Hükümet ve işçi konfederasyonları, kamu kurum ve kuruluşlarındaki 700 binden fazla işçiyi ilgilendiren 2021 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü üzerinde anlaşma sağladı.

hükümet ile Türk-İş ve Hak-İş arasında 2021 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü ile ilgili 31 Mayıs'ta başlayan pazarlık görüşmeleri sonuçlandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin açıklamalarda bulundu. Bakan Bilgin "En düşük ücrete 500 lira düzeltme yaptık. İlk 6 ay için 12, ikinci 6 ay için yüzde 5 zam yapıldı. Tüm işçilere yansıyan oran yüzde 27.10 oldu. Yüzde 34.62 oranında en düşük ücretli işçilerimiz toplu sözleşmede istifade etmiştir" açıklamasını yaptı.

Bakan Bilgin'in açıklaması şöyle:

Toplu sözleşme imzasını burada atmak istedik. Türkiye tarihsel olarak zor bir coğrafyada bulunan bir ülke. Bu ülkenin sorun çözme kabiliyeti çok yüksek. Finansal krizler çıkararak, Akdeniz'de Türkiye'nin önünü kesmeye çalışanlara Türkiye'nin her zaman vereceği bir cevabı vardır. Türkiye bölgesel bir güç olmuştur. Türkiye büyüdükçe uzun vadeli büyümeyi sağlıklı sürdürmenin yolu birkaç yıl bunu devam ettirmektir. Yüzde 5, 7 büyüdük dediğimiz zaman bu refah yaratacaktır. Bu toplu pazarlığın geldiği aşamada ümit ediyorum, çalışan ve kamuoyunu tatmin edecek bir aşamaya geldik. Türkiye çalışanları enflasyona ezdirmeyecek. Bunları dikkate alarak emeğin korunmasını kapsayacak bir toplu sözleşmeye dönüştürmek için meseleye yaklaştık. En düşük ücrete 500 lira düzeltme yaptık. Bunu çok önemli buluyorum. Seyyanen yapılan en yüksek zam olduğunun altını çizmek isterim. Toplam işçilerimizle yaptığımız pazarlık sonucundan da bu rakam etkilenecek. Yüzde 34.62 oranında en düşük ücretli işçilerimiz toplu sözleşmede istifade etmiştir. İlk 6 ay için 12, ikinci 6 ay için yüzde 5 zam artı enflasyon zammı yapıldı. Tüm işçilere yansıyan oran yüzde 27.10 oldu. Kamudaki işçilerin taban ücreti 4 bin 100 liraya yükseltildi. Oldukça ciddi bir artıştır. Kamuya bir maliyeti vardır. Bu maliyeti dikkate alan bir yaklaşımı Türk ekonomisi imkanları içerisinde gerçekleştirmiş oluyoruz. Bütün bu ücret artış oranları sosyal haklara ve yardımlara yansıdı. Yapacağımız düzenlemeler dikkat alındığında kamuya maliyeti Türkiye ekonomisinin karşılayabileceği bir maliyettir.