USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Murat  Yeşildere

YAZARLAR

1.04.2022 08:01:00

YAKINDA EKRANLARDA…

Geçtiğimiz ayın son günlerinde "Japonya'da bir mahkeme, Amerikalı Greg Kelly'ye altı ay hapis cezası verdi" ifadesi, farklı medya mecralarına düşmüştü. Bu cümle, birçoğumuzun dikkatini çekmese de, ceza alan yöneticinin Nissan otomobil şirketinin eski tepe yöneticilerinden biri olduğunu paylaşsam, hele bir de size sadece 'Carlos Ghosn' desem, sanıyorum dikkatinizi biraz daha fazla çekebilirim. Nissan'ın eski yönetim kurulu başkanı Carlos Ghosn'un yakın çalışma arkadaşlarından biri olan ve insan kaynakları ile hukuk fonksiyonlarına liderlik eden Greg Kelly, Kasım 2018'de Ghosn ile aynı zamanda, Japonya'da gözaltına alındı. Kelly, özellikle Ghosn'a işvereni Nissan ile olan anlaşmalarının dışında ve üzerinde ödeme yapılmasına izin verdiği, hatta göz yumduğu iddiası ile farklı suçlamalar ile karşı karşıya kalmıştı. Üç seneyi aşan yargılama sürecinin sonunda ise Ghosn ile birlikte çalıştıkları sekiz yılın sadece birisi ile ilgili hatalı görüldü ve sadece altı ay hapse çarptırıldı. Hem parmaklıkların arkasında kaldığı süre hem de cezasının düşüklüğü de göz önüne alınarak, Greg Kelly kefaletle serbest bırakıldı.

KAÇIŞ HİKAYESİ

Greg Kelly ve aldığı hafif cezaya neden bu kadar odaklandığımı merak edenler olabilir. Otomotiv sektörünü yakın takip edenlerin; Carlos Ghosn efsanesinin nerede, ne zaman, nasıl sona ereceğini ya da tekrar alevleneceğini çok merak ettiklerine eminim. Kısa bir özet vermek gerekirse, otomotiv sektörünün altın çocuklarından, su üzerinde yürüyen, Nissan Yönetim Kurulu Başkanı Carlos Ghosn, Fransa'dan Japonya'ya dönüşünde, şirket özel jetinden indikten hemen sonra, havaalanında körük kapısında, Kasım 2018'de Japon polisi tarafından tutuklanmıştı. Aylar süren hapis süresinin ardından, gözetim altında kalacağı ev hapsine çıkan Ghosn, Aralık 2019'da polisiye bir film senaryosunu aratmayacak bir hikaye ile Japonya'dan kaçarak, köklerinin dayandığı Lübnan'a ulaştı. Fransa, Brezilya ve Lübnan vatandaşlığı olan Ghosn'un, Lübnan'ı seçmesinin arkasında bu ülkenin Japonya ile suçlu/hükümlü değişim anlaşmasının olmaması yatıyor. Kaçış hikayesinin ilginç detaylarından biri de Japonya'dan bir kargo uçağı ile iddiaya göre de büyük ekran bir televizyon kutusu içinde kaçan Ghosn'un ilk durağının Istanbul Havalimanı olması, Beyrut'a da, İstanbul'da uçak değiştirerek ulaşabilmesiydi.

Çok uzak olmayan bir gelecekte, Carlos Ghosn'un hikayesini ya sinemada ya televizyonda ya da daha büyük olasılıkla yeni görsel medya kanallarında göreceğiz.

KİM HAKLI, KİM HAKSIZ?

Carlos Ghosn adil bir yargılama olmayacağı için kaçtığını iddia ederken; karşısındaki kesimler, suçlu olduğu için kaçtığının altını çizdiler. Kelly'nin uzun bir suçlama listesi ile yargılanıp, sadece altı ay ceza alması ve kefaletle serbest kalması, Ghosn'un etrafındaki suçların ne kadar mesneti olduğunun da sorgulanmasına sebep oluyor. Hem Japon adalet otoritesinin hem de Kelly'nin, mahkemenin verdiği karardan mutsuz olduklarını ve konuyu üst mahkemeye taşıyacaklarını söyleyelim. Mahkeme kararının şu an olduğu hali ile kesinleşmesi durumunda, kendisinin iddia ettiği gibi Ghosn'un ya şirket içi politikaya ya da yerel (Fransız) veya uluslararası siyasal bir komploya kurban edildiğini iddia edenlerin sayısı artacak. Kim haklı, kim haksız, bilemiyorum; eskilerin dediği gibi, "Bu pilav, daha çok su kaldırır." Ama emin olduğum kısım, çok uzak olmayan bir gelecekte, Carlos Ghosn'un hikayesini ya sinemada ya televizyonda ya da daha büyük olasılıkla yeni görsel medya kanallarında göreceğiz. Kim bilir, belki Türk sanatçılar da rol alırlar; malum hikayenin en gizemli parçalarından biri İstanbul'u da içerecek!

DİĞER YAZILARI