Moda filmi, Hidiv Kasrı'nın büyüleyici atmosferinde tarih ve modanın flörtü ile dikkat çekici bir hal aldı. 14 Nisan Çarşamba saat 13:00'da gerçekleşecek sunumda Akın '' Nobody Knows'' isimli koleksiyon içeriğinde, bilinmezler dolu bu dönemde farklı ruh halleri yaşıyan, feminen ve baskın karakterli güçlü kadın silüetleri ile göz kamaştırıyor.

İLHAM KAYNAĞI

"Nobody knows" "İnsanız biz, varlık ve yokluk sınırında, hiçlikle çokluğun ortasında bir Adem oğlu, Havva kızı. Herkesin her şeyi çokça söylediği, lakin hiç bir şeyi bilmediği bir dünyaya uyandık. Yürüdüğümüz yollar, kurduğumuz hayaller ve hepsinden önemlisi, dönüp sorduğunda içine verdiğin cevap doğru gelecek mi? Kimse bilmiyor. Ya da bir akşamüstü köşe başında, kulak misafiri olduğun öylesine bir cümleden mi anlayacaksın hayatı? Başka türlü yaşamak mümkün müdür sahi?"

Çiğdem Akın, 2021-22 sonbahar-kış koleksiyonuyla, global düzeyde içinden geçtiğimiz belirsizlik ortamına karşı yeni bir argüman geliştiriyor. Başka türlü yaşamanın mümkün olduğu bir geleceğe inanan tasarımcı, adına tecrübe dediğimiz tüm öğretilerin bizleri aslında nasıl da tutsak ettiği gerçeğine ışık tutuyor.

Çiğdem Akın, kendi kurallarının esiri olmuş bireylerin kapsayılıcılıktan uzak söylemlerinin bizi bu geleceği yaşamaktan alıkoyduğuna inanıyor. Bizi biz yapan her zevkin, her duygu ve isteğin lüks sayıldığı ve aslında kimsenin hiç bir şey bilmediği bu gerçekliğe inat Çiğdem Akın, alabildiğine göz dolduran ve ihtişamlı bir koleksiyonla moda takipçilerinin karşısına çıkıyor.

KOLEKSİYONDA ÖNE ÇIKAN DETAYLAR

Brokar dokumalı lüks kumaşların hakimiyetindeki koleksiyonda, ipek şifon, yün, kaşmir ve kadife kumaşlar kendine yer buluyor.

Vişne rengi, mor ve derin siyahın yer aldığı koleksiyonun tema rengi ise koyu gökyüzü mavisi. Renk bazında soğuk, enerji bazında ise sıcak olarak tanımlanan mavi bir bakıma tezatlıkların uyumunu simgeliyor. Akın bu koleksiyonunda ilk defa üç farklı ayakkabı tasarımına imza attı. Farklı desen, renk varyasyonları ile aksesuar tasarımında da ne kadar başarılı olduğunu ortaya koymakta.

Nasıl ki Dante, cehennemin en derin yerini alevler içinde mavi bir buz tabakası olarak tanımlıyorsa, Çiğdem Akın da hayatın ve ölümün tüm bu zıtlıklarından ilham alıyor.