USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Sektörler

21 Mayıs 2025 11:23

Toprağın dönüşüm gücü: Tarımın geleceğinde bitki bazlı bir yolculuk

Bitki Bazlı Gıdalar Derneği (BİTKİDEN) Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akdağ, "Fonksiyonel besinler, çevre dostu içerikler ve biyoçeşitliliği destekleyen yerel ürünler artık gündelik tüketimin merkezinde yer alıyor. Çünkü, bitkisel beslenmenin geleceği, çok boyutlu bir anlayış değişiminin işaretlerini taşıyor" diyor.

Toprağın dönüşüm gücü: Tarımın geleceğinde bitki bazlı bir yolculuk

Sürekli değişen iklim koşulları, azalan kaynaklar ve artan nüfus baskısı, tarım sektörünü sadece bir üretim alanı olmaktan çıkarıp, gezegenin geleceği için stratejik bir güvenlik meselesi haline getiriyor. Bu sebeple tarım sektörü, üretim yöntemlerinin yanı sıra üretimin gerekçesi ve amacının da yeniden tanımladığı bir dönüşümden geçiyor. Bu dönüşümün merkezinde ise bitki bazlı beslenmenin sağladığı sürdürülebilir, verimli ve yenilikçi çözümler yer alıyor. Bitki bazlı gıda çeşitleri yalnızca karbon ayak izini azaltmakla kalmıyor; aynı zamanda daha az su ve arazi kullanımıyla sürdürülebilir bir gıda sistemine ulaşmanın da en etkin yolu olarak öne çıkıyor. Bitki bazlı tarım uygulamaları, toprak sağlığını iyileştiren, kaynakları daha verimli kullanan ve biyoçeşitliliği koruyan doğa dostu bir üretim modelini mümkün kılıyor. Örneğin, soya gibi bitkisel protein kaynakları, geleneksel hayvancılığa kıyasla yüzde 47 daha az arazi, yüzde 70'e varan daha düşük emisyon oranı ve çok daha düşük su tüketimiyle dikkat çekiyor.

YENİ NESİL TEKNOLOJİLER, YENİ NESİL TARIM

Bitkisel beslenme, tarladan sofraya tüm sürecin yeniden tanımlandığı bir çağın kapısını aralıyor. Bu dönüşümde teknolojinin rolü, belki de hiç olmadığı kadar göz önünde. Tarımsal üretim aşamasında hassas tarım uygulamaları, sensör teknolojileri, rejeneratif ve topraksız tarım, pestisit azaltmaya yönelik uygulamalar ve yapay zeka destekli uygulamalar sayesinde ham maddelerin verimliliği, kalitesi ve sürdürülebilirliği iyileştiriliyor. Üretim sonrasında ise gıda işleme endüstrisi, biyoteknoloji, hassas fermantasyon gibi yenilikçi tekniklerle bitkisel kaynaklardan et, süt ve yumurta benzeri alternatifler üretiyor.

TRENDLERİN ÖTESİNDE: KALICI BİR DÖNÜŞÜM

2025 yılına dair gıda trendlerine baktığımızda hem Mintel hem de Whole Foods gibi küresel trend araştırmalarında öne çıkan ortak noktanın; bitki bazlı içeriklerin artık bir trend değil, norm haline gelmeye başladığı yönünde olduğunu görüyoruz. Fonksiyonel besinler, çevre dostu içerikler ve biyoçeşitliliği destekleyen yerel ürünler artık gündelik tüketimin merkezinde yer alıyor. Çünkü, bitkisel beslenmenin geleceği, çok boyutlu bir anlayış değişiminin işaretlerini taşıyor. Özellikle genç neslin beklentileri doğrultusunda, bitkisel ürünlerin yalnızca belirli bir grup için değil, tüm nüfusun standart tercihi haline gelmesi kaçınılmaz görünüyor.

YOL HARİTAMIZ: DİRENÇLİ, ŞEFFAF VE KATILIMCI BİR GIDA EKOSİSTEMİ

Artık net olarak söyleyebiliriz ki; tarımın geleceği toprağın dönüşüm gücünde, gıdanın geleceği ise bitkisel çeşitliliğin sunduğu sonsuz potansiyelde saklı. Bu dönüşümün yalnızca algısal değil, aynı zamanda ekonomik olarak da kalıcı hale geldiğini gösteren somut veriler mevcut. Euromonitor'un 2023'te bitki bazlı et, deniz ürünleri, süt, yoğurt, dondurma ve peynir alternatiflerinin toplam küresel perakende satışlarına ilişkin tahmini 29 milyar dolar. Özellikle bitkisel alternatifler konusunda inovasyonların hızlanması, yatırımcı ilgisini artırarak pazarı daha da genişletirken bu hızlı büyüme, bitkisel içeriklerin artık yalnızca etik ya da çevresel bir tercih değil, aynı zamanda ekonomik anlamda da stratejik bir alan haline geldiğini gösteriyor. BİTKİDEN olarak bu yolculuğun merkezinde yer almaktan gurur duyuyoruz. Çünkü geleceğin gıda ekosistemi, toprağı onaran ve sofraları dönüştüren bir vizyonun eseri olacak.

EN ÇOK OKUNANLAR