kullanılabilir durumda. Dünyada bu zenginliğe sahip bir başka ülke olmadığını da söylemek istiyorum."
Şu an 450 yoğun bakım yatağının 155'inin açıldığını dile getiren Koca, 155 ventilatörün her bir yoğun bakım odasına konulduğunu ve faaliyete geçtiğini söyledi.
Koca, her yoğun bakım odasının negatif basınçlı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Her biri de tekli odalardan oluşmakta, diyaliz altyapısı da olan odalar. 450 yoğun bakım yatağımız aynı zamanda her bir yatağı birer ventilatöre sahip. Yani 456 tane ventilatör bulunmuş olacak. Şu an açılışını yaptığımız 155 yoğun bakımda ise 155 ventilatörümüz kurulmuş durumda. Bu salgın döneminde özellikle dünyada en çok sorun olan yoğun bakım ve yoğun bakımlarda kullanılan solunum cihazı dediğimiz ventilatörler olmuştur. Burada Sağlık Bakanlığımızın öncülüğünde bir prototip firmasının geliştirdiği, devamında Baykar, Sanayi Bakanlığımızın yoğun desteği, ASELSAN ve Arçelik tarafından bu dönemde üretilen ventilatörleri de altını çizerek ifade etmek istiyorum. Yani yerli ve milli vetnilatörümüz bugün itibarıyla üretilmiş ve kullanıma hazır hale getirilmiştir."
Koca, yerli ve milli olarak üretilen 100 ventilatörün hastanede olduğunu ifade ederek, "Biz toplamda mayıs ayı itibarıyla 5 bine kadar üretilmesini planladık ve bunun siparişini erken dönemde vermiş olduk. Bu dönemde üretimi yapan firmalarla birlikte üretim hakkı TÜSEB'de, satış hakkı USAŞ'ta olan Sağlık Bakanlığımızın bu dönemde öncülüğünde gerçekleşen ama Sanayi Bakanlığımızın da yoğun desteğiyle sağlanan Baykar, Arçelik ve ASELSAN'ın burada yoğun emekleri oldu. Önümüzdeki dönemde bu hakları bizde olduğu için üretimi daha da talimatlarınız doğrultusunda arttırmayı hedefliyoruz." diye konuştu.
Program sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini ileten Bakan Koca, şöyle devam etti:
"Bu modern mekanlara ruh ve can verecek olan sağlık çalışanlarımızdır. Özellikle vatandaşımıza hizmeti dava edinen ve dava şuuruyla hareket eden sağlık çalışanlarımız burada 1 milyon 100 bin, bu çalışanlarımızın dünyada benzeri görülmediği şekilde birlik ve beraberlik içerisinde, özellikle özverili ve fedakar çalışan bir başka millette böylesine güçlü bir sağlık ordusunun olmadığını söylemek istiyorum. Bu pandemiyle mücadelemizde, mücadelemizin kahramanı olan sağlık çalışanlarımızla bu mücadeleyi başarıyla tamamlayacağımıza inanıyorum. Sizlerin takdir ve alkışlarına mazhar olan 1 milyon 100 bin sağlık çalışanımızın bundan sonraki süreçte de takdir ve alkışlarınızı hak edecek şekilde devam ettireceğimize inanıyorum."
Bakan Varank yerli solunum cihazı teslimatında konuştu:
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Onlarca mühendis bir araya geldi, gece gündüz çalıştılar ve büyük bir özveriyle sadece 14 gün gibi kısa bir sürede seri üretim bandından ilk yerli ve milli yoğun bakım solunum cihazlarını indirdiler. Bugün testleri tamamlanmış ürünlerin bir kısmını Sağlık Bakanlığı'mıza teslim ediyoruz. İnşallah mayıs sonuna kadar 5 bin cihaz üretilmiş olacak. Tüm çabamız, sağlık çalışanlarımızın insanüstü emeklerine bir nebze de olsa katkı sağlamak." dedi.
Varank, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telekonferansla katıldığı Başakşehir Şehir Hastanesi'nin ilk etabının açılışı ve yerli solunum cihazı teslim törenine katıldı.
Varank, burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı liderliğinde 18 yılda adeta sıfırdan inşa edilen ekosistemin ve sağlık alanındaki dev yatırımların, Türkiye'yi nasıl güçlü kıldığının bugün çok daha iyi anlaşıldığını söyledi.
Koronavirüs salgınının pek çok gelişmiş ülkeyi aciz bırakırken, Türkiye'nin ayaklarının üzerinde dimdik durduğunu belirten Varank, "İşte bugün bu ekosistemin bir parçası olacak muhteşem bir hastanenin açılışındayız. Bu süreçte büyük fedakarlık gösteren, canla başla çalışan sağlık çalışanlarımıza bir kez daha huzurunuzda teşekkür ediyorum. Başakşehir Şehir Hastanesi gibi modern yatırımlar, sağlık çalışanlarımızın emeklerine yaraşır adımlardır. Bugün hastanemizin açılışının yanında yerli ve milli yoğun bakım solunum cihazlarının ilk teslimatını da gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.
"14 günde banttan indirildi"
Mustafa Varank, bu küresel salgın henüz Türkiye sınırlarına girmeden çok önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatlarıyla tedbirleri almaya başladıklarını dile getirerek, bu salgında en kritik ihtiyaçlardan birinin yoğun bakım solunum cihazları olduğunu vurguladı.
Sağlık Bakanlığı'nın envanterinin solunum cihazı noktasında da güçlü olduğunu belirten Varank, şunları kaydetti:
"Biz, süreç içinde bir sıkıntıyla karşılaşmamak adına bu işin ne kadar kritik olduğunun bilinciyle hareket ettik. Malumunuz, bugün bu cihazları ya da parçalarını, parasını verseniz dahi satın alamıyorsunuz. İşte bu yüzden kendi imkanlarımızla bu cihazları üretmek için Sağlık Bakanlığı'mızla eş güdüm içerisinde sürecin daha başında harekete geçtik. Çünkü biz, araştırma geliştirme alt yapılarımıza, çalışkan ve becerikli mühendislerimize güveniyoruz.
Nitekim bakanlığımızın destekleriyle kurulan Biosys isimli bir girişim firmasının bu alanda yaptığı çalışmalar, geliştirdiği bir ürün zaten vardı. Bu çalışmaları hızla seri üretime dönüştürmek için yerli firmalarımız bir milli seferberlik başlattı. Onlarca mühendis bir araya geldi, gece gündüz çalıştılar ve büyük bir özveriyle sadece 14 gün gibi kısa bir sürede seri üretim bandından ilk yerli ve milli yoğun bakım solunum cihazlarını indirdiler. Bugün testleri tamamlanmış ürünlerin bir kısmını Sağlık Bakanlığı'mıza teslim ediyoruz. İnşallah mayıs sonuna kadar 5 bin cihaz üretilmiş olacak. Tüm çabamız, sağlık çalışanlarımızın insanüstü emeklerine bir nebze de olsa katkı sağlamak."
"Bu Türkiye'nin gücüdür, Türk mühendislerinin gücüdür"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyonu doğrultusunda bu cihazları sadece Türkiye için değil, şu an bu salgınla boğuşan tüm insanlık için ürettiklerini aktararak, "Ülkemizin ihtiyacının olmadığı durumlarda diğer ülkelere de bu cihazlar çok rahat bir şekilde gönderilebilir. Böyle bir küresel salgın döneminde yardım isteyen değil, yardım eden bir ülke olmak bizleri gururlandırıyor. Bu Türkiye'nin gücüdür. Bu Türk mühendislerinin gücüdür." diye konuştu.
Bu süreçte emeği geçen herkese, özellikle Arçelik, ASELSAN, Baykar ve Biosys firmalarına şükranlarını sunduğunu ifade eden Varank, "Rabbim, inşallah bu sıkıntılı dönemin üstesinden ülkece gelmeyi bizlere nasip etsin diyorum. Hem Başakşehir Şehir Hastanemizin hem de yerli ve milli yoğun bakım solunum cihazlarımızın hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." dedi.
Yerli ve milli solunum cihazı üretenler de konuştu
Baykar Teknik Müdürü ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, seri üretimine başlanan yerli solunum cihazlarına ilişkin, "İnşallah yüksek teknolojili medikal cihazlarda da kıvılcım olur, Milli Teknoloji Hamlesi'yle bu dönüşüm devam eder ve ülkemiz hak ettiği yere gelir. Bugün zaten dünyanın üretimde de, tedarikinde de çok zorluk çektiği cihazı, dışarıdan tedarik edilemeyen komponentlerine varıncaya kadar yerli olarak üretmiş olduk." dedi.
Bayraktar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telekonferansla katıldığı Başakşehir Şehir Hastanesi'nin ilk etabının açılışı ve yerli solunum cihazı teslim törenine katıldı.
Bayraktar, burada hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hem de vatandaşlara yerli solunum cihazlarının geliştirilmesi süreci hakkında bilgi verdi.
Projeyi yaklaşık bir ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sunduklarında, kendisinin "İnanıyorum ki Türk mühendisleri en iyisini en hızlı şekilde yapar" dediğini aktaran Bayraktar, bu sözün mühendislere büyük bir moral olduğunu ifade etti.
"Tam bir seferberlik ruhuyla gerçekleşti"
Selçuk Bayraktar, Erdoğan'ın projeyi günbegün takip etmesi sayesinde bugün ilk ürünlerin teslim noktasına geldiğini belirterek, 120'den fazla mühendisin çalışmalarıyla ortaya çıkan cihazlara ilişkin şunları söyledi:
"Bu tam bir milli seferberlik ruhuyla yapıldı. 4 Türk şirketi bir araya geldi, hatta mühendislerimiz, buradaki takım arkadaşlarım, 'Bizi bir odaya kapatın, başarana kadar çıkarmayın' dediler. Tam bir seferberlik ruhuyla gerçekleşti. İnşallah da mayıs ayının sonuna kadar 5 bin adet cihazı vermiş olacağız.
Türkiye, savunma sanayisinde son 15 yılda yapılan atılımlarla dünyanın parmağıyla gösterdiği bir ülke haline geldi. Yerlilik yüzde 15'lerden yüzde 70'lere vardı. İnşallah yüksek teknolojili medikal cihazlarda da kıvılcım olur, Milli Teknoloji Hamlesi'yle bu dönüşüm devam eder ve ülkemiz hak ettiği yere gelir. Bugün zaten dünyanın üretimde de, tedarikinde de çok zorluk çektiği cihazı içerideki komponentlerine, dışarıdan tedarik edilemeyen komponentlerine varıncaya kadar yerli olarak üretmiş olduk. Cumhurbaşkanımıza, Sağlık Bakanımıza, Sanayi ve Teknoloji Bakanımıza, tüm paydaş kurumlara teşekkürlerimi iletmek istiyoruz."
"Ülkemize ve tüm insanlığa rahat bir nefes aldırmak için varız"
Biosys Biyomedikal Kurucusu ve Genel Müdürü Cemal Erdoğan da girişimi, 2012 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın teknogirişim sermaye desteğiyle kurduklarını hatırlattı.
TÜBİTAK, KOSGEB ve Bilkent Üniversitesi'nin destekleriyle ürünü 2017 yılında ticarileştimeyi başardıklarını anlatan Erdoğan, çalışmalarının bugün anlamlı bir hizmetle taçlanmasından gurur duyduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na destekleri dolayısıyla teşekkür eden Erdoğan, "Bu süreçte Sanayi Bakanlığı'mızın yoğun bir koordinasyonuyla, kendi alanında dev 3 firma bir araya gelip dünyanın peşinde olduğu bu solunum cihazlarının seri üretimi başarıyla tamamlandı. Ülkemize ve tüm insanlığa rahat bir nefes aldırmak için varız." diye konuştu.
"100 mühendis, hayatlarının en keyifli uykusuz gecelerini yaşadı"
Arçelik Üretim ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Oğuzhan Öztürk ise "Hayatımızdaki en gururlu an... İki haftada üretilebilir ve çok güvenli bir prototipi yaptık. Bunu 4 haftada seri üretilebilir hale getirdik. Şu anda ayda 5 bin adet üretilebilir kapasiteye ulaşmış durumdayız. Bu süreçte Sağlık Bakanlığı'mız, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'mız, Koç Holding, Arçelik yönetimi, paydaşlarımız, tedarikçilerimiz inanılmaz destek oldular." dedi.
Üretim süreçlerinde sadece Ar-Ge personelinin görev almadığını ifade eden Öztürk, "Arçelik'te her süreçten sadece araştırma-geliştirmeden değil, üretimden, üretim teknolojilerinden, kalıphaneden, satın almadan 100 tane mühendis, hayatlarının en keyifli uykusuz gecelerini yaşadılar. 7 gün 24 saat çalıştılar. Başta ülkemize, sonra dünyaya bir nefes olan aslında bu projenin parçası olmak en büyük gururumuz. Eğer ülkemize bir nefes olabiliyorsak bütün bu yorgunluklar dünyanın en keyifli yorgunluğu haline geliyor." ifadelerini kullandı.
"Çok anlamlı bir ürün hep birlikte ortaya çıkmış oldu"
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Görgün, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türk gençliğine, Türk mühendislerine ve Türk sanayicilerine her zaman güvendiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bugün sizin bu güveninizin çok anlamlı bir ürünü hep birlikte ortaya çıkmış oldu. Savunma sanayisinde faaliyet gösteren, yüksek teknolojiyle çalışan özellikle Baykar ve ASELSAN şirketlerinin, üretimde de Arçelik'in sorumluluk almasıyla yine çok kısa bir sürede yüksek teknolojik bir ürünün hayata dönüşüm sürecini hep birlikte yaşadık. Bizlere verdiğiniz bu fırsat için saygı ve hürmetlerimi ve tüm çalışanlarımız adına teşekkürlerimizi sunuyorum."