
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün gece "Cumhurbaşkanı Özel" TRT ortak yayınında, önemli açıklamalarda bulundu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Bize biliyorsunuz ekonomik alandaki saldırı ilk değil. Bize bu saldırının bir nevini geçmişte de yaptılar 2008'de. Biz onları da yine aldığımız başarılı tedbirlerle hatta benim o meşhur teğet geçti sözüm vardı. Bizi hiç rahatsız etmeden geldi geçti. Buradan halkıma seslenmek istiyorum. Bir defa biz bu ülkede görevi üstlendiğimiz zaman Türkiye'nin milli geliri neydi şu anda Türkiye'nin milli geliri nedir? Buna bir baktığımız zaman nereden nereye geldiğimiz ortada. Kişi başına milli gelirin 3 bin 500 dolar olduğu bir ülkeyi biz bir ara biliyor sunuz 11 bine kadar çıkarttık. Şu son dönemde 10 bin küsür dolarda 2017 sonu itibarıyla söylüyorum. Dolayısıyla bu noktada 10 bin 602 dolar gibi bir seviyeyi yakaladı tabi enflasyonda da biz yüzde 7'lere düşmüştük. Ama faiz oranları da 4,6 da idi. Daha sonra tabi bu Gezi olayları ile bir tırmanma söz konusu oldu ve çift haneliye enflasyon biliyorsunuz çıktı. Şimdi de son gelinen aşamada malum işte politika faizi 24 enflasyon da 20 civarında bu noktaya düştü. Temennim o ki şu anda Merkez Bankası'nın bazı açıklamaları var, Hazine ve Maliye Bakanımızın yaptığı açıklamalar var bu açıklamalar inşallah tahmin olmaktan öte gerçek hale bir an önce gelir. Türkiye olarak benim düşündüğüm şey şu; Biz ekonomide ayakları sağlam basan bir ülkeyiz. Hayali değiliz ayakları sağlam basan bir ülke olarak da yatırımlarımızla bir defa yolumuza devam ediyoruz. Yatırımlarda durmak diye birşey yok. Şu anda Borsa İstanbul ciddi manada adeta pik yaptı yani 100'ün üzerinde buralara kadar tırmandı. Demek ki dünya gidecek yer olarak nereyi görüyor? Türkiye'yi görüyor ve buraya geliyor. Bunun yanında da bizim ihracatımıza bakıyoruz göreve geldiğimizde 36 milyar dolar ihracatımız varken şu anda ihracatımız bizim hamdolsun 168 milyar doların üzerine çıktı.
Siz de bir güç, potansiyel varsa bunu yaparsınız. Bu bir artışın olduğunu gösteriyor ve bu konudaki bu kararlı yükseliş devam ediyor. Büyümeye bakıyoruz bizim 2003-2017 yılları arasındaki büyüme oranımız 5,9 civarındaydı şimdi bunu korumak veya bunun biraz altında da olsa böyle bir durumda bile olsak bu büyümemizin de devam ettiğinin bir alameti falikasıdır. Ben büyümede de geri gideceğimize ihtimal vermiyorum. Savunma Sanayinde biz çok ciddi atılımları gerçekleştiriyoruz. Savunma sanayi gerçekten bir ülkenin ekonomisinde adeta ona pik yaptıran sektörlerdir.
Burada hani o beyaz yakalı dediğimiz beyin takımlar var ya onlar var. Siz eğer dışarıya ithalle para aktaracaksanız onu siz ithal ile değil siz bizzat yapıyorsanız üretiyorsanız bizim şu anda savunma sanayinden elde ettiğimiz rakamlara baktığmıız zaman 2 milyar doların üzerinde savunma sanayi ürünlerinin ihracatından elde ettiğimiz imkanlarımız var. Turizmde bizim şu anda sadece 40 milyon yabancı turist 6 milyon da yerli turist. Dışarıdan Türkiye'ye gelmek suretiyle 46 milyon şu anda bizim turist noktasında 2018'i böyle kapadık. Mali noktada da 30 milyar dolar turizmden bir gelir elde ettik. Bunlar da yine Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gösteriyor. İstihdamda da 33 milyona yaklaşan işgücü arzı ile tarihimizin en yüksek rakamına ulaştık. Bunların bence artarak devam edeceğine inanıyorum. Turizmdeki bu patlamaylada mevsimlikteki kaybımızı peyder pey azaltacağız.
"Bizim görevimiz devlet olarak halkına hem sağlıklı hem daha ucuza ürün yedirmektir"
Büyük şehirlerde soğutma sistemleriyle modern haller kurulması, ürünlerin sağlıklı şekilde halka ulaşmasını sağlayacak. Bunları yaptığımız zaman bu sıkıntıları da büyük ölçüde aşacağız. Biliyoruz ki vatandaşım, tarımla uğraşan halkım, domatesi 2 liraya, 3 liraya orada satıyor, ama öbür tarafta 8 liraya, 9 liraya, 10 liraya, hatta bazen daha da yüksek fiyatla satıldığını görüyoruz. Bu nereden kaynaklanıyor? Aracıdan, tefeciden kaynaklanıyor. Bu işi böyle sürdürmek mümkün değil. Bazı arkadaşlar belki siyasi endişeyle 'Bunu böyle düşünmeyelim, şöyledir, böyledir, filan...' Yani bunu böyle düşünmeyeceğiz ne yapacağız? Bizim görevimiz devlet olarak halkına hem sağlıklı hem daha ucuza ürün yedirmektir. Bunu bizim başarmamız şart. Bunu aynen ette de yaptılar. Ette müdahale etmek zorunda kaldık. 'İthal edeceğiz.' dedim. 'Burada üretenler ne yapacak?' Tamam da o da fırsatçılık yapmasın. Biz de yurt dışından et ithal ettik. Çünkü o ara 35-36-37 liraya kadar kıymanın fiyatı çıktı. Şimdi ise bu fiyatlar 30'un altına düştü.
Yine ben arkadaşlarımıza söylüyorum. Aynen bu böyle devam ederse biz, et ithaline devam ederiz. Et ithalinde de aracılara maracılara fırsat vermeden bunu da en ideal şekilde planlamamız lazım. Bakanımız da bu konuda hassasiyet gösteriyor. Aynı şekilde tarlada ürünü hale ulaştırmak ve halden bunun satışını da en uygun fiyatlarla, en uygun imkanla, sağlıklı bir şekilde vatandaşımıza ulaştırma gayreti içinde olmamız lazım. Bu işin üzerine üzerine gidiyoruz. Kimse siyasi endişeye kapılmamalı. Hal Yasası'yla birlikte gerek marketler gerekse bakkal dükkanları vesaire ama bir de tabii çarşı pazar. Çarşı pazar da 'Markette fiyat böyle oldu, benim fiyatım da böyle olsun.' diyerek vatandaşımızı sömürmemeli.