Turkcell ana sponsorluğunda, Borsa İstanbul, Halkbank, Takas İstanbul, Turkish Airlines, Türk Altın Holding ve Ziraat Bankası co-sponsorluğunda düzenlenen TürkMedya Finans Zirvesi 2025 gerçekleştirildi.
Zirve, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu'nun teşrifleriyle gerçekleşti.
Türkiye'de finans sektörünün gelecek vizyonu ve trendlerinin kapsamlı bir şekilde ele alındığı bu etkinlikte; kamu, finans ve iş dünyasından üst düzey yöneticiler ile sektörün tüm paydaşları bir araya geldi.
Zirvede gerçekleşen "Dönüşen Ekonomide Finansal İstikrar, Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik" başlıklı oturumun moderatörlüğünü Elif Akkaya Kuter üstlendi.
Oturumda; finansal dünyaya yön veren değerli isimler finans sektörünün geleceğine dair değerlendirmelerini paylaşılırken, katılımcılar arasında Ziraat Teknoloji Genel Müdürü Bayram Tuzcu, Colendi CEO Bülent Tekmen, ALB Yatırım Başekonomisti Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, BDDK Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Aydın yer aldı.
Türkiye'de finans sektörünün geleceğine ışık tutan zirvede küresel ekonomide yeni dönem dengelerini, dijitalleşen finans dünyasının dönüşümünü, sürdürülebilir büyümenin finansmanı için gerekli stratejileri, sermaye piyasalarında güven ve derinleşme gerekliliklerini ve finansal dayanıklılık ile regülasyon alanındaki gelişmeleri ele alındı.
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ: REFORMLAR SÜRECEK
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Dönüşen Ekonomide Finansal İstikrar, Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik" temalı TürkMedya Finans Zirvesi'nde katılımcılara hitap eden Yılmaz, dünya ekonomisinin jeopolitik riskler, zayıf ticaret hacmi ve belirsizliklerle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Uluslararası kuruluşların küresel büyüme tahminlerinin 2025 için %3,2, 2026 için %3,1 olduğuna dikkat çekti.
"TÜRKİYE EKONOMİSİ BÜYÜMESİNİ SÜRDÜRÜYOR"
Yılmaz, son yıllardaki küresel krizlere rağmen Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyümeyi sürdürdüğünü ifade ederek 2020-2024 döneminde Türkiye'nin yıllık ortalama %5,4 büyüdüğünü söyledi. 2025 sonunda milli gelirin 1,5 trilyon doları aşmasının ve Türkiye'nin dünyanın en büyük 16'ncı, satın alma gücü paritesine göre ise 11'inci ekonomisi olmasının beklendiğini dile getirdi.
İHRACATTA REKOR, CARİ DENGEDE İYİLEŞME
Ocak–Ekim 2025 döneminde ihracatın yıllık %3,9 artarak 270 milyar doları geçtiğini belirten Yılmaz, hizmet ihracatıyla birlikte toplam gelirin 390 milyar doları aştığını söyledi.
2025 Eylül itibarıyla yıllık cari açığın 20,1 milyar dolar olduğunu, enerji ve altın hariç cari dengenin ise 46,6 milyar dolar fazla verdiğini ifade etti.
"İŞSİZLİK TEK HANEDE, BÜTÇE AÇIĞI GERİLİYOR"
Yılmaz, Eylül 2025'te mevsim etkisinden arındırılmış işsizliğin %8,6'ya indiğini, deprem harcamalarına rağmen bütçe açığının milli gelire oranının 2024'teki %4,7 seviyesinden bu yıl %3,6'ya düşmesi beklentisinin mali disiplinin göstergesi olduğunu belirtti.
AB tanımlı genel yönetim borç stokunun GSYH'ye oranının %24,1'e gerilediğine, bunun Maastricht kriterinin çok altında olduğuna dikkat çekti.
"REZERVLERDE GÜÇLÜ ARTIŞ, KKM HIZLA GERİLİYOR"
Yılmaz, Merkez Bankası brüt rezervlerinin 2023 Mayıs ayı sonunda yaklaşık 98,5 milyar dolar seviyesindeyken 7 Kasım 2025 itibarıyla 185 milyar dolara yükseldiğini söyledi.
Kur Korumalı Mevduat'ın (KKM) Ağustos ayında sonlandırılmasının finansal piyasaların işleyişini güçlendirdiğini belirten Yılmaz, bunun yatırımcı güvenini pekiştiren kritik bir adım olduğunu ifade etti. 7 Kasım itibarıyla KKM miktarının 2,2 milyar dolara kadar gerilediğini aktardı.
CUMHURBAŞKANLIĞI YATIRIM VE FİNANS OFİSİ BAŞKANI DAĞLIOĞLU: FİNANSTA DA BÖLGESEL AKTÖRÜZ
Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, TürkMedya Finans Zirvesi 2025'te açıklamalarda bulundu.
Dağlıoğlu, zirvenin açılışında yaptığı sunumda, finansın çok geniş bir konu olduğunu, uluslararası doğrudan yatırımlar (UDY), katılım finans, finansal teknolojiler ve yeşil finansmana değineceğini aktardı.
Ofisin kurulduğunda özellikle uluslararası sermaye girişlerini artırmak üzere faaliyet gösterdiğini vurgulayan Dağlıoğlu, Türkiye'nin 2003'ten bu yana 270 milyar doların üzerinde yatırım çektiğini söyledi.
Dağlıoğlu, Türkiye'nin yıllık ortalama dünyadaki yatırımların yüzde 1'ini aldığını belirterek, "Türkiye daha öncesinde, yani 30 yıllık dönemde, 15 milyar dolar yatırım çekebilmiş bir ülkeyken, dünyadaki yatırımların binde ikisini alan bir ülkeyken, bu alanlarda bir ilerleme kaydetmiş, dünyadaki yatırımların yaklaşık yüzde 1'ini alıyoruz ve Türkiye'deki uluslararası şirket sayısı da hızla arttı." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de cari açığın finansmanının her zaman önemli bir gündem olduğuna dikkati çeken Dağlıoğlu, "2003'ten bu yana yüzde 40'ın üzerinde cari açığın finansmanını da daha uzun dönemli bir sermaye kalemi olan UDY'lerle karşıladığımızı görüyoruz." diye konuştu.
"EN ÇOK FİNANS ALANINDA YATIRIM ÇEKTİK"
Dağlıoğlu, yılın 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre, UDY'lerde yüzde 45'lik artış olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Son 12 ayda 15 milyar doların üzerinde yatırım girişi oldu. 2003'ten 2024'e kadar bizim yıllık ortalama çektiğimiz yatırım 12,4 milyar dolar. Uzun vadeli ortalamamızın biraz üstünde devam ediyoruz. Bu da yakın dönemde uluslararası yatırımcıların ilgisinin yüksek olduğu, pozitif bir trend içerisinde olduğumuza dair bir gösterge diye düşünüyoruz. En çok finans alanında yatırım çekmişiz, sonrasında imalat, enerji şeklinde devam eden bir listemiz var. Bu yılın ilk üç çeyreğine ait verilere göre, ilk sırada toptan ve perakende ticaret, sonrasında imalat, bilgi ve iletişim sektörü ve finans sektörü şeklinde devam ediyor."
Söz konusu listedeki sektörlerin aslında teknoloji ekosistemi olduğuna işaret eden Dağlıoğlu, "Bu yılın ilk aylarından bu yana bazı uluslararası teknoloji şirketlerinin Türkiye'deki bazı satın almalar yaptığı, bazı teknoloji şirketlerimizin büyük ölçekli yatırım turları yaptığına şahit olduk." açıklamasında bulundu.
Dağlıoğlu, imalat sanayi etrafındaki diğer yatırımların da ülkenin ihracatla büyüdüğüne işaret ettiğini belirterek, "Türkiye ihracatla büyüyen bir ülke. Cumhurbaşkanımızın bize gösterdiği böyle bir vizyon var. Benzeri şekilde uluslararası yatırımları da imalat sanayi alanında özellikle ihracat odaklı projelerle çekmeye devam eden bir ülke." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE DAHA FAZLA YEŞİL, İKLİM DOSTU, DİJİTAL YATIRIMLAR ÇEKEBİLİR"
Dağlıoğlu, küresel tedarik zincirlerinin şekillendiğini kaydederek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Son dönemde ticaret politikalarında muhafazakarlaşma eğilimi görüyoruz. Küresel makroekonomik belirsizlikleri yaşıyoruz. Dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik kaygıları, bunların hepsi yatırımcıların yatırım kararında etkisi olan faktörler. Biz de önümüzdeki döneme dair bazı hedefler koyduk kendimize UDY'ler alanında. Türkiye daha fazla yeşil, iklim dostu, dijital yatırımlar çekebilir.
Küresel tedarik zincirlerinde daha aktif bir rol oynayabilir. Dünyadaki girişim sermayesi fonlarının, varlık fonlarının yatırımlarını, dünyadaki aile ofislerinin yatırımlarını çekmeye talibiz. Türkiye'nin her bölgesine yatırım çekmek istiyoruz. Özellikle bölgesel kalkınmaya destekleyen yatırımları ülkemize kazandırmak istiyoruz. Dünyadaki yatırımların yüzde 1'ini çekiyoruz, bu payı yüzde 1,5'e çıkarma hedefimiz var."
Katılım finans alanında büyük bir fırsat gözlemlediklerini belirten Dağlıoğlu, "Bu sektörü büyütmek istiyoruz. Türkiye bankacılık alanında dünyadaki bütün rakiplerinin ötesinde dijitalleşme başarısına erişmiş bir ülke. Bu yine son 20 yılın bir başarı hikayesi. Uluslararası anlamda açık ara önde olduğumuz, başarılı olduğumuz bir alan." diye konuştu.
TÜRKMEDYA İCRA KURULU BAŞKANI ÇİÇEK: KÜRESEL EKONOMİDE YENİ DÖNEM KALKINMAYI GÜÇLENDİRİYOR
Zirvenin açılışında konuşan TürkMedya İcra Kurulu Başkanı Murat Çiçek, sektör temsilcilerini ve katılımcıları selamladı. Zirveye katılanlara teşekkür eden TürkMedya İcra Kurulu Başkanı Çiçek, "TürkMedya Finans Zirvesi'ne hepiniz hoş geldiniz. Finans dünyasının geleceğine ışık tutacak görüşleri paylaşmak üzere bugün burada bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bugün, bu değerli zirvede yalnızca finans sektörünün önde gelen temsilcileri değil; kamu, reel sektör ve teknoloji dünyasından önemli liderler de aramızda. Katılımlarıyla zirvemizi zenginleştiren tüm misafirlerimize teşekkür ediyorum." dedi.
"KÜRESEL EKONOMİDE YENİ DÖNEM KALKINMAYI DESTEKLİYOR"
Sektörün değişen dinamiklerine değinen Çiçek konuşmasında, "Küresel ekonomide yeni dönem, stratejileri yeniden şekillendirirken; dijitalleşen finans dünyası teknolojiyi merkeze alıyor, sürdürülebilir büyümenin finansmanı uzun vadeli kalkınmayı destekliyor, sermaye piyasalarında güven ve derinlik istikrarı güçlendiriyor ve finansta dayanıklılık ve regülasyon tüm bu dönüşümün sağlam bir çerçevede ilerlemesini sağlıyor. Bugün "Dönüşen Ekonomide Finansal İstikrar, Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik" başlıklı oturumumuzda bu ana temalar ışığında finansal teknolojilerin, yatırım stratejilerinin ve piyasa dinamiklerinin gelecekte alacağı yönü hep birlikte dinleyeceğiz. Elif Akkaya Kuter'in moderatörlüğünde gerçekleşecek oturumumuzda kıymetli panelistlerimizin sahip olduğu bilgi ve perspektifin hepimize ilham vereceğine inanıyorum." ifadelerine yer verdi.
"TÜRKİYE YÜZYILI'NIN GÜÇLÜ VE VİZYONER GELECEĞİNE SAĞLAM BİR ZEMİN HAZIRLAYACAK"
Çiçek, "Finans sektöründe sürdürülebilirliğin ve yenilikçiliğin öne çıkması, sadece ekonomik büyümeyi değil; aynı zamanda toplumsal refahı artırarak Türkiye Yüzyılı'nın güçlü ve vizyoner geleceğine sağlam bir zemin hazırlayacaktır." dedi.
Çiçek konuşmasının son kısmında şu ifadelere yer verdi;
"Bu düşüncelerle, zirvemizin sektöre, ülkemize ve geleceğimize hayırlı olmasını diliyorum. Zirvemizin tüm katılımcılar için verimli geçmesini temenni ediyorum. Son olarak, teşrifleriyle zirvemizi onurlandıran Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanımız Sayın Burak Dağlıoğlu'na, kıymetli panelistlerimize, misafirlerimize, izleyicilerimize ve sponsorlarımızın temsilcilerine teşekkür ediyorum."
"KATKILARINDAN DOLAYI KONUŞMACILARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUZ"
Zirvenin kapanış konuşmasını yapan Çiçek, "Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz TürkMedya Finans Zirvesi'nde, birbirinden değerli isimlerle bir araya gelmekten mutluluk duyuyoruz. Zirve kapsamındaki oturumumuzda finans dünyasında sürdürülebilirlik, dönüşen ekonomide istikrar kapsamlı bir şekilde ele alınarak konuşuldu. Finansal ekosistemin yönüne ve vizyonuna katkı sunan seçkin isimlerin bugün burada bizlerle olması zirvemizin anlamını çok daha ileri bir noktaya taşıyor. Katkılarından dolayı konuşmacılarımıza teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.
HALKBANK GENEL MÜDÜRÜ OSMAN ARSLAN: TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜ KABİLİYETİNİ ORTAYA KOYDU
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, zirvede konuşma yaptı. Arslan konuşmasında OVP ve Ekonomi yönetiminin çalışmalarına dikkat çekti.
Türk finans dünyasının önemli buluşmalarından biri hâline gelen TürkMedya Finans Zirvesi'ndeki katılımcıları İstanbul Finans Merkezi Halkbank Kuleleri'nde yeniden ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduklarını söyleyen Halkbank Genel Müdürü Arslan, burada konuşmasında, "Bu değerli organizasyonu koordine eden TürkMedya'ya teşekkür ediyor, sektörümüz için ufuk açıcı değerlendirmelere imkân sağlayacak buluşmamıza katılımlarınız için her birinize şükranlarımı sunuyorum." dedi.
Ekonomi yönetiminin çalışmalarını kararlılıkla yürüttüğüne değinen Halkbank Genel Müdürü Arslan konuşmasında, "2025 yılı, küresel piyasalarda oynaklığın arttığı ve merkez bankalarının ihtiyatlı yaklaşımını koruduğu bir yıl olarak kayıtlara geçmiştir. Ekonomi Yönetimimiz, küresel ekonomideki bu tabloyu dikkate alarak ekonomi programını kararlılıkla uygulamaktadır. 2026–2028 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'da yer alan "Makroekonomik İstikrar ve Reform" programı planlandığı şekilde ilerlemektedir. Bu bağlamda; Kur Korumalı Mevduat (KKM) ürününden büyük oranda çıkış sağlanmış, sürdürülebilir cari denge yolunda önemli bir mesafe kat edilmiş, Merkez Bankamızın döviz rezervleri rekor seviyelere ulaşmış, mali disiplin anlayışı güçlendirilmiş, dezenflasyon eğilimi sürdürülmüş ve ekonominin dayanıklılığı artırılmıştır." ifadelerini kullandı.
"TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜ KABİLİYETİNİ ORTAYA KOYDU"
Orta Vadeli Program (OVP) hakkında konuşan Arslan açıklamasında, "Orta Vadeli Programın sunduğu öngörülebilirlik hem piyasalar hem de yatırım ortamı açısından güven artırıcı bir etki oluşturmaktadır. Bu çerçevede; bankacılık sektörü, risklerini daha sağlıklı izleyebilmekte ve bilanço yönetimini daha sürdürülebilir şekilde gerçekleştirebilmektedir. Türk bankacılık sektörü, bu dönemde uluslararası likidite koşullarına uyum sağlama kabiliyetini güçlü biçimde ortaya koymuştur. Sıkı para politikası ortamında; fonlama stratejilerinin dengeli yönetilmesi, likidite tamponlarının güçlendirilmesi ve risklerin temkinli şekilde ele alınması sektöre esneklik kazandırmıştır. Merkez Bankamız tarafından uygulanan kredi politikaları, kaynakların daha seçici alanlara yönlendirilmesini sağlamakta ve kredilerin daha fazla "üretim, yatırım, istihdam ve ihracata" aktarılmasını mümkün kılmaktadır. Bu bağlamda; yılın ilk üç çeyreğinde bankacılık sektörü selektif kredi politikasının da desteğiyle toplam aktiflerini enflasyonun üzerinde büyütmeyi başarmıştır. Kredilerin dağılımı ise bu kredi politikaları ile uyumlu olup, Orta Vadeli Program'ın önceliklerine göre şekillenmektedir." ifadelerine yer verdi.
TÜRKMEDYA FİNANS ZİRVESİ'NDE DEĞİŞEN DENGELER MASAYA YATIRILDI: YAPAY ZEKADA BELİRLİ BİR OLGUNLUĞA GELDİK
Zirvede gerçekleşen 'Dönüşen Ekonomide Finansal İstikrar, Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik' başlıklı oturumun moderatörlüğünü Elif Akkaya Kuter üstlendi.
Oturumda; finansal dünyaya yön veren değerli isimler finans sektörünün geleceğine dair değerlendirmelerini paylaştı.
Katılımcılar arasında şu isimler yer aldı.
* Bayram Tuzcu – Ziraat Teknoloji Genel Müdürü
* Bülent Tekmen – Colendi CEO
* Doç. Dr. Filiz Eryılmaz – ALB Yatırım Başekonomisti
* Dr. Mustafa Aydın – BDDK Başkan Yardımcısı
"FİNANSAL İSTİKRARI SAĞLAMAK DA ARTIK MERKEZ BANKALARININ TEMEL HEDEFİ OLDU"
ALB Yatırım Başekonomisti Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, "Merkez bankalarının temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır ancak 2008 global ekonomik krizi bize gösterdi ki sadece tek bir hedef olan fiyat istikrarıyla devam etmek çok büyük tehlikeleri barındırıyor. Dolayısıyla finansal istikrarı sağlamak da artık merkez bankalarının temel hedefi oldu" ifadelerini kullandı.
Eryılmaz sözlerini, "Enflasyonla mücadelede sıkı para politikaları dönemleri ekonomide bazı hasarlar oluşturabilir bu noktada sıkılaşmayı tehdit etmeyecek şekilde durmak gerekir. Dolayısıyla merkez bankaları bu yeni dönemde finansal sistemi tehdit eden unsurlar oluştuğunda adaptasyon dediğimiz gevşeme dönemine geçiyorlar" şeklinde sürdürdü.
"İNANILMAZ GÜÇLÜ OLDUĞU BİR DÖNEM GEÇİRİYOR"
Colendi CEO'su Bülent Tekmen, "Öyle bir endüstriyel devrim içindeyiz ki bankacılık ve finans sektörü inanılmaz bir inovasyon hızında ve inanılmaz güçlü olduğu bir dönem geçiriyor" ifadelerini kullandı.
"DENETLEME ANLAYIŞIMIZDA BİR YENİLİĞE GİTTİK"
BDDK Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Aydın, "Mikro istikrar dediğimiz aslına müşteri memnuniyeti yani finansal sisteme dahil olan vatandaşlarımızın memnuniyeti, bu istikrarın en temel amacı. Makro istikrar ise sadece bankaların değil bankaların işbirliği yapmış olduğu diğer oyuncuları da kapsıyor. Bu çerçevede kurum olarak gözetleme ve denetleme anlayışımızda bir yeniliğe gittik" dedi.
Aydın, "Yeni düzenlemelerle finans sektörünü büyütmeye sadece banka değil bir bankacılık ekosistemi oluşturmaya devam ediyoruz. Türkiye'ye yatırımlar gelmeye devam ediyor bundan sonra da Türkiye'ye finansal teknoloji çekmek için her türlü düzenleme faaliyetlerine devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Aydın, "Yapay zeka konusunda belli bir olgunluğa geldik. Yerli ve milli teknoloji hedefimizle bizim de bu konuda Türkiye'de neler yapabileceğimize dair düşüncelerimiz var. Bu anlamda çok ciddi bir gereksinim olan bir teknoloji üssüne ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
"RİSKLİ GRUPTA DEĞERLENDİRİLİYOR"
Ziraat Teknoloji Genel Müdürü Bayram Tuzcu, "Kredi skorlama ile ilgili konular yapay zeka anlamında riskli grupta değerlendiriliyor. Riskli grupta değerlendiren modellerin mutlaka insan kontrolüyle sonuçlandırılması gerekiyor. Bu bakımdan yapay zekayı insanın bir alternatifi yerine insanın kabiliyetini destekleyen bir asistan olarak konumlandırdığınızda bu uyumu çok daha rahat bir şekilde yakalayabiliyorsunuz" dedi.