USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Nasıl Yaparım?

02 Ağustos 2021 16:56

Kurumunuzun gerçek ihtiyaçlarının farkında mısınız?

İnsan odaklı bakış açısı, kurumların İK stratejilerinde son derece kritik bir öneme sahip. İçinde bulunduğumuz dijital çağa adaptasyon sürecinde öncelikli koşul, çalışanların yani ekiplerin beklentilerini gözetebilmek... Bu tespitin ardından kurumsal hayatta ihtiyaç duyulan alanlardaki yetenek açığını kapatabilmek için X, Y ve Z kuşaklarının dinamiklerine uygun bir kurumsal öğrenme kültürü inşa edilmeli.

Kurumunuzun gerçek ihtiyaçlarının farkında mısınız?

Pandemi döneminin tetiklediği dijitalleşme süreciyle ezber bozan, tüm sistemlerin baştan aşağı değiştiği, üretim yapılarının, tedarik zincirlerinin, yönetim biçimlerinin yeniden kurgulandığı bir yapıyla karşı karşıya kalındı. Bu yapıya uyum sağlayabilmek sadece teknolojik altyapı yatırımlarını hızlandırmak ile sınırlı kalmadı. Farklı sektörlerde faaliyet gösteren her şirket; yeni dönemin rekabet, kârlılık, sürdürülebilirlik, verimlilik hedeflerini gerçekleştirebilmek ve dijitalleşme sürecine daha hızlı adapte olabilmek adına tüm iş süreçlerinin odağına 'ekipleri' yerleştirdi. Nihayetinde gerçek başarıyı ölçümleyebilmenin sırrı da, çalışan performansından ve ekiplerin yeni çağın gerektirdiği becerilere haiz olmasından geçiyor.

BECERİ YARIŞINDA ÖNE ÇIKAN KAZANACAK

X, Y ve Z kuşaklarının birlikte çalışmaya başladıkları bir dönemden geçiyoruz. Her kuşak, kendine has özelliklere sahip. Esnek çalışmaya sıcak bakanlar olduğu kadar hibrit bir çalışma düzenine sahip olmak isteyenler ve 09.00-18.00 saatleri arasında çalışmanın verimliliklerini daha da artırdığına inananlar var. Yeni düzende değişen iş-yapış, üretim ve yönetim stilleri, kurumları da farklı arayışlara yöneltiyor. Yetenek yönetimi sürecinde dijital çağın gerektirdiği becerilere sahip olmaktan başka bir çaremiz yok. Bunun bilincinde olan tüm kurumlar, hem yeteneklerini motive etmek hem de iş verimliliğinde çok daha pozitif sonuçlara ulaşabilmek adına kurumsal eğitim süreçlerine ciddi yatırımlar yapmaya başladı. Bu eğitimler geçtiğimiz dönemlerde de elbette vardı. Ama dijital dünyanın baskısı, değişen arz-talep dengeleri, dijitalleşmenin tetiklediği dönüşüm sürecinde iş sonuçlarında daha mükemmeliyetçi verilere ulaşılması isteği, beraberinde öğrenme kültürüne yönelik bakış açısını da değiştirdi. İş dünyasında kurumsal öğrenme kültürünün nasıl bir dönüşümden geçtiğini, dijital çağda iş-yapış stillerinde fark yaratabilmek adına ne gibi farklı becerilere ihtiyaç duyulduğunu ve kurumların yetenek yönetim süreçlerini kurgularken hangi alanlara odaklanması gerektiğini küresel ve ulusal perspektiften değerlendirirken; kurumsal eğitim alanında uzmanlaşan kurum ve danışmanların öngörülerine de başvurduk.

ÖĞRENME KÜLTÜRÜ, DENEYİM ODAKLI OLMALI

Kurumsal eğitim sürecinde odağın sıfırdan oluşturmak yerine ihtiyaç duyulan öğrenme içeriğini yapılandırmaya kaydığını ifade eden Intercom İK Direktörü Eve Bulman Murphy, "İşlevlere, seviyelere, coğrafyalara ve daha fazlasına göre ayrılabilen ve özelleştirilebilen çevik öğrenme deneyimleri oluşturuluyor. Bu noktada insan kaynakları yöneticileri, yetenek açığı bulunan alanlara yönelik ihtiyacı karşılayabilmek için yüksek kaliteli, özelleştirilebilir içeriklere odaklanıyor. Böylece öğrenme kültürü de deneyim odaklı bir yapıda şekilleniyor" açıklamasında bulunuyor.

375 MİLYON KİŞİ MESLEK DEĞİŞTİRMEK ZORUNDA KALACAK

Statistics Canada'dan Jay Dixon ve NewYork Üniversitesi'nden Bryan Hong'un imzasını taşıyan 'The Robot Revolution: Managerial and Employment Consequences for Firms' analizinin sonuçlarına göre 2030 yılına kadar dünya genelindeki 375 milyon çalışanın yani küresel iş gücünün yaklaşık yüzde 14'ü robotik, otomasyon ve yapay zekanın devreye girmesiyle meslek kategorilerini değiştirmek zorunda kalacak. Bu sürecin yakın gelecekte sorun yaratmaması adına her kurum, çalışanlarına yeni çağın iş dünyasının gerektirdiği becerileri adapte edebilmek zorunda...

İŞ GÜCÜ TÜKENMİŞLİĞİ ÖNEMLİ BİR RİSK

Mercer Marsh Benefits'in (MMB), 'Çalışan Riskleri Araştırması'nın sonuçlarına göre pandemiyle beraber çalışma koşullarında gerçekleşen hızlı değişiklikler, organizasyonların iş gücüyle ilişkili risklere yanıt vermekte zorlandığını gösteriyor. Şirketlerin gündemini meşgul eden en önemli çalışan riskleri ise siber güvenlik; yetenek kazanımı, elde tutma ve etkileşimi; veri gizliliği ile iş gücünün tükenmişlik hissi olarak sıralanıyor.

ŞİRKETLERİN STRATEJİK İŞ GÜCÜ PLANLAMASI BULUNMUYOR

Mercer Türkiye, 2021 Türkiye Dijital Dönüşüm ve İş Gücü Beceri Gelişimi araştırmasının sonuçları da oldukça dikkat çekici. Türkiye'den 107 şirketin katıldığı araştırmada; dijitalleşme yol haritasını hayata geçirebilmek için şirketler reskilling/upskilling programları dizayn etmeye başlamış olsa da dönüşüm için gerekli programlar ve stratejik iş gücü planlaması birçok şirkette net olarak tanımlı değil.

EN ÇOK OKUNANLAR