Hep birlikte yaşayarak görüyoruz ki otomobiller artık geleneksel sınırlarını aştı ve teknolojinin gücüyle yepyeni bir döneme girdi. Bu yeni dönemde araçlar bilgisayarlar kadar akıllı ve çevre dostu yaklaşımlarla donatılmış durumda... Benzinli ve dizel araçlara olan bağımlılığımız azalıyor, elektrikli araçlar ön plana çıkıyor. Daha temiz, daha sessiz ve daha az maliyetli olan alternatif araçlar geleceğin taşımacılığını şekillendiriyor. Elektrikli araçlar itici bir güç haline geldikçe, bu dönüşüm sadece araç üreticilerini değil, tüm tedarik zincirini etkiliyor. Kuralların baştan yazıldığı bu dönemde elektrikli, bağlantılı ve otonom sürüşe uygun araçları üretebilen şirketler ayakta kalacak.
Bir yandan da Çin'in bu dönemde sahneye güçlü çıkışı dünya devlerinin rekabet yarışında hızlanmasına neden oluyor. Türkiye ise bu dönüşüm çağında Togg ile yerini alıyor. Özetle otomotiv sektörünün bir çağı kapanır, teknoloji temelli yeni bir çağı açılırken gözler değişime adapte olan şirketlerde olacak. Bu yaratıcı yıkım akımının ilk işaretini veren elektrikli otomobillerin yükselişi devasa yatırımlara yön verirken; kullanıcı tercihleri, yasal zorunluluklar, üretim zorlukları ve hatta pazarlama stratejileri bile önemli değişim yaşıyor. Dijital dönüşümün en güncel ayağı, son yıllarda emisyonları azaltmak için motor tiplerinde meydana gelen değişim... Benzinli ve dizel otomobiller yerine hibrit, plug in hibrit ve elektrikli araçlar gibi çok daha çevreci otomobiller görüyoruz. Dönüşümün hızlı bir şekilde sağlanabilmesi için önemli devlet teşvikleri de veriliyor. İşte bu gelişmeler ışığında ekim sayımızda gelişmiş sanayisi ve kaliteli çalışanıyla birlikte dünya pazarında önemli bir yer tutan Türk otomotiv sektörüne ve bu yeni tablo içerisinde Türkiye'de elektrikli otomobillerin geldiği yere baktık. Uzman isimlerle ve sektöre yön veren markaların liderleriyle hazırladığımız bu sayı bir yandan bugünü anlamamızı sağlarken; sektörün geleceğine de ışık tutacak.
Kasım sayımızda buluşmak üzere...