USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Acar  Baltaş

YAZARLAR

30.04.2018 14:07:00

Değişim dönemlerinde duygusal çeviklik

Duygusal zeka kişinin kendisine ve sosyal ilişkilerine yönelik duygu düzenleme stratejilerini hayata taşıması için gerekli temeli sağlar. Bu temel, düşünülmüş tepkileri hayata taşıma becerisi kazandırır. Diğer taraftan değişim, çevik olmayı gerektirir.

Prof. Dr. Acar Baltaş / [email protected] / twitter: @acarbaltas

Son 20 yılın iş hayatına getirdiği en önemli özelliklerden biri de değişimin hızının giderek artmasıdır. Bunun sonucu olarak başarılı bir iş liderinde aranan önde gelen özelliklerin başında değişimi yönetme kapasitesi gelmektedir. Bir kuruma değişimi yönetecek bir yönetici arandığında öncelikli olarak hangi özelliklere odaklanmak gerekir?

DENEYİM VE DUYGUSAL ZEKAYI BİRLEŞTİREN BAŞARI FORMÜLÜ

Egon Zehnder’in uzun yıllar yöneticiliğini yapmış olan C. F. Araoz, 11 yıl içinde 11 bin kişiyle iş görüşmesi yaptığını söylüyor. Araoz, bunlar arasında üst düzey pozisyona yerleştirdiği ve işteki başarı düzeyini izlediği 250 kişi ile ilgili sonuçları IQ, deneyim ve insan ilişkilerindeki etkililiği (duygusal zeka) açısından değerlendirerek grafiklerde görülen sonuçlara ulaşmıştır.1  

En yüksek başarının deneyim ve duygusal zeka (DZ) bileşiminde olduğu görülmektedir. Yüksek DZ ve deneyime sahip yöneticilerin, yeni bir pozisyonun güçlüklerine rağmen yüzde 97 oranında başarı sağladığı anlaşılmıştır. Buna karşılık en yüksek başarısızlığın yüzde 25 oranında, ‘yüksek IQ, yüksek deneyim ve düşük DZ’ grubunda olduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, deneyim ve IQ yüksek olmasına rağmen, duygusal zekânın düşük olması başarısızlığı getirmektedir.

İLGİNÇ SONUÇLAR ORTAYA ÇIKIYOR

Üç değişkenle yapılan önceki değerlendirmenin aksine, sadece iki değişkenle gerçekleştirilen bir başka değerlendirme çok daha ilginç sonuçlar ortaya koymuştur. Buna göre:
> Deneyimin önemi bir kere daha doğrulanmıştır. Başarılı yöneticilerin yüzde 70’inin önceki işlerinde yeterli deneyime sahip olduğu görülmüştür. Diğer taraftan deneyim tek başına başarı konusunda belirleyici değildir. Çünkü deneyim, başarısız olan yöneticilerin yüzde 80’inin önde gelen özelliği olarak kayda geçmiştir.
> IQ başarıyı belirlemek konusunda yeterli değildir. Başarısız olanların üçte ikisinin önde gelen iki özelliğinden birisi yüksek IQ olmasına rağmen, başarılı olan gruptakilerin ancak yarısında IQ önde gelen iki özellikten birini oluşturmaktadır.
> Başarılı yöneticilerin büyük çoğunluğunda DZ, IQ’dan daha fazla rol oynamıştır (Yüzde 50’ye kıyasla üçte iki). Bu sonuç başarı konusunda duygusal zekanın, IQ’dan daha önemli olduğunu ortaya koymuştur.

Bu araştırmanın ortaya koyduğu sonuç şudur: Deneyim, tek başına yeterli olmasa da, başarının hazırlayıcısıdır. Bununla birlikte, araştırma grubunda yer alan başarılı yöneticilerin üçte ikisinin, en önde gelen iki özelliğinden birisi DZ’dır ve bu özelliğe sahip yöneticilerin hiçbirisi başarısız olmamıştır. Bu sonuç aynı zamanda başarısızlıkla düşük DZ arasında bağ olduğunu göstermiştir.

DENGELEMEK MÜMKÜN MÜ?

Üçüncü grafikte başarılı ve başarısız yöneticilerin IQ, deneyim ve DZ alanlarındaki özelliklerinin ikili bileşimi yer almaktadır. Örneğin araştırma grubunda incelenen başarılı yöneticilerin yüzde 36’sı uygun deneyime ve yüksek DZ’ya sahiptir. Bu grafiğin yorumundan ortaya çıkan sonuç şudur:

> Başarılı yönetici seçiminde en önemli iki özellik uygun deneyim ve yüksek DZ’dır.
> Deneyimin olmadığı durumlarda IQ, DZ’ya eşlik edebilir. Bir başka ifade ile başarılı yöneticilerde ‘DZ ve IQ’ ile ‘deneyim ve IQ’ aynı ölçüde bulunmaktadır.
> Belki de bu araştırmadan çıkacak en önemli sonuç şudur. DZ’nin yüksek olmadığı durumlarda geleneksel bileşim olan yüksek IQ ve uygun deneyim, başarıdan çok başarısızlık konusunda belirleyicidir. Başarısız olanların yüzde 57’si bu geleneksel bileşime sahiptir. 

SONUÇ

Duygusal zeka kişinin kendisine ve sosyal ilişkilerine yönelik duygu düzenleme stratejilerini hayata taşıması için gerekli temeli sağlar. Bu temel düşünülmüş tepkileri hayata taşıma becerisi kazandırır. Diğer taraftan değişim, çevik olmayı gerektirir. Değer sistemimiz üzerine inşa edilen duygusal çeviklik, değişimin getirdiği belirsiz koşullarda yolumuzu aydınlatarak düşünülerek alınan kararları hızlandırır ve bu kararların bireysel değil, toplumsal faydaya hizmet edecek doğru kararlar olabilmesi için bizi duygularımız aracılığıyla yönlendirir. Yönetim kademesinde uygun deneyimle birlikte duygusal zeka başarının anahtarıdır. Deneyimin, alınacak kararları geçmiş yaşantılar ışığında hızlandırma rolünü üstlendiği, bu anlamda yaşantılardan alınan derslerin çevikliğe hizmet ettiği söylenebilir. Böylelikle uygun deneyimin duygusal zeka ile birleştiği noktada, duygusal çeviklikten söz etmek mümkündür. Duygusal çeviklik, duyguları yöneterek deneyimin olumlu sonuçlarını hızla uygulamaya koymayı sağlar. Bu yönüyle, duygusal zeka kavramının yaygınlık kazanmaya başladığı doksanlı yılların ortalarına kıyasla, duygusal çeviklik çok daha önemli bir stratejik yetkinlik haline gelmiştir.

Kaynakça:
1-Araoz CF. Great people decisions. John Willey and Sons, 2007

DİĞER YAZILARI