Dünya Bankası'nın 2023 verilerine göre hızla büyüyen şehirler, gıda güvenliği, çevre koşulları ve iklim değişikliği gibi sorunlarla karşı karşıyayız. Küresel sistemin yüzde 58'i şehirlerde yaşıyor ve bu oran 2050'de yüzde 68'e ulaşacak. Kentsel onarıcı tarım, hızla şehirleşen bölgelerde gelişmiş çözümler sunuyor. Şehirlerdeki atıl alanları tarım arazilerine dönüştürerek toprağı iyileştiriyor, biyolojik çeşitliliği artırırken, karbon ayak izini de azaltıyor. Çatı bahçeleri, dikey tarım alanları ve kentsel çiftlik olarak değerlendirilecek boş araziler, yerelde üretim artışı sağlarken, doğal kaynakların tüketimini büyük oranda azaltma potansiyeline sahip. Küresel ekonomik dengeler hızla değişirken, gıda arzı güvenliği ana ihtiyaç haline geldi. Tarım, sadece birincil üretim faaliyeti değil; teknoloji, enerji, lojistik ve finans dünyasıyla entegre stratejik bir büyüme alanı. İş dünyası da dahil olmak üzere ajandalarda hızla üst sıralara ilerleyişi göz ardı edilemez. Tamamen kontrollü kentsel tarımda, üretimde risklerin azalmasıyla, sıfır pestisit, çok daha az kaynak kullanımı, doğayı kirletmeden ve tüketmeden güvenilir ürüne ulaşım kolaylaşıyor.
'ŞEHİR BOSTANLARI' İLE GELEN POTANSİYEL
Kentte yaşamak demek, tüketmek demek değil... Çatı çiftlikleri, topraksız dikey katlı sistemler, şehir bostanları gibi üretimler sıkça karşımıza çıkıyor. Suyun yüzde 95 daha az kullanıldığı, topraksız dikey sistemler ile birim alandaki verimi onlarca kat artıran ciddi üretim ve yatırım alanları gelişim gösteriyor. Kentsel tarım modelleri, dikey tarım, topraksız üretim sistemleri ve sıfır atık yönetimiyle entegre mikro üretim alanları sayesinde, verimliliği yüksek döngüsel ekonomi ilkelerine uygun çözümler sunmaya başladı bile. Lojistik kolaylığı da sağladığı ana faydalardan birisi. Belediyelerle birlikte oluşturulan, şehir bostanları, kent çiftlikleri, topluluk destekli üretimler, farklı bir üretim ve sosyalleşme imkanı da sunan önemli girişimlerden.
ŞEHİRLERDEKİ EKOSİSTEMİ ONARMA HEDEFİ
Kentsel onarıcı tarım ile şehirlerdeki ekosistemi onarmayı hedefliyoruz. Bu süreçte teknoloji, başarıyı artıran en önemli faktörlerden birisi. IoT sistemli sensörler, depolama nem ve besinleri düzenli ölçümleyerek, verimli sulama ve gübreleme imkânı veriyor. Singapur'daki Sky Greens, yapay zekâ destekli dikey tarım sistemleriyle enerji ve su kaynakların çok az kullanıldığı üretimde, yüzde 40 daha fazla verim elde edilebiliyor. Ayrıca, şehirlerdeki âtıl alanlar da; tarım arazilerine dönüştürülerek, toprağı iyileştirerek, biyolojik çeşitliliği artırıyor ve karbon ayak izini azaltıyor. Çatı bahçeleri ve dikey tarım alanları, yerel gıda üretimini desteklerken, doğal kaynak tüketimini de azaltıyor.
Çok daha az çöpe, daha çok güvenilir gıdaya, daha fazla suya, doğal kaynaklara, daha temiz havaya, acil ihtiyacımız var. Kentsel tarım sadece bir sosyal sorumluluk alanı değil, kentlerde yaşayan insanla doğanın tekrar iletişim kurmasını sağlayacak çok daha köklü, içsel bir iyileşmeye sebep olacak, geleceğe yapılan en önemli yatırımdır.