USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Murat  Yeşildere

YAZARLAR

2.03.2020 12:24:00

Ya başkan kadın olursa?

Düşünün; ABD başkanının 'kadın’ olma olasılığının dile yansımasını bile hep birlikte tartışıyoruz. Ama ne mutlu ki Elizabeth Warren bize, ’ABD başkanının kadın olabileceği’ olasılığını hatırlattı.

Siz bu satırları okurken dünya bir kez daha 8 Mart günü etrafında, Emekçi Kadınlar Günü’nü anmak ve kutlamak adına düzenlenen birçok etkinliğe sahne oluyor. Ülkemizde de son 10 yılda artan farkındalıkla birlikte gerek bireysel, gerekse de kurumsal olarak toplumsal cinsiyet adaleti yolunda atılmış birçok adım var. Bununla birlikte toplumun genelinde artan farkındalığın olumlu etkisine rağmen Türkiye’de eğitim, sağlık, siyaset ve iş hayatında kadınların, erkeklerin sahip olduğu hak ve fırsatlara ulaşması anlamında arzu edilen sonuçlara henüz ulaşamadık. Denemeye devam; durmak yok yola devam!

DÜNYADA NASIL BİR YOL ALINIYOR?

Türkiye’de gelemediğimiz noktayı konuşurken, tartışırken, zaman zaman kafamızı kaldırarak dünyanın aldığı yolu da gözlemlemek, iyi yapılanlardan ilham almak, hatalardan da ders almak faydalı bir çaba... New York Times gazetesinde (24 Ocak 2020) Jessica Bennett’in yayımlanan bir makalesi, bu anlamda ilginç bir açılım getiriyor. Bennett, ülkelerin toplumsal cinsiyet adaleti konusunda alınan yol ve gelişmişlik seviyesinin, aynı ülkedeki dil ve özellikle dil bilimi yapısıyla bağlantılı olduğunu iddia ediyor. Dil bilimci Robin Lakoff’un yaptığı araştırmalar, cinsiyet ayırımcılığının dile yansıdığı coğrafyalarda toplumsal cinsiyet adaleti  yolunda alınan yolun sınırlı kaldığını kanıtlıyor. Burada ilginç olan ise Türkçe’de cinsiyet ayırımcılığını savunan birçok deyim, atasözü olsa da, Türkçe dilinin yapısında üçüncü tekil şahısta erkek ve dişi farklılığı olmaması, bizim coğrafyamızda toplumsal cinsiyet adaleti için pozitif bir işaret olarak görülüyor. Bir de dil bilimi yapımız bize yardım etmeseydi, ne durumda olacaktık acaba?

ABD BAŞKANININ KADIN OLMA OLASILIĞI…

Bennett’in yukarıdaki makalesinde ABD’de şu anda süregelen Demokrat Parti başkan adaylığı seçim yarışında mücadele eden Senatör Elizabeth Warren’ın bir açıklamasının da altı çizilmiş. Warren, seçilmesi durumunda ‘bir başkanın ilk yılında kendi başına yapabileceği her şeyi kendisinin de yapacağının’ teminatını kamuoyuna vermiş. Buraya kadar her şey güzel; ancak Warren’ın paylaşımında ‘başkan’dan bahsederken, üçüncü tekil şahsın ‘dişi’ olarak bahsedilmesi, bugüne kadar ABD’de az rastlanmış hatta hiç rastlanmamış bir iletişim. Düşünün; ABD başkanının ‘kadın’ olma olasılığının dile yansımasını bile hep birlikte tartışıyoruz. Ama ne mutlu ki Elizabeth Warren bize, ’ABD başkanının kadın olabileceği’ olasılığını hatırlattı. 

GÖZLERİMİZİ KAPATIP HAYAL EDELİM

Ne dersiniz hep birlikte toplum olarak, insanlık olarak, bir an gözlerimizi kapatalım ve ‘başkanın kadın’ olduğu bir dünyayı hayal edelim mi? Kadından mühendis, sporcu, sanatçı, yönetici, yönetim kurulu üyesi, siyasetçi, vali olur mu diye düşünüp tartışmaktansa, ‘ya başkan kadın olursa’nın hayalini kuralım. Sizce, eğer ‘başkan kadın olursa’, dünya bugün olduğundan daha iyi mi yoksa daha kötü bir yer mi olur?

DİĞER YAZILARI