Gartner, 2022’de tüm iş toplantılarının yüzde 40’ının sanal sistemler ve gelişmiş analitik sayesinde gerçekleşeceğini söylüyor. Her seviyedeki çalışan için, şirketinin iyi durumda olması, stratejik açıdan ilerlediği yol önemli. Videolu görüşmeler bunlara yardımcı oluyorlar ve dünyayı nasıl değiştirebildiğini hepimiz gördük. Zoom Video Communications Gelişen Pazarlar Pazarlama Müdürü Emrah Aydın gelecekte de herkesin uzaktan ortak çalışma araçlarını kullanacağına yürekten inandıklarını belirtirken sorularımızı şöyle yanıtlıyor:

Zoom'un yeni normalde kullanımında nasıl bir değişim yaşanıyor?

Türkiye’de ise kişisel kullanımda olduğu gibi iş dünyasının kullanımında da olumlu bir değişim var. Zoom’un özellikle uzak bağlantılarda yaşanabilen kesinti ve donma gibi problemler olmaması sebebiyle beğeniyle karşılandığı yönünde geri bildirim alıyoruz. Bireysel ve iş dünyasındaki kullanımın yanı sıra, birçok eğitim kurumunda da tercih ediliyor.

Okulların kapandığı, evden çalışmanın yaygınlaştığı ve sosyal izolasyon uyguladığımız bir dönemde Zoom’u bu kadar çok kişinin kullanıyor olmasından dolayı çok memnunuz. Bu sanal görüşmelerde, kısa molalarda, öğleden sonra sohbetlerinde, dans ve yoga çalışmalarında ve Zoom üzerinden düzenlenen birçok farklı etkinlikte, insanların bu zorlu zamanlardaki yaratıcılığı ve direnci bize ilham veriyor.

Hayatımızın ve işlerimizin her alanında yeni bir dönem başlıyor ve bu zorlu dönemde, kendimizi elimizden geleni yapmaya adadık. İnsanların istedikleri konumdan verimli olabilmeleri ve birbirleriyle kesintisiz, kaliteli ve en önemlisi, güvenli iletişim kurabilmeleri için sıkı bir şekilde çalışıyoruz.

Zoom olarak bu dönemde nasıl bir büyüme yaşadınız?

Normalleşmeye kadar olan süreçte ise değişimleri özetlemem gerekirse; Aralık ayında günlük 10 milyon olan toplantı katılımcı sayımız, mart ayında 200 milyon, nisan ayında ise 300 milyonu aştı.

Kısa süre önce açıkladığımız 2021 mali yılı ilk çeyrek rakamlarımıza göre, toplam 328.2 milyon dolar gelir elde ederek, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 169 büyüme yaşadık.

Çalışan sayısı 10’dan fazla olan müşteri sayımız 265 bin 400 olurken, yine önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 354 büyüdük. Son bir yıl içinde gelirlere 100 bin doların üzerinde katkıda bulunan 769 müşteriden elde edilen gelir, geçen yılın aynı çeyreğine göre yaklaşık yüzde 90 artış gösterdi. Geçen mali yılın aynı çeyreğini izleyen 12 aylık dönemde, 10’dan fazla çalışanı olan müşterilerde dolar bazında büyüme oranı, arka arkaya 8 çeyrek boyunca yüzde 130’u aştı.

Nisan 2020 kullanım oranları baz alındığında toplam toplantı süresi 2 trilyon dakikayı geçti. Dünyanın dört bir yanında 100 binden fazla K-12 seviyesinde okul, en iyi online eğitim deneyimi için Zoom’u seçti. Ayrıca, dünya genelinde Zoom çalışanlarının sayısı 2 bin 800’ü aştı.

İş dünyasında Zoom’un kullanımı nasıl seyrediyor? Ofise dönüşün başlamasıyla nasıl bir etkilenme yaşandı?

İş dünyasında, koronavirüs öncesinde de çözüm olarak tercih ediliyorduk. Ancak pandemi sürecine bakarsak, Türkiye’deki Ocak-Nisan 2020 arasında ücretsiz kullanıcı kayıt sayısı Nisan 2020’de ocak ayına göre 139 kat artış gösterdi. İş dünyası için de şöyle bir veri paylaşabilirim; 10 ve daha fazla çalışana sahip kurumlarda, ücretli Zoom kullanıcı sayısı yine aynı süre zarfında 10 kat büyüdü.

Artık hibrit çalışma dönemine giriyoruz. İş dünyası, çalışan deneyimi aynı olduğu sürece teknolojiden faydalanmak istiyor. Dolayısıyla ne zaman nerede olduğunuzdan çok, nasıl çalıştığınız ve ne kadar fayda sağladığınız önem kazanıyor.

Yeni dönemde Zoom'a yeni özellikler eklenmesi planlanıyor mu?

Çalışan deneyimini artırmak için çalışıyoruz. Kısa süre önce duyurusunu yaptığımız Bir Hizmet Olarak Donanım (Hardware as a Service) programı ile iş dünyasına donanımları kiralayarak platformumuz üzerinde kullanma olanağı sağlıyoruz. Böylece satın alma maliyeti olmadan en yüksek kalitede görüşme ve çalışma olanağı veriyoruz. Bu program ile KOBİ’leri ve küçük işletmeleri destekliyoruz. Bu program sadece konferans sistemleriyle sınırlı değil. Programdaki iş ortaklarımızla çalışma kapsamımızı genişleterek, ABD, Avrupa, Avustralya ve Yeni Zelanda’da devreye aldığımız Zoom for Home ile alanımızda yeni bir kategori açmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz.

Hepsi bir arada ortak çalışma aracı diyebileceğimiz Zoom for Home, 27 inçlik ekranında tek dokunmayla toplantı yapabilme, yüksek ses kalitesinde çağrılar yapabilme, içerik paylaşımı, interaktif beyaz tahta ve ortak çalışma özelliklerini bir araya getiriyor. Ayrıca, içerisinde 3 adet dahili akıllı kamera, 8 mikrofon ve ikinci bir monitör olarak kullanılabilen dokunmatik bir cihaz daha içeriyor.

Önceki hafta yaptığımız açıklamalarla telefon üzerinden Zoom görüşmelerine katılmayı sağlayan Zoom Phone çözümümüzü 25 ülkede daha kullanıma sunduk ve Zoom for Home çözümleri arasına, Amazon Echo Show, Facebook Portal ve Google Nest Hub Max gibi popüler cihazların katıldığını ve Zoom’un yaygın kullanılan bu cihazların iş dünyasında da kullanılacak şekilde yeteneklerini geliştireceğini duyurduk.

Bugüne dek yapılan güvenlik çalışmaları neler?

Zoom, 1 Nisan’da tüm mühendislik kaynaklarını güvenlik ve gizlilik problemlerine aktardı. Üç aylık süreçte kullanıcılarımıza 100’den fazla özellik sunduk. Bunlar arasında öne çıkanlar:

Zoom 5.0 sürümü ile;

· Ücretli ve ücretsiz tüm kullanıcılar için AES 256 bit GCM şifreleme

· Güvenlik simgesi, veri merkezi konumu ve yeşil şifreleme kalkanı gibi arayüz güncellemeleri

· Kullanıcı raporlama özelliği

· Toplantılar için parola, bekleme odası ve kısıtlı ekran paylaşımı gibi ayarların varsayılan olarak kullanılması

· Toplantı yöneticilerinin çoklu cihaz girişini engelleyebilmesi, kullanıcıların mikrofonu açılırken kullanıcının rızasının alınması, bulut kayıtlarının saklanma süresinin belirlenebilmesi ve daha sıkı Zoom Chat kontrolleri gibi diğer özellikler platformumuza eklendi.

Keybase satın alması ile ücretli ve ücretsiz tüm kullanıcılar için uçtan uca şifreleme çalışmaları başladı.

Coğrafi konuma göre veri yönlendirme seçimi getirdik.

Ayrıca güvenlik ve gizliliğin ürün ve özellik geliştirmenin her fazında öncelik olarak kalmasını sağladık. Bunun için süreçlerde aşağıdaki değişiklikleri yaptık:

· Tasarım aşaması: Güvenlik gereksinimleri, risk değerlendirmesi, tehdit modellemesi

· Programlama: Güvenli kod yönergeleri, self servis tarama, CI/CD araçları

· Test: Güvenlik testi, otomatik test yürütülmesi, web test araçları

· Yayın öncesi: Güvenli konfigürasyon, tutarlılık izleme, gereksinim doğrulama

· Üretim: Sistem güvenliği izleme, sistem sağlığı izleme, tehdit değerlendirme

Lea Kissner, Alex Stamos, Luta Security, Bishop Fox, Trail of Bits, NCC Group, Praetorian, Crowdstrike, Center for Democracy and Technology gibi güvenlik, gizlilik ve katılımcılık konusundaki organizasyonlar ile CISO danışma konseyi, Zoom’un ürün, uygulama ve politikalarını inceleyerek tavsiyelerde bulundu.

Zoom’dan talep edilen veri, kayıt ve içeriklerle ilgili bilgileri detaylandıran saydamlık raporu için yaklaşım ve çerçeveyi belirledik. İlerleyen dönemde, ilk raporumuzu 2020 mali yılı ikinci çeyrek bilgileriyle paylaşacağız.

Milyonlarca kişinin kullandığı bir platformun başarısının ardında ne yatıyor?

Zoom’un bir platform olarak başarısında, CEO’muz Eric S. Yuan’ın “internet çağında video öncelikli çalışma” vizyonu önem taşıyor. Bu vizyonu gerçekleştirmek için, sıfırdan bir platform yaratmak gerektiğine inanan Yuan, şirketin ilk yıllarında ürünü mükemmelleştirmek için çalıştı. Sıfırdan kodlanan Zoom, Cloud Native denilen ve bulut üzerinde doğmuş tüm uygulamalar gibi, hız ve ölçeklenebilme konusunda büyük avantajlara sahip.

Biliyorsunuz, Koronavirüs salgınına tüm dünya hazırlıksız yakalandı. Bunun işimiz için anlamı, bir anda onlarca kat artan kullanıcı sayısı demek oldu. Aralık ayında günlük 10 milyon olan toplantı katılımcı sayımız, mart ayında 200 milyon, Nisan ayında ise 300 milyonu aştı. Ancak en yoğun zamanımızda bile kurulan platformun yapısı, kaynaklarımızın yüzde 50’sinden fazlasını kullanmamızı gerektirmiyordu. Tüm veri merkezimiz stres altına girse bile, Amazon Web Services ve sonradan eklediğimiz Oracle gibi ‘bir hizmet olarak altyapı’ (IaaS) ortaklarımızın altyapıları üzerinden kesintisiz çalışmaya devam edebiliyor.