USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Sektörler

09 Temmuz 2025 09:56

Dijital direksiyon: Otomotivin geleceği yeniden tasarlanıyor

Dijitalleşme, otomotiv endüstrisinin DNA'sını kökten değiştiriyor. Artık otomobiller yalnızca ulaşım araçları değil; veri toplayan, analiz eden, kendini güncelleyen, çevresiyle iletişim kuran akıllı sistemlere dönüştü. Bu büyük dönüşüm, sadece üretim hattında değil; aynı zamanda tasarım, pazarlama, servis ve kullanıcı deneyimi gibi tüm aşamalarda kendini gösteriyor.

Dijital direksiyon: Otomotivin geleceği yeniden tasarlanıyor

Bugünün otomobili sadece hareket eden bir makine değil. Yazılım mimarisine sahip, kendini tanıyan, öğrenen, analiz eden ve kişiselleşen dijital bir varlık. Aracın hafızası, kullanıcıyı ilk temastan itibaren kaydediyor; alışkanlıklarını gözlemliyor, öneriler geliştiriyor, sürüşü optimize ediyor. Tüm bu süreç, görünmeyen bir kod organizasyonuyla işliyor. Eskiden otomobil üretilirdi, şimdi programlanıyor.

KOD TEMELLİ DÖNÜŞÜM İLE OTOMOTİVİN HAFIZASI SIFIRLANIYOR

Sektörler vardır; yıllarca kendini tekrar eder, sonra bir gün tüm hafızası sıfırlanır. Otomotiv, şu an o sıfırlama noktasında. Bu bir güncelleme değil, yeniden yazım süreci. Sektör, araç kavramını temelden dönüştürüyor. Direksiyonların, gösterge panellerinin, hatta motor sesinin bile yazılım kodlarıyla biçimlendirildiği bir devrim yaşanıyor.

DİJİTAL EKOSİSTEMLER ÇAĞI: ÜRETİMDEN KULLANICI DENEYİMİNE KADAR HER ŞEY YENİDEN YAZILIYOR

Yerli üretim artık yalnızca fiziksel bir araç üretmekten ibaret değil. Bugünün dünyasında dijital ekosistem kurabilen markalar öne çıkıyor. Veri güvenliğinden enerji yönetimine, bağlantılı servislerden kullanıcı arayüzlerine kadar her adım, entegre platformlara dönüşüyor. Türkiye'nin bu dönüşümdeki varlığı artık yalnızca üretimle tanımlanmıyor; şekil değiştiriyor. Yerli olmak, dijital ekosistem kurabilme kapasitesiyle ölçülüyor. Bugünün dünyasında şirketler sadece araç geliştirmiyor; veri güvenliğinden enerji yönetimine, bağlantılı servislerden kullanıcı arayüzlerine kadar her bileşeni entegre eden platformlar oluşturuyor. Bu dönüşüm sadece ürün düzeyinde değil, tüm değer zincirine nüfuz ediyor. Üretim tesisleri artık dijital ikizler üzerinden modelleniyor. Dijital ikiz teknolojisi, fiziksel bir varlığın -örneğin bir fabrikanın ya da otomobilin- dijital ortamda birebir kopyasının oluşturulmasını sağlıyor. Bu sayede üretim başlamadan önce senaryolar sanal ortamda test edilebiliyor, olası hatalar önceden tespit edilerek süreçler optimize edilebiliyor. Örneğin, bir batarya sistemi ya da robot kolu, dijital ortamda simüle edilerek gerçek üretimden önce kusursuzlaştırılabiliyor. Togg da bu teknolojiyle üretim süreçlerini daha esnek ve verimli hale getiriyor. Gemlik'teki üretim kampüsü, dijital ikiz modeliyle planlanarak gerçek zamanlı analiz ve simülasyon altyapısıyla yönetiliyor. Tedarik zincirleri yapay zeka algoritmalarıyla yeniden kurgulanıyor. Servis sonrası hizmetler, kullanıcı davranışına dayalı veri analitiğiyle şekilleniyor. Donanımın sınırlarını artık yazılım belirliyor. Mobilite, yalnızca fiziksel bir araç değil; uçtan uca dijitalleştirilmiş, entegre bir deneyim olarak tanımlanıyor.

DİJİTALLEŞME KÜRESEL STRATEJİYE DÖNÜŞTÜ

Küresel arenada da tablo benzer. PwC'nin Digital Auto Report 2024 analizine göre, sektör yöneticilerinin yüzde 70'ten fazlası dijitalleşmeyi birincil stratejik öncelik olarak tanımlıyor. Yazılım odaklı platform mimarisi, artık neredeyse tüm üreticilerin merkezinde. BCG'nin Future of Automotive Software 2024 raporu, bir otomobilin toplam değerinin yüzde 30'unun artık yazılım tarafından belirlendiğine dikkat çekiyor. Üretimden servise kadar her adım yeniden yapılandırılıyor. Üretim tesisleri 'akıllı fabrika' modeline geçerken, tedarik zincirleri yapay zeka ile optimize ediliyor. Satış sonrası hizmetlerde de veriye dayalı karar süreçleri ön planda.

DONANIMDAN DİJİTAL ZEKAYA

Elektrikli araç satışlarından yazılım tanımlı araçlara, Çin'in pazar liderliğinden 2030 yazılım projeksiyonlarına... Otomotiv sektörü, donanım odaklı mühendislikten dijital zekaya doğru ilerliyor. 2024-2025 verileri, bu dönüşümün artık hız değil, veriyle ölçüldüğünü kanıtlıyor.

VERİYLE DÖNÜŞEN OTOMOTİV

Dijitalleşme ve veriye dayalı karar sistemleri, otomotiv sektörünü yeniden şekillendiriyor. KPMG Türkiye Otomotiv Sektörü Lideri Hakan Ölekli, üretimden müşteri deneyimine, finansal modellemeden yeni mobilite ekonomisine kadar yaşanan dönüşümü analiz ediyor.

VERİ ARTIK SADECE DESTEKLEYİCİ DEĞİL, STRATEJİK BİR GÜÇ

Hakan Ölekli'ye göre, otomotiv sektörü tarihinin en büyük dönüşümlerinden birini yaşıyor. Yapay zeka, makine öğrenimi, büyük veri analitiği ve dijital ikizler gibi teknolojiler sayesinde şirketler artık yalnızca operasyonel düzeyde değil, stratejik karar alma süreçlerinde de daha güçlü bir konuma ulaşıyor. Gerçek zamanlı veri izleme sistemleri hatalı üretimlerin önüne geçerken, tahmine dayalı bakım uygulamaları sayesinde arızalar oluşmadan önlem alınabiliyor. Bu da hem maliyetleri düşürüyor hem de üretim kesintilerini minimize ediyor. Hakan Ölekli, otomotiv sektöründe veri temelli yaklaşımların artık yalnızca destekleyici değil, doğrudan karar almayı şekillendiren ve rekabet avantajı yaratan stratejik bir unsur haline geldiğini belirtiyor. Dijitalleşme ve veri entegrasyonu sayesinde şirketler, geleceğin mobilite ekonomisine daha hazırlıklı, çevik ve güçlü adımlarla ilerliyor.

DİJİTALLEŞME İLE FİNANSALMODELLEME YENİDEN TANIMLANIYOR

Dijitalleşmenin finansal modelleme üzerindeki etkisini değerlendiren Ölekli, özellikle elektrikli araçlara (EV) yapılan büyük yatırımların geri dönüşünü öngörebilmek adına dijital araçların önem kazandığını ifade ediyor. KPMG 24. Küresel Otomotiv Yöneticileri Araştırması'nın da gösterdiği gibi, yöneticiler geleceğe dönük projeksiyonlarda veri destekli mali analizlere ağırlık veriyor. Operasyonel süreçler açısından da dijitalleşmenin etkisinin büyük olduğunu söyleyen Ölekli, şirketlerin üretimden lojistiğe kadar tüm süreçlerini dijital sistemlerle entegre ettiğini belirtiyor. Bu durum, maliyetleri azaltmakla kalmayıp pazara giriş süresini de kısaltıyor. Özellikle 'just in case' üretim modeliyle, olası tedarik sorunlarına karşı proaktif çözümler geliştirilebiliyor.

YENİ MOBİLİTE EKONOMİSİNİN TEMEL DİNAMİKLERİ

Ölekli'ye göre, yeni mobilite ekonomisinin merkezinde elektrikli araç teknolojileri, bağlantılı araç sistemleri, yazılım tabanlı hizmetler ve sürdürülebilirlik yer alıyor. Otomobil üreticileri artık yalnızca araç üreticisi değil; batarya geliştirme, enerji yönetimi ve altyapı yatırımları gibi alanlarda da aktif oyuncular olarak konumlanıyor. KPMG Anketi'ne göre, 2030'a kadar bazı bölgelerde araç satışlarının yüzde 30'unu elektrikli araçlar oluşturacak. Bu geçiş süreci, altyapı ve tüketici güveni gibi çok katmanlı bir hazırlık gerektiriyor. Bağlantılı araç teknolojilerinin sektöre kazandırdığı yeni gelir modelleri de dikkat çekiyor. Yazılım güncellemeleri, veri analizi ve abonelik temelli hizmetler sayesinde otomobil üreticileri, satış sonrası süreçlerde de gelir yaratma imkanı buluyor. Bu da yazılım tanımlı araçları (SDV), yeni mobilite ekonomisinin yapı taşlarından biri haline getiriyor.

(KPMG Türkiye Otomotiv Sektörü Lideri Hakan Ölekli)

SANAL DÜNYALARLA YENİDEN TASARLANAN OTOMOTİV

Otomotiv sektörü, dijitalleşmenin yön verdiği yeni bir mühendislik dönemine giriyor. Artık yalnızca fiziksel üretim değil; tasarımın her katmanı, karar süreçleri ve sürdürülebilirlik hedefleri dijital ortamlarda yönetiliyor. Dassault Systèmes Türkiye Ülke Müdürü Hakan Kul, bu dönüşümde 3DEXPERIENCE platformu gibi entegre sistemlerin mühendislik kararlarında hız, çeviklik ve veri odaklılık sağladığını belirtiyor.

TASARIMDAN ÜRETİME ENTEGRE DİJİTAL SÜREÇLER

Geleneksel ürün geliştirme döngüsünün yerini, sanal ortamda eş zamanlı ilerleyen tasarım, analiz, test ve üretim hazırlık süreçleri aldı. Sanal ikiz teknolojilerinin fiziksel prototiplere gerek bırakmadan tüm senaryolarda test imkanı sunduğunu dile getiren Kul, bu sürecin tasarımsal eksikleri üretime geçmeden önce saptamaya imkan verdiğini aktarıyor. Böylece hatalar azalıyor, zaman kazanılıyor ve mühendislik kalitesi artıyor. Hakan Kul, ürün yaşam döngüsünde performans takibinin de artık sanal ortamda yapıldığını vurguluyor.

GLOBAL VE YEREL ÖRNEKLERLE DİJİTALLEŞME STRATEJİSİ

Volkswagen Grubu, Jaguar Land Rover ve BMW gibi üreticilerin 3DEXPERIENCE ile ürün geliştirme süreçlerini hızlandırdığını belirten Hakan Kul, aynı sistemlerin Türkiye'de Bozankaya, A-Plas ve SGN gibi şirketlerde de başarıyla uygulandığını ifade ediyor. Küresel rekabette dijital araçları doğru kullanan firmaların büyük avantaj sağladığını işaret eden Kul, bu yapının ihracat kapasitesini de artırdığını dile getiriyor.

YAZILIM TANIMLI ARAÇLARDA VERİ ODAKLI GELİŞTİRME

Yazılım tanımlı araçların gelişimiyle birlikte donanım kadar yazılımın da kritik hâle geldiğini aktaran Hakan Kul, mühendislik süreçlerinde sanal test ortamlarının entegrasyon sağladığını ve geliştirme döngüsünü hızlandırdığını açıklıyor. Kul, bu altyapı sayesinde NIO, Spark Racing Technology, BMW gibi markaların daha esnek, kişiselleştirilmiş ve düşük maliyetli araç çözümleri sunduğunu öne çıkarıyor.

SİMÜLASYONLA DESTEKLENEN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE GERİ DÖNÜŞÜM

2030 yılına kadar elektrikli araçların üretimdeki payının ciddi oranda artacağını ifade eden Hakan Kul; bu süreçte karbon ayak izi, batarya geri dönüşümü ve çevresel etki analizlerinin dijital simülasyonlarla yönetilebildiğini belirtiyor. Kul, bu noktada sanal ikizlerin sürdürülebilirlik kriterleri açısından şirketlere büyük esneklik sunduğunu ve kaynak optimizasyonunu da desteklediğini sözlerine ekliyor.

ENTEGRE BULUT PLATFORMUYLA ESNEK VE HIZLI ÜRETİM

3DEXPERIENCE platformunun yalnızca mühendislik değil; maliyetlendirme, tedarik ve üretim sonrası aşamalarda da entegre bir çözüm sunduğunu paylaşan Hakan Kul, bulut tabanlı altyapının ekipler arası iletişimi hızlandırdığını dile getiriyor. Bu platformun farklı coğrafyalardaki ekiplerin aynı veriler üzerinde senkronize çalışmasına imkan tanıdığını, bu sayede hem zaman hem kaynak tasarrufu sağlandığını açıklıyor.

(Dassault Systèmes Türkiye Ülke Müdürü Hakan Kul)

EN ÇOK OKUNANLAR