Küresel teknolojik ve toplumsal değişim, imalat sektörü oyuncularını rekabetçi kalmak, tüketici beklentilerini karşılamak, kârlılığı sürdürmek ve sürdürülebilirliği benimsemek konusunda zorluyor. Dijitalleşme, otomasyon ve yapay zeka ile şekillenen günümüzde, sektör firmaları için bir yol ayrımına gelinmiş durumda: Ya inovasyona yönelerek organizasyonel dönüşümle rekabette geri kalmayacaklar ya da geleneksel yöntemlerle devam ederek tehditler karşısında edilgen kalacaklar. Globale baktığımızda, KOBİ'ler dahil birçok imalat şirketi, Endüstri 4.0 teknolojilerine yöneliyor ve yapay zeka, veri analitiği, IoT, dijital ikiz ve bulut hizmetleri gibi teknolojilere yatırım yapmayı planlıyor. Bununla birlikte, bu yatırımı yapabilme imkanına sahip olmayan şirketlerin yanında olan şirketler de yatırım yapmak yerine startup'larla iş birliği yani açık inovasyon yapma yoluna giderek şirketlerinin imalat kaslarını söz konusu dijital teknolojilerle takviye ederek kuvvetlendirmeyi tercih ediyorlar. İnovasyon odaklı dijital dönüşüm fırsatlarını yakalayabilen organizasyonlar, verimliliği optimize etmenin ve üretkenliği artırmanın ötesinde, son teknolojilerin potansiyelinden yararlanarak iş modeli inovasyonlarını hayata geçirmeye hazır hale gelmiş oluyorlar.
NASIL BİR YOL HARİTASINA YATIRIM YAPILMALI?
İlk bakışta zor gibi görünse de imalatta dijital iş modeli inovasyonu doğru bir yaklaşımla ve stratejiyle başarılabilir. Dijital dönüşüm konusunda startup'lar dahil birçok teknoloji tedarikçisi, imalat sektörü oyuncularının dikkatini çekmek için yarışıyor. Bu gürültülü ortam, organizasyonların kendileri için doğru yolu bulmalarını zorlaştırıyor. Zoru kolay yapabilmenin ilk yolu, dijital dönüşümle ulaşılması istenilen katma değerli hedeflerin isabetli bir şekilde tespit edilebilmesinden geçiyor. Bunun için ise organizasyonların ana stratejileriyle hizalı olarak kısa, orta ve uzun vadeli inovasyon stratejilerinin tespit edilerek, inovasyon stratejilerinin entegre edildiği bir dijital dönüşüm yol haritasının ortaya çıkması gerekir. İkinci yolu, organizasyonlardaki her seviyeden liderin, inovasyonla ilgili karşılaşılan yaygın engelleri anlayabilmesinden ve bu engelleri aşmanın yollarını öğrenerek gerekli iradeyi ortaya koyabilmesinden geçiyor.
KATMA DEĞER YARATMA STRATEJİLERİ
Bazı imalat firmalarının, yalnızca dijital dönüşüm yol haritası oluşturma yoluna gittiğini görüyoruz ki, inovasyon stratejileriyle entegre edilmemiş bir dijital dönüşüm yol haritası da kesinlikle yeterli değil. İnovasyon odaklı olmayan bir dijital dönüşüm durumunda, tek odak noktası verimliliğin ve üretim seviyesinin artırılması oluyor. Dijital dönüşüm, imalat firmaları için sadece süreçlerin dijitalize edilmesi ve verimliliğin artırılmasıyla sınırlı olmamalıdır. Bu dönüşümün başarılı olabilmesi için, firmaların dijital iş modeli inovasyonuna odaklanmaları gerekiyor Bu, yalnızca verimlilik ve üretim seviyesinin artışıyla değil, aynı zamanda yeni ürün ve hizmetlerle değer yaratılmasıyla mümkün olabilir. Dijital dönüşüm, ancak yeni değer yaratma kapasitesine sahip iş modeli inovasyonlarıyla firmaları sürdürülebilir rekabet avantajına kavuşturabilir.
ZORLUKLAR ÇÖZÜMLENMELİ
Dijital dönüşüme ve inovasyona bu şekilde yaklaşan organizasyonlar için, zorluklar fırsat anlamına da gelebiliyor. Dünya Ekonomi Forumu'nun (World Economic Forum-WEF) Ocak 2023'te yayımladığı 'Endüstriyel Stratejilerin Geleceği: Dayanıklı İmalat için Beş Büyük Zorluk' başlıklı rapor, bu zorlukları derinlemesine inceleyerek imalatçıların inovasyon ihtiyacını vurguluyor. Bu raporda ele alınan zorluklar, dijital dönüşümü sadece operasyonel verimlilikle sınırlamayan, daha geniş bir çerçevede dijital iş modeli inovasyonunun temelini oluşturan faktörlerdir.
İlk zorluk: Üretim operasyonlarının, süreçlerinin ve tedarik zincirlerinin karbon salımını azaltma gerekliliği ilk zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Karbon salımını azaltmak, yeşil mutabakat ve sınırda karbon düzenlemesi gibi nedenlerle tedarikçi imalat şirketleri, özellikle de bazı sektörlerdeki şirketler ve tedarikçileri için daha da zorunlu hale gelmiş bulunuyor.
İkinci zorluk: Tedarik zincirinin şeffaflığının ve dayanıklılığının artırılması ise ikinci zorluk olarak öne çıkıyor. Dayanıklılık ve verimlilik arasında doğru dengeyi kurmak, firmaların hem krizlere dayanıklı hale gelmesini hem de verimliliklerini kaybetmeden esneklik kazanmasını sağlayacak.
Üçüncü zorluk: Üçüncü zorluk, yeni dijital teknolojilerin ölçeklenebilmesi ve eski sistemlere uygulanmasının hızlandırılmasıdır. Bu, firmaların dijital dönüşüm stratejilerini hayata geçirirken karşılaştıkları en önemli engellerden biridir. Teknolojik gelişmeler hızla ilerlerken, bu teknolojilerin üretime entegre edilmesi rekabet avantajı sağlamak için kritik hale geldi.
Dördüncü zorluk: Üretim iş gücünün geleceğinin güvence altına alınması ise dördüncü zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Dijital dönüşüm ve otomasyon, üretim süreçlerini dönüştürürken, iş gücünün de bu dönüşüme ayak uydurmasını ve dijital becerilerle donatılmasını gerektiriyor.
Beşinci zorluk: Son olarak beşinci zorluk, yaratılan değerin sosyal ve çevresel sorumlulukla bağdaştırılmasıdır. Şirketler, sadece finansal performanslarına değil, topluma ve çevreye sundukları katkıya da odaklanmalıdır. Sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik, yeni iş modelleri için yalnızca bir zorunluluk değil, güçlü bir farklılaşma aracıdır. Bu zorlukların çözümü, imalat endüstrisinde inovasyonla birlikte dijital ve yeşil dönüşüm yani ikiz dönüşüm odaklı yeni stratejik yaklaşımların ve operasyonel çerçevelerin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.
STRATEJİK SEVİYEDE FARKLILAŞTIRICI UNSUR OLARAK İNOVASYON
İnovasyon, tedarik zincirlerinin düzenlenmesi ve sürdürülebilir üretim gibi zorluklar karşısında stratejik bir farklılaştırıcı unsur haline geldi. Dijital altyapısı güçlü, çevik ve inovasyonu benimseyen organizasyonlar, yalnızca rekabette öne geçmekle kalmaz, sürekli yenilenme kültürünü geliştirir, sektör standartlarını belirler ve yetenekli çalışanları çeker. Startup'larla stratejik iş birlikleri yaparak Ar-Ge ve dönüşüm maliyetlerini düşürüp sektörde liderlik pozisyonu elde edebilirler. Lider imalat şirketleri için inovasyon bir tercih gibi görünebilir, çünkü her şey yolunda gitmektedir. Ancak, inovasyon bir lüks değil, bir zorunluluk haline geldi. Başarılarını sürdürmek isteyen oyuncular için inovasyon, 'kekin kreması' değil, 'yumurtası' olmuştur. İnovasyon, organizasyonların ve sektörlerin geleceğini şekillendiren en önemli unsur. İnovasyona odaklanan liderler, hayatta kalmanın yanı sıra imalat ortamında başarı hikayeleri yazabilecekler.