
Pastoral Vadi'nin kurucusu, mimar Ahmet Kizen, İstanbul'dan başlayıp Akdeniz kırsalına uzanan 35 yıllık yolculuğunu şu sözlerle aktarıyor: "Pastoral Vadi fikri benim için; yıllar içinde, özellikle de kırsaldaki betonarme yapılaşmanın, doğada, geleneksel yapı kültürümüzde, insan sağlığında, toplumsal ilişkilerde yarattığı tahribatı bizzat gözlemleyerek doğdu." Doğa dostu yapı ve topluluk örneklerini araştırırken ekoloji bilimine ilgisinin derinleştiğini söyleyen Kizen, sonunda bu birikimin Pastoral Vadi fikrine dönüştüğünü ifade ediyor.
"ÜÇLÜ BİR DENGE KURUYORUZ: TARIM, MİMARİ VE YAŞAM"
Pastoral Vadi'nin özgünlüğünü, entegre bir yaklaşıma borçlu olduklarını belirten Kizen, "Ekolojik tarım turizmini, ekolojik mimariyi ve ekolojik yaşamı bir arada yürütme gayretimiz bizi özgün kılıyor" diyor. Yerel halkla kurulan güçlü bağların da bu sistemin bir parçası olduğunu ifade eden Kizen, "Çalışanlarımızın önemli bir kısmını yereldeki komşularımız, köylülerimiz oluşturuyor ki bu da yerel kültürden ilham almamızı sağlıyor" diyerek topluluk temelli yaklaşımlarına dikkat çekiyor. Ahmet Kizen, aynı zamanda Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği üyesi. Derneğin 2004'te hayata geçirdiği TaTuTa (Tarım Turizmi ve Bilgi Takası) Projesi'ne katılması, sürdürülebilirlik vizyonunu pekiştiriyor. "Ben de bu projeye katıldım ve sürdürülebilirlik vizyonum bu süreçte daha da netleşti" sözleriyle bu deneyimin etkisini vurguluyor.
PERMAKÜLTÜR PRENSİPLERİYLE EKOLOJİK TARIM
Kizen, Pastoral Vadi'de yapılan tarımı şu şekilde tanımlıyor: "Zehirsiz, genellikle ata tohumlarıyla ve permakültür prensipleriyle ekolojik tarım yapıyoruz. Ürettiklerimizi de ortak mutfakta konuklarımızla birlikte tüketiyoruz." Burada sadece tarım yapılmıyor; bilgi ve deneyim de paylaşılıyor. Permakültür eğitimlerinden geleneksel yapı tasarımına, doğal çocuk oyunlarından sanat terapilerine kadar çok sayıda etkinlik düzenleniyor. "Aile-çocuk kampları, ekoloji, sanat ve yoga ağırlıklı festivaller düzenliyoruz" diyor Kizen, ekoturizmi yalnızca ekonomik bir araç olarak değil, aynı zamanda doğa ve kültürle barışık bir gelecek vizyonu olarak görüyor. "Ekoturizm, doğal ve kültürel değerleri korur ve en önemlisi de bulunduğu ekosistemin taşıma kapasitesini aşmaz" diyor.
EKOLOJİK YAŞAM ARTIK YAŞANABİLİR BİR GERÇEKLİK
Tarım politikalarındaki yanlışlar ve iklim krizi gibi nedenlerle, küçük çiftçilerin alternatif gelirlere ihtiyaç duyduğunu hatırlatan Kizen, "Yerelde tarımı ekolojik bir turizm ile desteklemek, özellikle küçük ve orta ölçekli çiftçi için önemli bir ekonomik kaynak yaratır. Biz de bu vizyonun bir parçasıyız" diyerek sürdürülebilir tarım ve turizmin birlikte yürümesi gerektiğini vurguluyor. Pastoral Vadi sadece bugünü değil, geleceği de düşünüyor. Kizen, bu anlayışı şu sözlerle özetliyor: "Gelecek kuşaklar da böylece, geçimlerini sağlarken, aynı anda doğa ve kültürle uyumlu, mutlu bir yaşama erişecekler. Çabamız ve umudumuz bu yöndedir." Pastoral Vadi ekolojik yaşamı sadece bir alternatif değil, yaşanabilir bir gerçeklik haline getiren öncü projelerden biri olarak kırsalda köklü bir dönüşümün kapısını aralıyor.