Yeme-içme sektöründe pandeminin ardından yabancı turist sayısındaki düşüşü, iç turizm fırsatlarıyla dengelemek adına işletmeler, tüketicilerin kendini güvende hissetme ihtiyacını karşılamaya ilişkin uyum faaliyetleri ile öne çıkmalı. Dışarıda yeme-içmeye dönüş yapan tüketicilerin, aşı olsa ya da kesin tedavi bulunsa da sağlık ve güvenlik endişeleri devam edecek. Restoranlarda güvenli bir ortam oluşturma çalışmaları, işletmelerin gündeminde önemli bir yer edinmeli. Yeni ürün odaklı fikirler ve insan odaklı tasarımlar, işletmelerin başarısında rol oynayacak. Belirsizliklerin arttığı salgın dönemiyle yeni davranış kalıplarını hedef alan ürün ve hizmetler tasarlanması, restoranlar için önemli hale gelecek.

İnsanı odağa alan konseptler, restoranlara salgının olumsuz etkilerini üzerlerinden atmalarında ve sağlıklı bir şekilde büyümeye devam etmelerinde avantaj sağlayacak. Mevcut müşteri deneyiminin yeni içgörüler ışığında incelenmesi ve tüketici ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden tasarlanması, tüketicilere güveni yerleştirmede ve onları geri kazanmada önemli bir rol oynayacak. Büyük resme baktığımızda; dijitalleşmeye önem veren, yalnızca restoranlar üzerinden değil; eve servis, perakende zincirleri, catering gibi farklı kanallar üzerinden tüketicilere ulaşan işletmelerin ön plana çıkacağını düşünüyoruz.