USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Ufuk  Tarhan

YAZARLAR

1.06.2022 13:58:00

BEYİN GÖÇÜ ÖNLENEBİLİR Mİ?

Yeni nesil çalışanlar esnek

çalışma koşullarını tercih ediyor. Her bakımdan çevreye, doğaya, sağlığa, geleceğe duyarlı, sosyal sorumluluğu olan şirketlerde, kendilerine ve insanlığa değer katabilecekleri, etik/ahlak değerleri yüksek işlerde çalışmayı arzu ediyorlar. Bunların sağlanamadığı ortamlara ise ancak düşük vasıflıların, yetenekleri kısa kalanların zorla katlandıklarını; birazcık dahi revaçta işler, meslekler yapanların özellikle de teknoloji, bilim konusunda parlak, yıldız ya da potansiyeli olanların ise bir saniye bile durmadıklarını, derhal başka şirkete hatta ülkeye göç ettikleri gözlemleniyor.

Geleceğimiz için tehlikeli ve yoğun bir göç dalgası altındayız

Çok kabaca üstten, kuş bakışı baktığımızda beyin göçünün temel nedenleri; aile, toplum, şirket, ülke koşullarındaki mevcut ya da olası sosyal, ekonomik, siyasi olumsuzluklar, savaş, doğal afet ve muhtelif tehlikeler, karmaşalar ile eğitim ve iş olanaklarının düşük ve/veya niteliksiz/yetersiz olması. Şu anda ülkemiz, diğerlerine kıyasla hem göç alma hem de göç verme oranları en yüksek olanlar arasında...

İşin üzen ve endişe veren taraflarından biri de göç aldığımız insanların yetkinliklerinin müthiş düşük, verdiklerimizin ise yüksek olması... Yani nitelikli iş gücümüzü, parlak beyinlerimizi başka ülkelere kaçırırken; niteliksiz ve hatta aksine problem yaratacak olan başka ülke vatandaşları için çekim merkezi haline gelmiş olmamız. Daha da üzücü ve ürkütücü olan ise bu konularda en ufak bir planlama ve strateji çalışması yapılmıyor olması.

BU VERİLERE DİKKAT

> Türkiye nüfusunun (84.34 milyon) %31'i Z Kuşağı. Ülkemizde 26 milyondan fazla 19 yaş altında birey var.

> 60'lı yıllarda vasıfsız isçilerin Almanya'ya göçünden ve 80'li yılların ihtilal nedeniyle gerçekleşen göçünden sonra ülkemiz en büyük beyin göçüne şahit oluyor. Buna zorunlu, 'gönüllü göç' diyoruz. Çünkü aslında kimse mecbur olmasa gitmek istemiyor.

> Son üç yılda Türkiye'den göç eden sayısı yüzde 97 arttı. 2019 verilerine göre en çok 25-29 yaş aralığında olanlar göç ediyor.

> 38 OECD ülkesine kıyasla Türkiye 1'inci sırada bulunuyor.

> Türkiye'de 207 üniversite var. Ülkemizde 1.3 milyon henüz iş gücüne dahil olmayan öğrenci yani işsiz adayı var.

> Manpower 2021 Yetenek Açığı Raporu'na göre Türkiye'de her 100 şirketten sadece 17'si ihtiyaç duyduğu genç yeteneğe erişebiliyor.

> Bu oranla yetenek kıtlığında dünya 4'üncüyüz ve maalesef olanları da göçe kaybediyoruz.

beyin göçü önlenebilir mi?

> Z Kuşağı'nın çalışma saatlerini 09.00-18.00'den esnek saatlere, esnek yapıya alır bir de aktif görevlendirme sistemi kurarsanız,

> Onları monotonluktan kurtaracak cazip projelerde çalıştırırsanız,

> Talimatla değil, 'birlikte' çalışma ortamı yaratırsanız,

> Liyakat kültürü; yani hak edenin işi almasını, tanıdık, ahbap, dosta öncelik verilmemesini sağlarsanız,

> Çalışanların gelişimine yatırım yapar, deneyimsel öğrenmeye, girişimci gibi davranmasına imkân tanırsanız,

> Uluslararası çalışma, deneyim, gelişim, eğitim ve seyahat fırsatları verirseniz,

> Ayrımcı, kınayan, ötekileştiren değil kapsayıcı, şefkatli, duyarlı bir tutum, dil ve üslup benimserseniz,

> Ve tabii ki iyi ücret verirseniz şansınız artar ama yetmez...

Yeteneklerin göç etmesini önlemek toplumsal ve ülkesel koşullarının cazip hale gelmesini sağlamak; geleceğe dair umut ve güven vermek gerekiyor.

Bireysel ve kurumsal olarak ne yaparsak yapalım; makro düzeyde, İbn-i Sina'nın şu ünlü sözüne takılıp kalırız; "Bilim ve sanat, itibar görmediği toplumları terk eder."
DİĞER YAZILARI