USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Teknoloji Haberleri

15 Aralık 2025 10:26

Kültür devrimi

NFBChain Kurucu Ortağı Mehmet Arslantunalı, Türkiye'de Edtech alanındaki hızlı büyümeyi değerlendirirken “Eğitimde dijital dönüşüm sadece altyapı kurmak değil; kültürel bir kabulleniş, davranış dönüşümü ve dijital okuryazarlık gerektiriyor” diyor. Arslantunalı'ya göre yapay zeka ‘hype' yaratsa da sektördeki gerçek kırılmayı nitelikli içerik ve sağlam veri setleri belirleyecek.

Kültür devrimi

Türkiye'de eğitim teknolojileri son yılların en hızlı büyüyen alanlarından biri olurken, Edtech'in geleceğine ilişkin tartışmalar da derinleşiyor. NFBChain Kurucu Ortağı Mehmet Arslantunalı, eğitimdeki dijital dönüşümün yalnızca teknolojik altyapı yatırımlarıyla sınırlı olmadığını vurgulayarak, "Eğitim başlı başına değişken parametrelerle dolu bir alan. Sadece bir yazılım geliştirip adına inovasyon demek yanıltıcı. Gerçek dönüşüm, yaş, sosyo-ekonomik düzey, öğrenme stilleri ve dijital okuryazarlık gibi çok katmanlı unsurların Edtech ekosistemiyle aynı noktada buluşmasıyla mümkün" değerlendirmesinde bulunuyor.

EDTECH'DE UNICORN POTANSİYELİ VE YENİ FIRSATLAR

*Türkiye'de Edtech alanında son yıllarda ciddi bir ivme görüyoruz. Sizce eğitimde dijital dönüşüm sadece teknolojik altyapı kurmakla mı sınırlı kalıyor, yoksa kültürel bir dönüşümden de söz edebilir miyiz?

Edtech birçok kişi ve kurum tarafından dışarıdan bakıldığında bir inovasyon olarak görünse de özünde birçok değişken barındırıyor. Eğitim, başlı başına değişken parametrelerle doluyken; sonuçlarını en erken orta vadede görebildiğiniz bir konuda sadece bir teknolojik altyapı geliştirip adına "inovasyon" diyenleri hayretle izliyorum.

Diğer yandan ülkemizde uzun yıllardır var olan oyun sektörünün ardından Edtech alanındaki girişimlerden de orta ve uzun vadede en az 3–4 unicorn çıkacağına inanıyorum.

Edtech alanındaki inovasyonlar uzun zamandır hayatımızda aslında. Ancak bu alandaki başarı; yaş, bilgi düzeyi, hazır bulunuşluk, öğrenme ve öğretme stilleri, sosyo-ekonomik düzey, öğrenci hedefleri ve en önemlisi dijital okuryazarlık seviyesi gibi değişkenlerin, içerik sağlayıcılar ve eğitim teknolojisi yazılım gruplarıyla ortak paydada buluşmasıyla gerçekleşir. Son 5 yılda eğitim teknolojilerinde ortaya çıkan inovasyonlara sırtını dönmüş akademisyenler, okul yönetimleri ve bugünün velileri bu kültüre direnmek yerine bu inovasyonlara zorunlu olarak kucak açtı. Öğrenci zaten hazırdı...

* Yapay zeka destekli öğrenme araçları öğrencilerin bireysel gelişimini izleme ve yönlendirme konusunda büyük fırsatlar sunuyor. Sizce Türkiye'deki Edtech girişimleri bu kişiselleştirme alanında hangi noktada, hangi eksikleri kapatmalı?

Yapay zeka eğitim sektörüne de hızlı bir giriş yaptı! Var olan Edtech girişimleri ve servisleri, adının önüne veya sonuna "AI" koydu ve sektör bir anda "yapay zeka temelli Edtech girişimleri" ile doldu. Edtech girişimleri "AI" öncesinde geliştirdikleri servislerden elbette daha iyiler; kişiselleştirme, adaptif öğrenme modellerinin AI ile servislerin içine yedirilmesi, içerik otomasyonu, dijital etkileşim ve öğretmen-AI iş birliği gibi başlıklarda Edtech servisleri kısa sürede öğrenciye değmeye başladı.

Ancak yapay zeka her sektörde bir "hype" yaratan erozyon fırtınası gibi; bugün çok konuşulsa da öğrenci hayatına aynı ölçüde dokunmuyor. Ama vaat ediyor...

EKOSİSTEMİ GÜÇLENDİRECEK SÜRDÜRÜLEBİLİR MODELLER

* Eğitim teknolojilerinin yaygınlaşması fırsat eşitliği açısından da önemli. Ancak dijital uçurum hala ciddi bir sorun. Sizce Edtech girişimleri sosyal kapsayıcılığı ve fırsat eşitliğini güçlendirmek için nasıl bir model geliştirmeli?

Yapay zeka girişimleri sosyal kapsayıcılığı ve fırsat eşitliğini güçlendirmek için elbette büyük bir fırsat sunabilir. AI, servislerin daha efektif ve mali açıdan daha verimli kullanılmasına, bilgiye erişimin önünün açılmasına olanak sağlıyor. Ancak farkında olmamız gereken tek şey bu fırsatın bize yapay zeka ile sunulmamış olmasıdır; bu fırsat internetin hayatımıza girdiği ve geniş bant 3G'nin kullanılmaya başlandığı andan itibaren zaten vardı.

Yapay zekanın toplumdaki fırsat eşitliği ve sosyal kapsayıcılık sorunlarını çözmesini bekliyorsanız, biraz daha beklememiz gerekecek...

Yapay zeka üzerinde; büyük dil modellerinden en küçük AI destekli Edtech servislerine kadar tüm LLM ve SML projeleri veri ile eğitilir. Bu veri, içeriğin kendisidir. Veri setiniz ne kadar kaliteli olursa, o Edtech servisi de o kadar iyi olur.

Unutmamamız gereken önemli nokta şu: Yapay zeka servisleri bilgiyi "internet" denen o devasa havuzdan sağlar. Ancak kimsenin bu havuzun ne kadar kirli olduğunu dert ettiğini sanmıyorum.

Nitelikli, telifi ödenmiş, geçmişi ve kökleri sağlam içerik üreticilerini ve köklü yayıncıları AI ekosistemine çekmeden; EdTech alanında bize vaat edilen noktaya ulaşamayacağız. AI destekli tüm projelerde, küçük veya büyük fark etmeksizin, "telif davaları" önümüzdeki dönemde en çok konuşacağımız konulardan biri olacak.

Diğer yandan vakıf ve özel eğitim kurumlarının reklamlarında "yapay zeka" temasının işlenmesi ve bu teknolojinin eğitimin özünden daha fazla öne çıkarılmaması gerektiğini düşünüyorum.

(NFBChain Kurucu Ortağı Mehmet Arslantunalı)

EN ÇOK OKUNANLAR