USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

01 Aralık 2021 12:00

Dokusunda Sanat Var

Dokusunda Sanat Var

Türkiye tekstil ihracatının yüzde 20'sini tek başına gerçekleştiren, kumaş ve iplikleri dünyanın 156 ülkesinde kullanılan Gaziantep, geçtiğimiz ay önemli bir moda buluşmasına ev sahipliği yaptı. Ticaret Bakanlığı desteği ve TİM koordinatörlüğünde, Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği'nin (GATHİB) organize ettiği Doku Kumaş Tasarım Yarışması, Zeugma Mozaik Müzesi'nde düzenlenen görkemli bir defile ile final yaptı. Bu vesile ile yarışma koçu, moda tasarımcısı Dilek Hanif ve yarışma finalistleri ile bir araya geldik. Genç tasarımcıları tanırken, sektörün mevcut durumunu, gelecekle ilgili düşüncelerini ve hedeflerini sayfalarımıza taşıdık

Ülkemizde sanat alanında genç yetenekleri destekleyen pekçok organizasyona bir yenisi daha eklendi ve bu yıl birincisi düzenlenen 'Doku Kumaş Tasarım Yarışması'nın final gecesi için tarihi İpekyolu üzerinde yer alan, yaklaşık 30 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulmuş, dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi unvanına sahip Zeugma Mozaik Müzesi'ndeyiz. İki bin yıllık sütunların arasında sekiz yaşındaki Gaziantepli Piyanist Hamit Erdem Özpolat'ın hepimizi kendine hayran bırakan konseri ile başlıyor gece... Konser sonrası Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB) Başkanı Ahmet Fikret Kileci; açılış konuşmasına şu cümlelerle başlıyor: "Çocuklarımızın yetenekleri erken yaşta keşfedilip, üzerine gidilmeli. Bu ülkede tüm çocukların profesör, doktor, mühendis olması gerekmiyor. Ülkemizin her alanda sanatçıya, sporcuya, sanayiciye ihtiyacı var. Ancak yetenekler keşfedildiği, ortaya çıkarıldığı sürece başarıyı elde edeceğiz. Tam da bu nedenle Hamit'i keşfeden, emek veren, onu bu dünyaya kazandıran herkesi canıgönülden tebrik ediyorum." Şimdi bu açılış cümlesi, pek çoğumuza büyük bir klişe gibi gelmiş olabilir. Ancak o atmosferde bulunup, yapılan organizasyonun içeriğini, en ince detaylara kadar düşünülmüş konseptini inceleyip, verilen emeğin, duyulan heyecanın büyüklüğünü hissettiğinizde gelecek için büyük umutlar kaplıyor içinizi. Bu yıl ilki düzenlenen 'Doku Kumaş Tasarım Yarışması' dileyelim uzun yıllar devam etsin ve sektöre yönelik ulusal ve uluslararası arenada rekabet edebilecek, özgün, katma değerli ürün tasarımları ortaya çıkarabilecek yeni yetenekler keşfedilsin...

YURT DIŞINDA MODA EĞİTİMİ

Dereceye kalan 10 finalistin geliştirdiği kumaşlar, ünlü tasarımcı Dilek Hanif'in ellerinde hayat bulup, geleneksel ve modern dokuların buluştuğu 40 parçalık bir kreasyona dönüştü. Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği'nin (GATHİB) organize ettiği Doku Kumaş Tasarım Yarışması'nın finaline, Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Gaziantep Valisi Davut Gül, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ve Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Koordinatör Başkanı Fikret Kileci ile Gaziantep milletvekilleri ve tekstil dünyasından isimler katıldı. Moda tasarımcıları, akademisyenler ve sektör temsilcilerinden oluşan jürinin değerlendirmesi sonucu, Mihriban Yazar birincilik, Gizem Akdemir ikincilik, Seda Atalay da üçüncülük ödülü aldı. İlk 3'teki isimler para ödülünün yanı sıra yurt dışında moda eğitimi almaya da hak kazandı. Ayrıca Mansiyon Ödülü alan Ada Çuhadar ve Gökhan Gökgöz'e, 'Tasarımlarını Kapsül Koleksiyon Olarak Hazırlama' ödülü verildi. 10 finalistin tamamına da İstanbul Moda Akademisi'nde eğitim alma şansı tanındı.

Rıza Tuna TURAGAY

"Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 15'ini tekstil oluşturuyor"

"Katma değeri yüksek ürün ihracatını tasarımcımızla, inovasyonla, yaratıcılıkla, marka değeri yüksek çalışmalarımızla yapabiliriz. İşte bu yarışmalar bu açıdan çok önemli. Bu sene ihracatçı birliklerimiz 15 tasarım yarışması düzenledi. Biz de bu yarışmaların hepsini Ticaret Bakanlığı olarak destekliyoruz. Bugüne kadar 228 yarışmadan dereceye giren tasarımcımızı yurt dışına eğitime gönderdik. Ve ülkelerine geri döndüklerinde Türkiye'nin ihracatı için çalışmaya başlıyorlar. Tekstil ve konfeksiyon sektörünün son 10 aylık ihracatına baktığımızda 25.5 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin toplam ihracatı ise ilk 10 ayda 181.8 milyar dolar. Tekstil ve konfeksiyonun payı ne kadar biliyor musunuz? Baktığınızda yüzde 15'lerin üzerinde. Bu çok büyük bir başarı... Tekstil ve konfeksiyon sektörümüz bizim göz bebeğimiz, o yüzden bu tasarım yarışmaları da tekstil ve konfeksiyon sektörümüzün moda ve markalı ürünlere yönelmesi açısından çok büyük önem arz ediyor."

İsmail Gülle

"Türkiye, sizlerin hayalleri ve tasarımlarıyla, ihracatla yükselecek"

"Gaziantep; sanayisiyle, üretimiyle, altyapısıyla her alanda fark yaratıyor, bölgemizde ilklere ve enlere imza atıyor. İlk 1000 ihracatçımız içerisinde Güneydoğu Anadolu bölgemizden 90 firma bulunurken, bu firmaların 73'ü yine Gaziantep merkezli firmalarımız. Rakamlar da net bir şekilde gösteriyor ki; Gaziantep, markalaşma adına çok yol katetmiş, ihracat rakamlarıyla örnek gösterilecek bir şehrimiz. Geçtiğimiz yıl kentimiz, en fazla ihracat yapan 4'üncü ilimiz oldu. 2020 yılında 8.1 milyar dolarlık ihracat yapan kentimiz, bu yıl 10 ayda bu rakamı da aştı ve 8.2 milyar dolarlık ihracata imza attı. Ayrıca Gaziantep, tam bir mozaik ve tasarımcılarımız için sonsuz esin kaynağını bir arada barındırıyor. Tasarım, beraberinde getirdiği know-how ile rekabette her zaman bir adım öne geçiyor. Yerli ve milli üretim atılımında, kilit rol oynayan tasarımcılarımızın desteklenmesi ve sektöre kazandırılması için atılan bu adımlar, ülkemizin katma değerli ürün ihracatına katkı sağlıyor ve sağlamaya devam edecek. Bu yarışmada ödül alsın ya da almasın, tüm tasarımcılarımızı bir kez daha tebrik ediyorum. Türkiye, tasarımcılarımızın hayalleri ve tasarımlarıyla ihracatla yükselecek."

Ahmet Fikret Kileci

"Türkiye tekstil ihracatının yüzde 20'si Gaziantep'ten"

"Gaziantep, Türkiye'nin 5. büyük ihracat kenti olmasının yanı sıra tekstil ihracatından aldığı %20 pay ile İstanbul'dan sonra ülkemize tekstil alanında en büyük katkıyı sunan ilidir. Hepinizin bildiği gibi 2020 yılı tüm dünyada ticaretin, pandemiden derin yara aldığı bir yıl oldu. 2021 yılı ile beraber ihracatımız toparlanma sürecine girdi. Tüm bu süreçte Gaziantepli müteşebbisler, 2020 yılının zorlu koşullarında yatan fırsatları ortaya çıkardı ve onları en iyi şekilde değerlendirdi. Özellikle kişisel koruyucu ekipmanlar gibi birtakım teknik tekstil ürünlerine bu süreçte önemli yatırımlar yapıldı. Bugün geldiğimiz noktada Gaziantep, 2021 yılının ilk 10 ayında tekstil sektörü ihracatında %50'nin üzerinde bir ihracat artışı yakalamış oldu. Biz inanıyoruz ki, Gaziantep'in potansiyeli, mevcut durumun çok üzerindedir. Bu potansiyeli açığa çıkarmak ise buradaki girişimcilik ruhunu, tasarım ve inovasyon ile daha iyi harmanlamayı gerektiriyor. Ticaret Bakanlığımızın destekleri, Türkiye İhracatçılar Meclisimizin koordinasyonunda Tekstil Birliğimiz organizasyonu ile düzenlenen Doku Kumaş Tasarım Yarışması da bu vizyonun bir ürünüdür."

Dilek Hanif

"İhracat ile desteklendiğinde oluşacak hikâye, ülkemiz için çok daha güzel ve önemli olacak"

"Kumaş sektörüne yönelik ulusal ve uluslararası pazarda rekabet edebilecek ve trend oluşturabilecek, özgün ve katma değerli ürün tasarımları ortaya çıkarmayı hedefleyen Doku Kumaş Tasarım Yarışması'nın bir parçası olmaktan çok büyük mutluluk duydum. bu yarışma ile baştan sona bir tasarım hikâyesi yarattık. Sonucu çok kıymetli oldu"

Bir tasarımcı için hikâyeyi yazıp tasarlamak ve o dünyayı yaratacak uygun malzemeleri seçmek ilk aklımıza gelen süreç. Peki genellikle böyle midir?

Evet genellikle böyledir. Tasarımcı ilk başta konsepti, hikâyeyi belirler arkasından onun için uygun malzemeleri bulur, seçer ve sonraki süreç genellikle aynı şekilde devam eder.

* Bu yarışma için tam tersi bir süreç işledi diyebilir miyiz sizin için? Hikâye ve malzeme hazırdı ve siz elinizdeki malzemelere hayat verdiniz. Nasıl bir deneyimdi?

Bu kez dokunmuş kumaşları tasarladım, benim için farklı bir deneyimdi ve değindiğiniz gibi süreç tersten işledi. Normalde önce konsepti belirler daha sonra kumaşı seçerim. Bu kez kumaştan yola çıktım ve her kumaşın kendi dokusunu ve duruşuna uygun bir hikaye tasarladım. Keyifli bir deneyim oldu.

* Bu organizasyon süresince nasıl bir çalışma gerçekleşti? Süreçten bahsedebilir misiniz?

Altı aydan fazla bir süredir bu iş için çalışıyoruz. Her detayı düşünerek ilerlediğimiz bir yarışma süreci oldu. Yarışma ilk defa yapılıyor en iyi şekilde gerçekleşmesi için çok titiz ve hassas davrandık. İlk başta üniversitedeki hocalarımızla görüştük, fikir alışverişinde bulunduk. Pandemi döneminde olduğumuz için çok sık sık hem kendi içimizde hem hocalarımızla online toplantılar yaptık. Bu süreçte yarışmanın ana kurallarını belirledik. Daha önce yapılmış olan yarışmalardan bizim birkaç farkımız vardı. Türk vatandaşı olmayanların da katılabileceği bir yarışmaydı. Bunun yanında bir okula bağlı olmadan dışarıdan katılmak isteyen profesyonellere de açıktı.

* Tasarlanan kumaşların ne kadarı üretime hak kazandı? Yarışma birincisi Mihriban Yazar'ı öne çıkaran kriterler nelerdi?

Yarışma kapsamında olan 222 başvuru dosyası; malzeme, tekniğin tasarıma uygunluğu, özgünlük, yaratıcılık ve inovatif değer kriterlerine göre değerlendirilerek ikinci değerlendirmeye kalmaya hak kazandı. Öncelikle 20 yarışmacı belirlendi. Yarışmacının tasarımları, GATHİB tarafından belirlenen firmaların desteği ile üretildi ve tekrar değerlendirmeye alındı. Bu değerlendirmeyi geçen 10 genç fikir, finalde yarışmaya hak kazandı. GAİB de kumaşları hayata geçirme sürecini çok güzel organize etti. Jüri, benim de favorilerim arasında olan Mihriban'ı seçti. Renklerin ve dokuların uyumu çok başarılıydı.

* Sonrasında iş birliğiniz devam edecek mi?

Bundan sonrası için şu an net bir şey söyleyemeyeceğim ama çok keyifli bir çalışma süreci geçirdik. Tüm yarışmacılar ve Türkiye tekstili için çok iyi sonuçlar çıktı. Önümüzdeki süreçte daha da iyi olacağını, verimli çalışmaların devamının geleceğini düşünüyorum.

Örme jakarlı ve strüktürlü: Zeminde pike jakar ve ters örgü, kabartmalı yüzeylerde torba örgü tekniği kullanıldı.

'Göstermek istediğim; kaldırım kenarlarından, beton yığınlarının arasından çıkan çiçekti'

Mihriban Yazar

"HAYKIRIŞ"

"CovId-19 döneminde, insanların evlerine kapanmasıyla doğa kendini yenileme sürecine girerek Bir varoluş göstermeye başladı. Benim de göstermek istediğim; kaldırım kenarlarında beton yığınlarının arasında çıkan çiçeklerdi. Tasarımlarımda Taşın sert görünümünü verebilmek için polyester, misina gibi daha sert iplikler, doğanın varoluşunu göstermek için ise pamuk gibi doğal iplikler kullandım"

Sizi tanıyabilir miyiz? Tasarımla ilişkiniz nasıl başladı? Bu yarışma öncesinde neler yaptınız? Şimdi hedefleriniz neler?

1997 yılında Bursa'nın Osmangazi ilçesinde iki çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldim. Babamın mesleği nedeniyle üniversite eğitimim başlayana kadar altı farklı kentte yaşayıp, farklı okullarda okudum. Yani aslında ülkenin farklı bölgelerinde farklı görüşleri, farklı yaşamları gözlemleyip deneyimleyerek büyüdüm diyebilirim. Bunun beni sanatla ve tasarımla uğraşmaya iten önemli bir etken olduğunu düşünüyorum. Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları, Halı Kilim Ana Sanat Dalı, Dokuma Bölümü'nde lisans eğitimimi tamamladım. Bu yıl kendi okulumda Tekstil Tasarımı Bölümü'nde lisansüstü eğitimine başladım. Bundan sonrası için yarışmanın da ödülü olan yurt dışı eğitimi için hedeflerim var. Kendimi yine örme giyim tekstili üzerinde geliştirebilmek için iyi bir üniversitede lisansüstü eğitimimi tamamlamak istiyorum. Sonrasında Türkiye'de özgün tekstil ürünleri üretmek, farklı tasarım alanlarını bir araya getirmek gibi hedeflerim var.

* Türkiye'deki kumaş tasarımcılığının dünyadaki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz? Daha iyi bir yere taşımak için neler önerirsiniz?

Türkiye'de kumaş tasarımcılığı aslında çok geniş ve güzel işler çıkartılabilen bir alan. Genç tasarımcı arkadaşlarım, özgün ve inovatif işler üretmek konusunda çok başarılı. Fakat bunun için üniversitelerin özel sektörle teması şart. Çünkü üretim en zor kısım, hem teknik bilgi hem ipliğin kullanımı ve pek çok üretim detayı... Yapılan tasarımın üretilebilir olabileceğini sektörde uzun süredir çalışan insanlarla birlikte kafa yorarak anlayabiliriz. Üniversitelerde alınan eğitim bunun için yeterli olmuyor. 'Doku' yarışmasında da görüldüğü üzere genel olarak dokuma kumaş üretilebilirlik açısından ön planda. Fakat benim gibi örme kumaş tasarımı yapıp üretebilmek isteyen tasarımcılar da var. Sektörde hem üretim içinde eğitim, hem de bu alanda inovatif, özgün işlerin yapılabileceğini gösterebilecek tasarımcılara, üretimlerinde teknik, malzeme, makine bilgisi açısından destek olabilecek firmalara ihtiyaç var. Düzenlenen 'Doku' yarışması gibi organizasyonlar ise giysiye kumaşın öneminin, tasarıma kattığı değerin altını bir kez daha çizmiş oluyor.

GATHİB BAŞKANI AHMET FİKRET KİLECİ VE T.C. TİCARET BAKAN YARDIMCISI RIZA TUNA TURAGAY, MİHRİBAN YAZAR'A BİRİNCİLİK ÖDÜLÜNÜ VERİRKEN

Jakar dokuma Keten-liyosel karışımı iki renkli jakarlı kumaş üzerine jakar deseni taki edilerek uygulanan kapitone ile üç boyutlu bir efekt görünümü yaratıldı

Gizem Akdemir

SHY 'TAÇ UTANGAÇLIĞI'

"Dört adet sürdürülebilir kumaştan oluşan SHY serisi, ilhamını 'crown shyness' olarak da bilinen 'taç utangaçlığı' adlı doğa olayından alıyor. Bu mucizevi doğa olayı, yarattığı biçimleriyle büyük bir ilham kaynağı oldu bana. Taç utangaçlığının sunduğu, net doluluk ve boşluk düzeninden aldığım ilhamla, soyut geometrik şekillerin birbirlerine temas etmeden, birbirlerinin etrafında dans ettiği ve birlikte bir bütün oluşturdukları 'Shy' isimli kumaş serisini tasarladım"

Sizi tanıyabilir miyiz? Tasarımla ilişkiniz nasıl başladı? Bu yarışma öncesinde neler yaptınız? Şimdi hedefleriniz neler?

1994, İstanbul doğumluyum. Memur anne babanın ikinci çocuğuyum. Çocukluğum Beyazıt ve Bakırköy'de geçti, şimdi de Kadıköy'de yaşıyorum. Tasarımla hayatım boyunca yakın bir ilişki içerisindeydim. Her çocuk gibi ben de resim yapar, kendimce çeşitli karakterler ve onlar için kreasyonlar oluştururdum. Çizime olan yatkınlığımı, o dönem ilgi duyduğum iç mimari alanında geliştirmek istedim. Lisans ve yüksek lisans düzeylerinde, yurt içi ve yurt dışında iç mimari eğtitim aldım. Akademiyle bağım burada kopmadı aslında, yüksek lisans eğitimimi tamamladığım İstanbul Teknik Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladım. Bu sırada çeşitli iç mimari üretimler yapmaya devam ettim. Doku yarışması öncesinde, uğraşlarım tasarımın diğer alanlarına da kaymaya başlamıştı. Özellikle moda ve grafik tasarımın bana, çizerliğimi daha özgür ve yaratıcı şekillerde ortaya koyabileceğim yeni yollar kazandırdığını keşfettim. Bu yeni keşfettiğim alanlarda da kendimi geliştirmek istiyorum.

* Türkiye'deki kumaş tasarımcılığının dünyadaki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz? Daha iyi bir yere taşımak için neler önerirsiniz?

Bu sektörde çok yeniyim. Dolayısıyla kısıtlı deneyimim ile, ülkemizdeki kumaş tasarımcılığının dünyadaki yeri ve geleceği hakkındaki düşüncelerim daha ham. Benim durduğum noktadan inanılmaz geniş, ucu bucaksız bir alan kumaş tasarımı... Bu nedenle bir tasarımcı için mükemmel bir zemin sunuyor. Hem tasarımcılar için bir kanvas hem de kişinin kendi sanatını aktarmak için müthiş bir araç. Bu nedenle gerçekten temel bir ürün. Aynı zamanda kullanıldığı alan ve biçim konusunda da gelişmeye çok açık olduğunu düşünüyorum. Kumaş üretimi konusunda Türkiye'nin güçlü olduğu aşikâr. Katıldığım 'Doku' gibi yarışmalar, kumaş tasarımcılığının farklı birçok sektörden insanla daha da zenginleşebileceğini gösteriyor. Moda ve diğer alanlardaki tasarımcıların, bu sektöre yeni bakış açıları kazandırması ve böylece sektörün sunduğu imkanların görünürlüğünün artması, ülke çapında da dünyaya açılmada da çok faydalı.

GATHİB BAŞKANI AHMET FİKRET KİLECİ VE TİM BAŞKANI İSMAİL GÜLLE, GİZEM AKDEMİR'E İKİNCİLİK ÖDÜLÜNÜ VERİRKEN

Jakar dokuma Polyester iplik geri dönüştürülmüş pet şişelerden üretilmiştir.

Seda Atalay

REUSE! & REDUCE! & RECYCLE!

"Koleksiyonumu oluştururken, geleceğimizi tehdit eden iklim krizinden esinlendim. Daha sürdürülebilir bir dünya için üretimin de buna ayak uydurması gerekiyor. Bu yüzden temamı 'Reduce&Reuse&Recycle' mottosu üzerine kurgulayarak geri dönüştürülmüş PET şişelerden elde edilen iplikler kullanarak sürdürülebilir üretim fikrimi destekledim"

Sizi tanıyabilir miyiz? Tasarımla ilişkiniz nasıl başladı? Bu yarışma öncesinde neler yaptınız? Şimdi hedefleriniz neler?

1992 Osmaniye'de doğdum. Babamın mesleği gereği Hakkari, Antalya, Erzincan, Gaziantep ve Yalova illerinde yaşadım. 2010 yılında Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü'nü kazandım. Üniversite eğitimim boyunca tekstilin dokuma ve konfeksiyon alanlarına daha fazla ilgi duyduğum için, ders seçimlerim bu konulara yönelik oldu. Tekstil tasarımına ilgim üniversite yıllarımda başladı. Bu ilgimden dolayı da bitirme tezim, etek üretimi üzerine oldu. Ürettiğim bu eteğin tasarımı, dokunması, kalıp çıkarımı ve dikimi üzerine çalışmalar yaptım. 2016 yılında mezuniyetimin ardından Bursa'ya yerleşerek, RB Karesi Tekstil'de yaklaşık bir yıl üretim mühendisi olarak çalıştım. Sonrasında Zorluteks Tekstil bünyesinde Ür-Ge departmanında kıdemli uzman olarak kariyerime devam etmekteyim. Yaklaşık 6 yıldır tekstil sektöründe edindiğim tecrübeler, kumaş üretim teknikleri, istenen kumaşa göre iplik tercihleri, desen tasarımı gibi konularda uzmanlaşmamı sağladı. Kariyerimin ilerleyen yıllarında, kumaş tasarımına eğilerek kendimi geliştirmek istiyordum. 'Dokusunda Sanat Var' kumaş tasarım yarışmasına katılıp hayalimdeki kumaşları tasarlayarak bu alana ilk adımımı atmak istedim.

* Türkiye'deki kumaş tasarımcılığının dünyadaki yeri hakkında ne düşünüyorsunuz? Daha iyi bir yere taşımak için neler önerirsiniz?

Ülkemizde çok değerli tasarımcılarımız var ve güzel işler yaptıklarını düşünüyorum. Globalde kendi markalarımızı güçlü yerlere getirebilirsek, gençlerin ilgisi daha çok tekstile ve kumaş tasarımına yönelecek. Böylece yeni yetenekler keşfedilerek ülkemizi bu konuda ileriye taşıyacaktır.

GATHİB BAŞKANI AHMET FİKRET KİLECİ VE GAZİANTEP MİLLETVEKİLİ DERYA BAKBAK, SEDA ATALAY'A ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLÜNÜ VERİRKEN

EN ÇOK OKUNANLAR