Makine sektörünün ülkemizdeki gelişimine bakarken, matbaa sektörünü de incelemek gerektiğini düşünüyorum. Matbaa ile makine sektörünün gelişmesi arasındaki bağlantıya anlam veremeyenler olacaktır. Aslında sırf makine sektörünün değil, teknolojinin gelişiminin de matbaa sektörünün gelişimiyle bağlantısı olduğuna inanıyorum. Gelin bu kapsamda matbaanın gelişimine de bakalım. Matbaa ilk kez Uzak Doğu'da kullanıldı. İlk matbaa, ağaç oyma tekniği kullanarak, M.S. 593'te Çin'de kuruldu. İlk basılı gazete ise M.S. 700'de Pekin'de çıktı. 15'inci yüzyılda Avrupa'da matbaacılığın üssü olan Hollanda'da basım tekniği çok gelişti. Nihayet 1450'de Johannes Gutenberg, ortağı Fust ile birlikte Almanya'nın Mainz şehrinde metal harflerle basım tekniğini buldu ve matbaaya uyguladı. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk matbaası daha 1493 yılında, İbrahim Müteferrika'dan 234 yıl önce, İspanyol göçmeni David ve Samuel İbn Nahmias Kardeşler tarafından kuruldu. Avrupa'da matbaanın kullanılmaya başlamasından yaklaşık 300 sene sonra Osmanlı'da matbaa kullanılmaya başlandı. Osmanlıya matbaanın geç gelmesinin nedeni; o tarihlerde Sultan Ahmet Camisi'nin etrafında bulunan hattatlar işsiz kalmasın diye matbaaya izin verilmemesiydi.

BİLGİYE DAHA HIZLI VE UCUZ ULAŞILDI

Peki, bu 300 senede ne oldu? Avrupa hızlı basılan kitaplar sayesinde bilgiye daha hızlı ve ucuz ulaşmaya başladı. En büyük etkilerden biri de matbaa makinelerinin yüksek mühendislik gerektirmesi oldu. Bu sayede makine teknolojisi son derece hızlı bir ilerleme katetti. Ülke olarak Avrupa'dan neden geri kaldığımızı kendimize sorarız? Sebep matbaa... 10 sene değil, 100 sene değil, tam 300 sene sonra matbaayı kullanmaya başlıyoruz. Yüzyılımızda en önemli kavramın, 'bilgi toplumu' olmak olduğunu düşünürsek; buna en iyi hizmet edecek kitaplar ve bilgiye ulaşımı engellenmesinden kaynaklı geç yarışa başlamamızın problemlerini yaşıyoruz. Aynı şekilde makine sektöründeki gelişmelerde ve rekabet gücümüzde de bu sıkıntıları yaşıyoruz. Matbaanın ilk kez Almanya'da profesyonel olarak kullanılmaya başlanması ve Almanya'nın makine sektöründe bu kadar iyi olmasının sebebi de budur.

ŞU AN NE DURUMDAYIZ?

Makine sektörü katma değer yaratan, teknolojik yeniliklerle birlikte sürekli gelişen, geniş yan sanayi ağına sahip olan, ülkedeki istihdama ve ihracata katkı sağlayan bir sektör... Makine imalat sanayi, dünyada sanayileşmenin itici gücü oldu. Teknolojik gelişmeler, makine sektöründe oldukça hızlı ilerliyor. Dolayısıyla bu gelişmeleri yakından takip etmek yanı sıra teknolojiyi kendi üreten bir ülke haline gelmek rekabette öncü olmak için gerekli şartlardır. Bununla birlikte yurt dışından makine ithal etmek yerine kendi üreten bir ülke konumuna gelmek, Türkiye'nin yüksek cari açığının düşürülmesine de katkı sağlayacaktır. Türkiye bu potansiyele sahip bir ülkedir ancak firmaların ürünlerini ve markalarını tanıtmaları konusunda daha fazla çaba sarf etmeleri gerekiyor. Öte yandan sektörde merdiven altı üretim yapan, ucuz makine satarak haksız rekabet yaratan ve ülke imajını zedeleyen kişi ve firmaların tespit edilmesi, gerekli yaptırımların uygulanması ve sektörde bu yönde oluşumları engelleyecek önlemlerin alınması önem taşıyor. Makine üreticileri mutlaka 'yüksek teknoloji' kullanılan alanlara yönlendirilmelidir.