USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Acar  Baltaş

YAZARLAR

1.11.2021 12:01:00

Geleceğin içinde yaşıyoruz

20'li yaşlarını bu dönemde yaşayanlar, çocuklarına ve torunlarına anlatacakları büyük dönüşümün tanıkları ve kahramanları olacaklar.

Kurbağayı, 50 derece sıcak suya atarsan ölür ancak suyu yavaş yavaş ısıtırsan yaşamaya devam eder. Bilimsel olarak doğru olmayan bu benzetme, sorgulanmadan kabul edildi ve değişim ve uyum süreçlerini anlatırken sıklıkla kullanılan bir metafor oldu. Benzetme doğru olmasa da geleceğin içinde yaşamakta olduğumuz süreci çok iyi tanımlıyor. Önceki yıl yurt dışında gezdiğim bir sergide, 1900'lerden bu ana geleceğin nasıl olacağı ile ilgili modeller sergileniyordu. 1920 yılından bu yana her 10 yılda bir tekrarlanan öngörülerde, insanlar için geleceğin hiç değişmeyen imgesi 'uçan arabalar' olmuş. Oysa günümüzde hâlâ uçan arabaların oluşturduğu trafiğe tanık olmadık. En sık tekrarlanan ikinci imge ise ayda ve Mars'ta yaşamı temsil eden koloniler...

GELECEKTE EN ÇOK TALEP GÖRECEK ÜÇ MESLEK

Toplum hayatındaki değişiklikler konusunda en kolay öngörü, eğitim ve tıbbı hizmetlerin kalitesinin yükseleceği ve bu hizmetlerin geniş kitlelere ücretsiz veya çok düşük ücretle ulaştırılacak olması... İnsanların duygusal tepkilerinin, sensörler aracılığı ile çözülmesi ve her yerde izlenmelerinin mümkün olması dijital diktatörlüklerin yaygınlaşmasını mümkün kılacak. İnsanlar refah istiyorlarsa demokrasiden, güvenlik istiyorlarsa özgürlüklerinden vazgeçmek zorunda hissedebilecekler. Genel kabul, önümüzdeki 25 yıl içinde bugün var olan mesleklerin en az yarısının olmayacağı veya köklü bir şekilde dönüşeceği yönünde. LinkedIn'in 2020 yılında yayınladığı 'Emerging Jobs Report' belgesinde (1) önümüzdeki beş yıl içinde en çok talebin, yıllık yüzde 74 ile yapay zeka uzmanı olacağı, bunu yüzde 40 talep artışı ile robotik mühendisinin takip edeceği bildiriliyor. Üçüncü sırada yüzde 37 artışla veri bilimcisi geliyor.

MADALYONUN FARKLI İKİ YÜZÜ

Şurası muhakkak ki, bugün insanların yaptığı birçok iş hızla yapay zeka tarafından üstlenilecek. Bazı uzmanlar, yapay zekanın aynı zamanda yeni iş alanları yaratacağını belirtiyor. Bu görüş hiç şüphesiz içinde bir ölçüde gerçek barındırıyor. Ancak yapay zekanın işlevsiz kılacağı işleri yapan düşük nitelikli iş gücü ile yapay zekanın yaratacağı iş gücü birbirinden çok farklı. Bu nedenle işini kaybedecek olanlar aleyhine büyük bir fark doğacak. Bu gelişme, özellikle Türkiye gibi nitelikli eğitimde fırsat adaletsizliğinin olduğu ülkelerde kitlesel işsizliğe neden olacak. McKinsey'nin Ocak 2020'de yayımladığı ve 2030'a uzanan 'İşimizin Geleceği' raporunda (2) fiziksel yetkinliklere olan ihtiyacın yüzde 8, temel (bilişsel) yetkinliklere olan ihtiyacın ise yüzde 10 azalacağı, buna karşılık yüksek bilişsel yetkinliklerde yüzde 7, sosyal yetkinliklerde yüzde 22, teknolojik yetkinliklerde ise yüzde 63 oranında ihtiyacın artacağı bildirildi. Aynı raporda Türkiye için mevcut mesleklerde yeni yetkinlik kazandırılacak 21.1 milyon, mevcut mesleklerde farklı rollere hazırlanması gereken 5.6 milyon, yeni meslekler için 2 milyon kişiye ihtiyaç duyulduğu ifade edildi. Mevcut iş gücünün geleceğe hazırlanması şirketler, kamu kurumları ve eğitim kurumları tarafından yürütülmek durumunda. Bu nedenle eğitim alanında nitelikli büyük bir iş gücüne ihtiyaç duyuluyor. Ancak her şeyden önce bireylerin kendilerinin öğrenme ve gelişme sorumluluğunu üstlenmeleri gerekiyor. Noah Harari'ye göre önümüzdeki 20 yıl içinde tam olarak hangi mesleklerin olacağı bilinmese de, McKinsey'in 2020 raporunda işaret ettiği gibi sosyal becerilere ihtiyaç azalmayıp artacak. Hangi iş olursa olsun iş birliği, ilişki kurma, eleştirel düşünce ve yaratıcılık becerileri olanlar, geleceğin mesleklerinde kendilerine yer bulacak.

ZEKA, BİLİNÇ DEĞİLDİR

Zeka ve bilinç birbiriyle çok yakın etkileşim içinde ancak farklı işlevleri işaret eden iki kavram... Bu işlevler üzerinde düşünmemiş olanların söz konusu iki kavramı karıştırmaları doğaldır. Zeka, en basit tanımıyla sorun çözme becerisidir. Zeka, bu işlevini geçmiş örüntüleri (pattern) tanıyarak gerçekleştirir. İnsanın bu konuda yapay zeka ile yarışması imkansızdır. İnsana özgü olan bilinç için aşk, acı, mutluluk özelliklerinin yakın gelecekte de yapay zeka tarafından taklit edilmesi beklenmiyor. Bu nedenle yapay zekanın insan bilincinin yerine geçmesi şimdilik mümkün değil. Ancak yapay zekanın duyguları tanıma yetisi, insanlara özgür iradeleriyle olduğuna inandıkları seçimleri, onların yerine yaptırması çok muhtemel. Böylece yapay zeka, insana kendisinin seçtiğini düşündüğü sadece arabayı, giysiyi, deterjanı değil siyasetçiyi de pazarlıyor. Bunun somut örnekleri; Brexit ve 2016 ABD seçimlerinde yaşandı. Cambridge Analytica'nın Facebook'tan aldığı verileri kullanarak seçimleri etkileme hikayesi 'Coded bias' belgeselinde bütün açıklığı ile anlatıldı. 'Dijital okuryazarlık', gelecek için değil günümüz için de 'olmazsa olmaz' öneme sahip. Ancak duygusal okuryazarlık da en az dijital okuryazarlık kadar önem taşımaya devam ediyor.

ÖNYARGILI ALGILAMA

İnsanların dünyaya bakışının giderek daha çok yapa zeka tarafından yönlendirilmesi, yapay zekanın geçmiş önyargılarımızın izlerini taşıyan örüntüleri önümüze getirme ihtimalini beraberinde getiriyor. Çünkü görmediğimiz karar mekanizmalarını şekillendiren algoritmalar bulunuyor. Buna en iyi örnek; işe alımlarda yapay zekanın kullanılması... Geçmişte belirli bir kabulle yapılan seçimlerin başarılı örneklerinin tekrarlanması, sorgulanmadan kabul edilmesi sonucunu verebilir. Örneğin; yapay zeka araştırmacılarının sadece yüzde 14'ünün kadın olması kimsenin dikkatini çekmiyor. Makinelerin dünyayı geçmiş önyargılarla algılaması, bu önyargıların sorgulanmadan kabul edilmesini ve pekişmesi sonucunu doğuruyor.

SONUÇ

Bazı büyük olayların yaratacağı etki ve önem yaşanırken anlaşılmaz. Dünya gerek demiryollarının gerekse motorlu kitle araçlarının yaygınlaşmasıyla, 1900'lü yılların ilk çeyreğinde böyle bir dönüşümden geçti. İçinden geçtiğimiz dönemi ise bir taraftan yapay zekanın ve makine öğrenmesinin yaygın uygulamaları ve pandeminin getirdiği büyük değişimle, 21'inci yüzyılın gerçek başlangıcı olacaktır.

Kaynakça:

1-LinkedIn. 2020 Emerging Jobs Report[İnternet]. Uygun erişim: Kaynak PDF

2-McKinsey & Company Future of Work. Turkey's Talent Transformation in the Digital Era. January 2020[İnternet]. Uygun erişim: Kaynak PDF

DİĞER YAZILARI