"Yaldızlı Viran", politik ve çevresel felaketlerin yaydığı karamsarlığa ve hayatımızın janr resmini çevreleyen türlü dramatik sahnelere karşı, öfkeden ziyade direniş ve dönüşüm hissiyatıyla hârelenmiş bir ruh hali. Mevcut koşulların griliğinde kontrast yaratan yaldızlı detaylar, gelip geçiciliğin ve yıkımın içinde dahi lirik ve ilahi olanın kalıcılığını hatırlatır.
Sanatçı, ruhundaki tek göz odanın sessiz ve kırılgan özgürlüğünü, maddi dünyanın yaygarasından özenle sakınırken, simyacının rolüne bürünür; Baudelaire'in 'Kötülük Çiçekleri'nin son sözünde dediği gibi, çamuru altına çevirir.
(Heykeltıraş Fulya Asyalı)
"Altın, erguvan, safir giyimli melekler,
Sizler tanık olun görevimi tam yaptığıma
Yetkin bir kimyacı gibi, kutsal bir ruh gibi,
Her şeyin özünü çıkardım çünkü,
Sen çamurunu verdin, ben Altın'a çevirdim onu."