USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Mehmet Büyükçorak

YAZARLAR

1.03.2023 12:57:00

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUKLARI VE KURUMSAL İŞ HAYATI

Bölgesel bir doğal afet olarak yaşadığımız deprem felaketleri, toplumsal bir travmatik süreç oldu hepimiz için. Böylesi yıkıcı ve geniş alanı kapsayan bir doğal afetin yaşanması insan beyninin ve psikolojisinin kavrayabileceği bir olgu değil. Nitekim ilk günlerde de olanı biteni tam olarak kavrayamadı bir çoğumuz. Büyük bir şok ile karşıladık, kademeli olarak anlayabildik, anlamlandırabildik ne ile karşılaştığımızı.

İŞ DÜNYASI DA ETKİLENDİ

Toplumsal travmatik etkisinin yanı sıra, bölgeye yakın olsun ya da olmasın birçok kurum, kurum çalışanı ve yöneticisi de günlük rutinlerine dönmekte zorlanıyor. İşler yapılamaz bir hal alabiliyor. Anormal durumlara gösterilen anormal tepkiler esası itibarıyla normaldir. Normal durumlarda gösterilen anormal tepkiler bir sorun olduğunun göstergesidir. Peki bu anormal durumlarda, yeniden regülasyonun sağlanması için neler yapılabilir?

Sürece daha iyi adapte olabilmek için hem çalışanlar hem de yöneticiler için 'Neler yapılabilir?'i şöyle sıralayabiliriz:

ÇALIŞANLARIN TUTUMUNDA NELER BEKLENEBİLİR VE ÇALIŞANLAR KENDİLERİ İÇİN NELER YAPABİLİRLER?

* Herkes travmatik olaya farklı şekillerde tepki verebilir. Bu kişinin öznel dünyası ile ilgilidir. Herkesten aynı anda aynı şekilde zihinsel ve fiziksel olarak geri dönmesini beklemek çok gerçekçi olmayacaktır.

* Çalışanlar, bu tür zamanlarda işlerine konsantre olmakta ve karar vermekte zorlanabilirler. Unutkanlık, sinirlilik ve öfke eskisine göre daha belirgin olabilir. Bunlar, bu tür durumlarda gösterilen normal tepkilerdir ve zamanla duygusal şiddeti azalacaktır.

* İşe dair motivasyon kaybı, devam etme zorlukları ve tarihi aksayan iş yükümlülükleri olabilir. İlk zamanlar için kabul edilmekle birlikte, belli bir zamandan sonra tamamıyla olmasa bile küçük adımlarla iş hayatındaki rutin ve ritüellerimizi devam ettirmek hem iş hem de travma etkisinden çıkmamız için faydalı olacaktır.

* Travmatik olaylardan sonra, beden ve zihinsel yapılanmamız en küçük bir uyarana bile şiddetli tepki vereceğinden dolayı, günlük yaşantısal sorunlarımızı çözmek için kendimize özel zaman ayırıp o sorunlarımıza özel olarak odaklanmak koruyucu etki sağlayacaktır.

* Her şeyi kontrol edececeğimizi kabul etmektir gerçekçi olan. Hepimizin yapabilecekleri, gücünün ölçüsü ve sağlayacağı etki farklı farklıdır. Kendi gücümüzü, sınırımızı ve yapabileceklerimizi bilip, belirleyip gerçekçi bir perspektiften bunları kendimizden beklemek sağlıklı olacaktır. Gücümüzün ötesinde kendimizden sürekli bir şeyler beklemek bizi tüketecektir.

* Başa çıkmamıza yardımcı olması için hemen madde ve yatıştırıcı ilaçlara yönelmemeliyiz.

Sağlıksız başa çıkma davranışlarına alternatif olarak sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirilebilir; düzenli egzersiz (her akşam 20 dk. yürümek vb.), etkilenen insanlara yardım olması için gönüllü çalışma veya destek gruplarına katılmak, etkilenen insanlara maddi ya da ayni yardımlarda bulunmak ve bunlar gibi diğer etkinlikler orta ve uzun vadede bize iyi gelecektir.

* Günlük rutininize geri dönmek zaman alacaktır. Bunu bilmek ve bu sırada sabırlı olup, iyileşme sürecini aceleye getirmemek önemlidir. Olay sonrası, günlük yaşama dönüşte bazı aksilikler ve olumsuz duygusal tekrarlamalar olabilir. Duygularınızı veya tepkilerinizi görmezden gelmeyin, dinleyin neler söylüyorlar. Olumsuzlara kapılmayıp, alternatif senaryo olarak 'ne üretebilirim?'in üzerine çalışalım. 'Psikolojik dayanıklılık' dediğimiz şey tam olarak budur.

Unutulmamalı ki kurumları oluşturanlar biz insanlarız. Çalışan ya da yönetici olmanın dışında hepimiz insani ve duygusal dünyaları olan canlılarız.

YÖNETİCİLER BU SÜRECİ NASIL YÖNETMELİ?

* Çalışanlar için, yapılandırılmış bir ortamda duygularını ifade etmeleri veya tartışmaları için fırsatlar tanımak duygusal sağaltımın oluşmasına imkan verecektir. Travmayı çevreleyen duyguları işlemenin yapıcı bir yolu, bütün duyguların eleştirilmeden, yargılanılmadan dinlenilmesidir. Bu süreçte birbirimizi dinleyerek, hatta bazen hiç konuşmayarak sadece varlığımızla birbirimize destek olabiliriz. İfade edilen ya da sorulan tüm soruların cevaplarına sahip olmak zorunda değiliz, ama iyi bir dinleyici her zaman olabiliriz.

* Çalışanlar bazen yönetimi ve yöneticileri duyarsız, işe geri dönmek için acele eden kişiler olarak görebilirler. Bu düşünceler normal ve hatta çalışanın dünyasından haklı bir serzeniştir. Çalışanların duygularını ve tepkilerini kabul etmek ve onları önemsediğinizi bilmelerini sağlamak bu alanı yönetirken önemlidir. Bu tür durumlarda çalışanlara işle ilgili rutinlerine geri dönmenin, kendi iyileşme süreçlerine katkıda bulunabileceğini nazik ve uygun bir dille hatırlatmak önemli olacaktır. Olumsuz duyguların içerisine kapanıp kalmak uzun vadede yapıcı değil yıkıcı olacaktır.

İnsanlar bu tür travmatik durumlarda etkilenen insanlara yardımcı olmak için güçlü içsel etkiler duyarlar. Çalışanların, yardım etme çabalarına nasıl katkıda bulunabileceklerine dair çerçevesi belirlenmiş bir plan yapmalarına izin vermek ve hatta destek olmak çalışan-yönetici arasındaki bağı güçlendirecektir. Örnek vermek gerekirse; bir departmanın kendi aralarında para toplaması, diğer departmanın ihtiyaç duyulan eşyaları saptayıp bunlarının teminini sağlaması gibi kurum tarafından organize edilebilecek ortak yardımda bulunma faaliyetleri.

* Son teslim tarihlerinde, iş yüklerinde ve beklentilerde bazı geçici ayarlamalar yapmaya hazırlıklı olmak önemlidir. Çalışanların çalışmaya dair motivasyon ya da bekleyen bir işi nihayete erdirme süreçleri bu dönemde olumsuz etkilenebilir. Bunun için hem çalışanların hem de yöneticilerin karşılıklı gösterecekleri inisiyatifler her iki tarafın da birbirleri için yardımcı olduğu destek ve güven zeminini tesis edecektir.

Çalışma ortamındaki kişilerin deneyimledikleri endişelerin yöneticileri tarafından duyulduğunu hissetmek, çözüm bulmaya çalışmaktan daha güçlü olacaktır. Zorlu zamanlarda insanlar, onlara vereceğimiz cevaplardan ziyade kendi talep, istek ve duygularının anlaşılıp anlaşılmadığına daha çok dikkat edecektir.

* Çalışanlara iyi ve düzenli beslenme, yeterince uyku alma ve egzersiz yapma konuları belirli aralıklarla hatırlatılarak kendilerini ihmal etmemeleri belirtilebilir. Stresli durum ve zamanlarda kişi kendisini ihmal edecek ve olumsuz duyguların etkisine girmeye yatkın olacaktır.

* Yönetici olarak kendi ihtiyaçlarımızı da göz önünde bulundurmalı ve fark etmeliyiz. Bunları kabul etmez ve görmezden gelirsek, başkalarını yönetecek ve destekleyecek zemini kendimiz için inşa edemeyiz.

DİĞER YAZILARI