USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Murat  Yeşildere

YAZARLAR

3.06.2016 11:06:00

Mülteci sorunu ve Brexıt

Biz mülteci krizini, İngiltere Avrupa birliği çatısından ayrılmayı tartışırken, İsviçre ise her yetişkin vatandaşına ayda 2 bin 500 dolar verebilmeyi tartışıyor. 5 Haziran’da yapılacak referandum oylamasının sonucunun olumlu çıkması aslında bir ilk de olmayacak. Zira İsviçre, daha önce benzer bir karar alarak, her vatandaşına 10 bin dolar yıllık ödeme yapma kararı veren Finlandiya’yı takip edecek

Türkiye’de yaşanan başbakan ve bakanlar kurulu değişimi süregelen mülteci sorununu bir adım bile geriletmedi. Bu bağlamda Avrupa Birliği ile vize serbestisi için yürütülen pazarlıklar kapsamında, uzun bir ‘to-do’ listesi karşılığında AB sınırları içinde vizesiz dolaşım imkanını yakalama umudumuz da, bu yazıyı hazırladığım sırada hâlâ devam ediyordu. Uzun listenin tepesinde ise sayılarının üç milyona yaklaştığı iddia edilen Türkiye içindeki mültecilerin farklı yollardan AB ülkelerine transferinin engellenebilmesi yer alıyor.

 

İNGİLTERE’DE SON 12 AY İÇİNDE İSTİHDAMA KATILAN 10 KİŞİDEN 8’İNİN İNGİLTERE DIŞINDA DOĞDUĞU DİKKAT ÇEKİYOR

Kıtanın diğer ucunda ise İngiltere Brexit’i ve yaklaşan referandumu derinlemesine tartışıyor. Her ne kadar kıdemli kanaat önderleri, Brexit oylamasında AB bünyesinde kalabilmek için İngiliz vatandaşlarını motive etmeye çalışsa da, geçen hafta adada basına yansıyan rakamlar, başta Başbakan David Cameron olmak üzere Brexit’in tam karşısında duran yöneticilerin hayatını zorlaştırdı. Buna göre yapılan ve açıklanan son araştırmalar gösteriyor ki, İngiltere’de ‘kanuni yollardan’ istihdam edilen, yani iş gücüne katılan Avrupa Birliği vatandaşlarının sayısı 2.1 milyonu aşmış. Aynı rakamlara göre, iş gücündeki AB vatandaşlarının oranı 10 sene önce yüzde 2.6 iken, bugün bu oran yüzde 6.8’e yükselmiş. Daha da çarpıcı olanı ise son 12 ay içinde istihdama katılan her 10 kişiden 8’inin İngiltere dışında doğmuş bireyler arasından gelmesi.Yaklaşık altı ay önce Londra’da bindiğim taksinin şoförü, “Ekmeğimi böldüm de” yedim diyordu da, Avrupa’nın her yerinde gelen mültecilere, göçmenler ile “Ekmeğimi paylaşmam” diye haykırıyordu. Avrupa Birliği ve serbest dolaşım ardından şaka ile karışık gündeme düşen ‘Polonyalı musluk tamircileri’nden daha büyük bir problemin İngiltere’nin gündeminde olduğu toplumun her seviyesindekiler tarafından dile getiriliyordu. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkma yönünde oy kullanması, kuşkusuz birliğin temellerini çatırdatacağına hiç şüphe yok; ancak bu sonuca hazırlıklı olmak için de birçok sebep ve gösterge var.

 

İNGİLTERE’NİN AB İÇİNDE KALIP KALMAYACAĞI YAKLAŞIK 1 AY İÇİNDE NETLEŞECEK

İngiltere örneğinde karşılaşılan durum aslında Avrupa Birliği çatısı altındaki her ülkenin mülteci sorununa neden bu kadar hassas yaklaştığının da önemli bir göstergesi. Belki de bu sebeplerle, Türk vatandaşlarını vize serbestisi de getirecek uygulamalar dahil birçok imtiyazı AB liderliği tartışmaya açabiliyor. Avrupa Birliği’nin bu keskin ama net duruşuna rağmen Türkiye olarak biz altını imzaladığımız yükümlülükler ile üç milyona yaklaşan mülteciyi ülkemizde tutmak konusunda tereddüt dahi etmiyoruz. Herhalde biz Avrupa Birliği’nin görmediği önemli bir ‘fırsatı’ görüyoruz, ki gözümüzü kırpmadan eldeki mültecileri korumakla kalmayıp, belli mütekabiliyet kuralları neticesinde daha önce AB’ne geçmiş mültecileri de geri almayı taahhüt edebiliyoruz. İngiltere’nin yaklaşık bir ay içinde AB içinde kalıp kalmayacağı netleşecektir. Ama merak ediyorum, eğer İngiltere AB’den çıkma kararı alırsa, ülke içindeki iki milyondan fazla AB vatandaşını sınır dışı etmek ya da regüle etmek, ya da iş kontratlarını sona erdirmek zorunda kalacak mı?

 

DİĞER YAZILARI