Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları (EZZİB) Birliği Başkanı Emre Uygun, Türkiye'nin zeytin ve zeytinyağı sektörlerindeki son durumunu ve küresel rekabetteki yerini Platin'e değerlendirdi:
"Zeytin ağacı, Anadolu'nun binlerce yıllık hafızasını taşıyan en köklü sembollerinden biri. Toprağın ritmine uyum sağlayan bu kadim ağaç, yalnızca bir tarım ürününün değil, bir yaşam kültürünün de taşıyıcısı. Bugün Türkiye'nin zeytinyağı üretiminde sergilediği yükseliş, bu kültürel mirasın modern tarım teknikleri, bilimsel analizler ve küresel ticaret stratejileriyle yeniden anlam kazandığı bir döneme işaret ediyor. Ülkemizin sahip olduğu ağaç varlığı, coğrafi çeşitlilik ve üretim disiplininin sağladığı ivme, artık dünya pazarlarında daha güçlü bir karşılık buluyor. Üretimden ihracata uzanan bu geniş çerçeve, Türkiye'nin küresel zeytinyağı dengesinde nasıl belirleyici bir aktöre dönüştüğünü gösteren somut verilerle daha görünür hale geliyor.
TÜRKİYE BUGÜN ÜRETİM GÜCÜYLE DÜNYA DENGELERİNİ ETKİLEYEN BİR ÜLKE HALİNE GELDİ
2024-2025 sezonuna ilişkin rakamlar aslında Türkiye'nin zeytin sektöründeki dönüşümünü tek başına anlatmaya yetiyor. Sofralık zeytin üretiminde 750 bin tonluk rekolteyle dünya lideriyiz. Zeytinyağı üretiminde ise 475 bin tonla dünya ikincisi konumuna ulaşmış durumdayız. Bu iki güçlü veri, ülkemizin üretim kapasitesi kadar coğrafi avantajlarını, üretim kültürünü ve sektörün dayanıklılığını da yansıtıyor.
Bu üretim gücü ihracata da yansıyor. Zeytinyağı ihracatımız 50 bin 713 tona ulaştı. Sofralık zeytin ihracatımız 255 milyon dolarla tarihimizdeki en yüksek seviyeyi gördü. Prina yağı ihracatında yüzde 9'luk bir artış yaşandı. Böylece sektörümüzün toplam ihracat hacmi 559 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye artık yalnızca üretimiyle değil, küresel pazarlarda oluşturduğu güvenilir tedarikçi imajıyla da öne çıkıyor.
TÜRKİYE KALİTEYİ YÜKSELTEREK REKABET GÜCÜNÜ MARKALAŞMA ÜZERİNDEN TANIMLIYOR
Günümüz küresel zeytinyağı pazarında rekabet hacimle ölçülmüyor. Artık kalite, sürdürülebilirlik ve marka değeri belirleyici unsur haline geldi. Bu nedenle Birlik olarak üreticilerimizi uluslararası kalite ve güvenlik kriterleri konusunda düzenli biçimde bilgilendiriyor, kaliteyi geliştiren süreçlerde sektörün ihtiyaçlarını ilgili kurumlarla paylaşarak politika oluşumuna katkı sunuyoruz.
Ürünlerimizin dünya sahnesinde tescillenmesi, uluslararası kalite yarışmalarına erişimle güçleniyor. Markalı ve ambalajlı ürün ihracatını teşvik ederek katma değeri artırmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda yürütülen fuar katılımları, tanıtım çalışmaları, alım ve ticaret heyetleri Türk zeytinyağının küresel pazarlardaki algısını güçlendirmeye devam ediyor.
Ticaret Bakanlığı'nın Uzak Ülkeler Stratejisi çerçevesinde Avustralya, ABD ve Kanada'ya gerçekleştirdiğimiz sektörel heyetler bu pazarlarla kurduğumuz bağları önemli ölçüde kuvvetlendirdi. Bu ülkelerde ihracatımız yüzde 17 artarak 25 bin 202 tona yükseldi. Aynı dönemde zeytinyağı ihracatımızın yüzde 46'sının ABD'ye yapılmış olması ise bu pazardaki stratejik konumumuzu açıkça ortaya koyuyor. Japonya ve Kanada'nın güçlü duruşunu koruması da çeşitlenen ticaret ağımızın sürdürülebilirliğini gösteriyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN BASKISI TARIM SEKTÖRÜNDE YENİ BİR DÖNÜŞÜMÜ ZORUNLU KILIYOR
Her ne kadar zeytin ağacı dayanıklılığıyla bilinse de bugün karşı karşıya kaldığımız iklim krizi bu dayanıklılığı sınayan bir dönemi işaret ediyor. Akdeniz Havzası'nın iklim değişikliğinden en fazla etkilenmesi beklenen bölge olması, zeytin üretiminin geleceği açısından endişe verici bir tabloyu beraberinde getiriyor. Sıcaklık artışları, yağış rejimindeki kırılmalar, kuraklık riski ve toprak neminin düşmesi zeytin ağacının biyolojik döngüsünü olumsuz etkiliyor.
Bu nedenle tarımsal dönüşümü çevresel sürdürülebilirlikle birlikte ele almak zorundayız. Birlik olarak su kaynaklarının verimli kullanımı, yenilenebilir enerji uygulamaları, geri dönüştürülebilir ambalaj çözümleri, atık yönetimi gibi alanlarda farkındalık oluşturan çalışmalar yürütüyoruz. Bununla birlikte çiftçiden ihracatçıya kadar tüm paydaşlarımızın bu dönüşüme katılmasını teşvik ediyoruz. Sektörel çalıştaylar ve sempozyumlarla ortak aklı geliştiriyor, üretim zincirinin her halkasını geleceğe hazırlayan bir yaklaşımı odağa alıyoruz. Zeytinin kültürel ve sosyal boyutunu görünür kılan 'OLIVEtoLIVE' ve 'Yeşilin Altın Damlası' ulusal fotoğraf yarışmaları ise zeytinin yalnızca ekonomik bir ürün değil, aynı zamanda kültürel bir hafıza olduğunu sanat aracılığıyla hatırlatmayı sürdürüyor.
TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR MARKA KİMLİĞİ OLUŞTURARAK KÜRESEL PAZARDA DAHA GÖRÜNÜR OLMAYI HEDEFLİYOR
Önümüzdeki beş yıla dair temel hedefimiz, Türk zeytin ve zeytinyağını yalnızca hacmi yüksek bir üretici kimliğinden çıkarıp markalaşmış, yüksek katma değerli, kaliteyle özdeşleşen bir ülke konumuna taşımak. Bu doğrultuda sürdürülebilir üretimi güçlendiren, markalı ürünlerin ağırlığını artıran, fuarlar ve ticaret heyetleriyle uluslararası görünürlüğü destekleyen ve hem iç hem dış pazar politikalarını uyum içinde yöneten bir yapı oluşturmayı amaçlıyoruz.
Fiyat istikrarının korunması, üretim zincirindeki her halkada çevresel sürdürülebilirliği destekleyen uygulamaların yaygınlaştırılması ve sektörel iş birliklerinin güçlendirilmesi, Türkiye'nin zeytinyağındaki küresel yolculuğunu daha sağlam temellere oturtacak."
(EZZİB Birliği Başkanı Emre Uygun)