Markanızın yüz yılı geride bırakmasına yön veren ve marka bilinirliğinizi güçlendiren ilkeleriniz neler?
Eyüp Sabri Tuncer bugün 100'üncü yılını kutlayan ve gelecek yüzyıla başlamanın onurunu yaşayan bir markadır. Köklü bir marka olmak için sadece bugünü değil, geleceği planlayarak değerleri taşımak, oluşturmak ve korumayı bilmek gerekir. Eyüp Sabri Tuncer markamız da kuruluşundan beri birçok etik ve ilkesel değeri bir arada sürdürüyor. Başta dürüstlük, kalite, müşteri memnuniyeti, itibar ve güven markamızın vazgeçilmez ilke ve değerleri arasında yer alıyor. Bunlar Eyüp Sabri Tuncer olarak 100 yıldan beri hiçbir zaman taviz vermediğimiz ve vermeyeceğimiz yapı taşlarımızdır, temel değerlerimizdir ve bizim özümüzdür.
"MÜŞTERİMİZİ TANIMAK BİZİM İÇİN ESASTIR"
* Üçüncü kuşak olarak markanızın yeni nesillere aktarılması konusunda nasıl bir yol haritasına yatırım yaparak ilerliyorsunuz?
Şu anda şirketimizin yönetim kurulu başkanı ve üçüncü kuşak temsilcisiyim. Çocuk yaşlardan itibaren mağazamızda ve üretim süreçlerinin içinde yetişerek bugünlere geldim. Bu sürede her aşamayı gördüm ve deneyimledim. Üretimi, ürünleri, hammaddeleri, ambalajları, bayilerimizi, müşterilerimizi gözlemleme ve yakından tanıma fırsatı buldum. Dolayısıyla artan gözlemlerim ve o dönemlerde yaptığım araştırmalarla elde ettiğim birçok birikimle birlikte artık şirketimizin, markamızın ileri gitmesi için daha fazla ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Bazı yenilikçi adımlarla, doğru bir zamanlama ve planlama ile markamıza ve işimize olan heyecanımın da her geçen gün artmaya başlamasıyla artık işe hazır olduğumu da kanıtlamış oldum. 1994 yılında babam Sabahattin Tuncer'den yönetim kurulu başkanlığı görevini devraldım. Bugün de yine benzer bir yöntem izliyoruz. Yeni nesillere aktarım esnasında operasyonun içinde olmak, ürünü, hammaddeyi, ambalajı, tasarımı en önemlisi de müşterimizi tanımak bizim için esastır. İş süreçlerimizde mutlaka rotasyon yaparak bu deneyim devrini kapsamlı bir şekilde sağlıyor, yeni neslin işin temelini öğrenmesini sağlıyoruz.
"Biz Cumhuriyet markasıyız... Bosna'dan İnegöl'e gelen dedem, Kurtuluş Savaşı'na katılmıştır, İstiklal Madalyası sahibidir. Ankara'ya 1923'te Cumhuriyet'in kuruluşu ile geldik. Cumhuriyet, Ankara ve 100'üncü yıl, bizim için bu anlamda çok özel bir anlama sahip"
* Markanın işleyişinde ve yönetim sürecinde yeni neslin dahil olmasıyla nasıl bir dönüşüm öne çıktı?
Özellikle dijital mecralar yeni neslin daha hakim olduğu bir konu, dolayısıyla pazarlama birimini yöneten kızım Pelin Tuncer ekibi ile birlikte hem bütünsel bakış açısını sağlıyor hem de dijital mecraların yenilikleri ile süreci takip etmemizi kolaylaştırıyor. Burada yenilikçi çalışmaları takip ederken aynı zamanda köklerimize bağlı kalarak gelişiyoruz. Markamızın kurucusu dedem Eyüp Sabri Tuncer markanın bir taahhüt olduğunu müşterilerine anlatmak için kendini adını vererek itibarı birinci sıraya yerleştirmiştir. Bu bizim için de esastır.