Borsa İstanbul'da işlem gören GYO firmalarını üç farklı başlık altında değerlendirebiliriz. Birincisi yurt dışı proje bazlı çalışan, özellikle büyük projelerin finansmanını da yurt dışında sağlayan şirketler. İkinci grup daha önce yurt içinde konut, AVM ve diğer ticari sektör projelerine imza atmış, bunların satışlarıyla birlikte kira gelirlerinden de nemalanan şirketler. Üçüncüsü ise yurt içi ve dışında faaliyet gösterirken daha çok konuta yönelik veya ticari emlak projeleri üzerinde çalışan karma şirketler. Bu firmalar içinde özellikle döviz gelirleri olan veya kira gelirlerinde salgın esnasında diğer firmalara göre daha az zarar gören firmaların, kâr marjı açısından daha ön planda olduklarını ve daha sağlıklı finansal yapı ile faaliyetlerine devam ettiklerini söyleyebiliriz. Yatırımıcıların genellikle daha önce çalıştığı banka ile bu finansmanı sağlama noktasında bir eğilimi oluyor. Bu finansmanı gerçekleştirirken oluşabilecek riskleri de dikkate almadığı dönemler olabiliyor. Projeler için sağlanan finansmanın; yatırımcılar projeyi belli bir aşamaya getirdiğinde, kademeli olarak yatırımcıya sağlanması, bununla beraber yatırımcının özellikle ilk etapta ihtiyaç duyacağı malzeme ve anlaşmaları proje başlaması ile tedarik ederek finansman ve piyasa riskini minimize etmesi gerekiyor.