USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

13 Mayıs 2020 21:02

Tedarik zincirlerinde yeni dönem hesapları

Deniz yolu, kara yolu, demir yolu gibi tüm taşıma modları ile depo hizmetleri ve komple lojistik hizmeti veren şirketler için iş süreçlerinde aksama yaşanmaması son derece kritik. Sadece temel gıdaların değil, tıbbi malzemelerin de bu dönemde aksamadan teslimatı hayati önem arz ediyor. Bu noktada Türkiye, dünya ile kıyaslandığında tedarik zincirinde oldukça başarılı bir sınav ortaya koyuyor. Covid-19’un ardından şirketler ve tedarik zincirleri arasındaki ilişkileri güçlendirecek inovatif unsurl

Tedarik zincirlerinde yeni dönem hesapları

Mustafa Gündoğdu / [email protected]

Covid-19 sadece Çin ekonomisini değil, Türkiye dahil tüm dünya ekonomisini etkiliyor. Devletler, kurumsal ve bireyler tedbirleri uygulama ve kurallara uyma konusunda birlikte hareket etmeye çalışıyor. İçinde bulunduğumuz dönemde tedarik zincirinde devamlılık, pek çok kurumun en önemli önceliği konumunda... Sağlığımızı korumaya çalışmanın yanı sıra hayat devam ettiği sürece temel ihtiyaçların da giderilmesi gerekiyor. Yani üretici firmaların faaliyetleri kesintiye uğramamalı. Özellikle temel gıda ve sağlık malzemeleri ile hammaddelerin ihtiyaç olan yere, ihtiyaç olan miktarda, ihtiyaç olan zamanda sağlanabilmesi adına tedarik zincirinin aksamadan devam edebilmesi hem ülke ekonomisi hem de sosyolojik açıdan son derece kritik.

İŞ DÜNYASININ ÜZERİNDEKİ BASKI ARTIYOR

İstanbul merkezli uluslararası pazar ve kamuoyu araştırma şirketi AGS Global, Covid-19 salgınının ardından 2-7 Nisan tarihleri arasında Türkiye’nin 76 şehrinde, 18 farklı sektörü temsilen 728 firmayla özel bir araştırmaya imza attı. Araştırmanın sonuçları, iş dünyasının üzerindeki baskının giderek arttığını gösteriyor. 

Araştırmaya katılan firmaların yüzde 62,8’i, salgının Türkiye’deki etkileri görülmeye başladıktan sonra da ticari faaliyetlerini sürdürebildiklerini belirtiyor. Pandemi nedeniyle ticari faaliyetlerin olumsuz etkilendiği sektörler de bulunuyor. Yapılan araştırmaya göre Covid-19’un turizm sektörünü, mikro işletmeleri ve Doğu Anadolu bölgesinde bulunan işletmeleri özellikle vurduğuna değiniliyor. Araştırmada düzelme için ise 2020’nin son çeyreği ile 2021’in ilk çeyreğine işaret ediliyor.

42 MİLYAR $’LIK İHRACAT

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Strateji ve İş Geliştirme Başkanı Fatih Şener, Covid-19 salgınının tedarik sektörüne etkisini değerlendirirken, Batı’ya yıllık 42 milyar dolar kara yolu ile yapılan ihracat olduğunu belirtiyor. Bunun yüzde 60-70’ini Türk araçları, kalanını da yabancı araçların yaptığı biliniyor.

Şener, “Sürücülerimiz ile herhangi bir sorun yaşamadık. Sürücülerimiz, bir kabin içerisinde genelde izole hayat yaşayan ve genelde güvende olan arkadaşlar. Bu tedarik zincirinin kopmaması gerekiyor. Batı, her ne olursa olsun hayat devam etsin istiyor. Çeşitli karantina uygulamaları yapan ülkeler varken, kendi haline bırakan ülkeler de var.  İnşallah Türkiye de bunun üstesinden gelecek. Önce ülkemiz, sonra dünyaya odaklanıp minimum hasarla buradan çıkmaya çalışmalıyız” yorumunda bulunuyor.

DOĞU’NUN ENGELİ DAHA FAZLA

Her ne olursa olsun Batı’nın, taşımacılığın önüne bir engel koymadığını, bazı AB üyesi ülkelerin Koronavirüs’ten dolayı genel olarak sokağa çıkma yasağı uygularken, taşımacılığa engel getirmediğini belirten Şener; gıda, ilaç, hammadde, maske ve koruyucu malzeme taşındığını hatırlatıyor. “Koronavirüs’ün etkisinin yaza kadar biteceği ifade ediliyor. Ama ciddi bir ekonomik kriz yaşanırsa bunun etkisi birkaç yazda bile temizlenemez. Dolayısıyla dünya, bir yandan bununla mücadele ederken, taşımacılığı serbest bırakıp önünü açarak ekonomik hasarın daha düşük kalmasını istiyor. Türkiye’nin Doğu’ya ticareti var. İran’dan Orta Asya ülkelerine gidiyorduk. Koronavirüs’ten dolayı İran’a girişler durdu” diyen Şener, kalan araçları da 15-20 günde getirmeye çalıştıklarını aktarıyor.

BAKANLIKLARLA EŞGÜDÜMLÜ ÇALIŞILIYOR

DFDS olarak Covid-19 salgını kapsamında ticaretin sürekliliği ve insani ihtiyaçların kesintisiz ulaştırılabilmesi için minimum insan temasını sağlayarak Ro-Ro seferlerini sürdürdüklerini anlatan DFDS Akdeniz İş Birimi Başkanı Lars Hoffmann, Türkiye’nin tüm sınır kapılarında ve gümrüklerinde alınan önlemleri, yetkililerle iş birliği içerisinde uygulamaya devam ederek tedarik zincirinin sürekliliğini sağladıklarını belirtiyor. “Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Dünya Sağlık Örgütü’nün yönergeleri doğrultusunda iş sürekliliğimizi sağlıyoruz. Gemi personelimiz, yurt dışında insanlarla temas etmeden görevlerini yerine getiriyor. Dorseler de minimum insan teması sağlanarak gemilere yükleniyor” diyen Hoffman, öte yandan önleyici tedbir olarak tüm gemilerinin, limanlar ve limanlardaki ortak kullanım alanlarının periyodik olarak dezenfekte edildiğini aktarıyor.

KONTROLLER PERİYODİK

Hoffman, ithalat ve ihracat tedarik zincirini en sağlıklı ve güvenli şekilde gerçekleştirirken sefer süresince tüm mürettebatın periyodik olarak günlük ateş ölçümünden geçirildiği bilgisini de veriyor. “Gemiler Türkiye limanlarına geldiğinde de mürettebatın Sağlık Bakanlığı görevlileri tarafından ateş ölçümü ve gerekli kontrolleri yapılıyor. Kamu otoritelerinden verilen onay sonrasında da gemiler limana yanaşıyor” diyen Hoffman, refakatsiz araç taşımacılığını kolaylaştırmak için kullanabilecekleri tüm intermodal taşımacılık araçlarını da yakından takip ettiklerini kaydediyor. İtalya’ya şoför ve araç giriş çıkışlarını azaltmak amacıyla tren seferlerini artıran DFDS, yaşanan sürece paralel olarak her gün artan kısıtlama ve önlemleri değerlendirerek müşterilerine önerilerini de iletiyor. 

KOBİ’LERİN PAYI BÜYÜK

PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer; tedarik zinciri başarısının, Türk sanayicisinin ve özellikle de KOBİ’lerin başarısının bir göstergesi olduğunu belirterek şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Stok dışı denilen, tüketicinin ulaşamadığı ürün oranında Çin’den sonra en düşük yüzde Türkiye’de. ABD dahil dünyanın en büyük ekonomileri ve Avrupa genelinde ise çift haneleri görüyoruz. Gıdadan temizlik ve hijyen ürünlerine kadar birçok kategoride özel markalı üretim yapan ve bunları aralıksız market raflarına gönderen, bu başarıda çok büyük payları olan firmalarımızı da ayrıca kutlamak gerek. İngiltere, Almanya, İspanya, Fransa, Avusturya, Hollanda gibi özel markalı (private label) oranlarının yüksek olduğu ülkelerde stok dışı üretim oranları çift haneli rakamlarda geziyor. Bu da firmalarımızın zor zamanlarda sorumluluk üstlenerek işlerinin başında olmaları ve canla başla çalışarak üretimlerine kesintisiz devam etmeleri sayesindedir.”

YENİ ŞARTLARA GÖRE HİZMET VERİLİYOR

Arkas’ın acente grubu, yurt dışında 23 ülkede, 61 ofisi ile o ülkelerin koşullarına göre hizmet vermeye devam ederken, Arkas Line da servis verdiği 68 limanda gemi operasyonlarını kesintisiz sürdürüyor.

Arkas Line CEO’su Can Atalay, “Çin’den ihracatın azalması, armatörlerin son haftalarda konteyner planlamasında ciddi sorunlar yaşamasına neden olsa da Arkas Line olarak  bölgesel bir hat olduğumuz için müşterilerimizin konteyner ihtiyaçlarını karşılamada sıkıntı yaşamıyoruz” diyor. Atalay, dünyada oluşan yeni şartlara göre hizmet verebildiklerinin altını çiziyor. 

Şirket olarak A-B-C planlarının önceden hazırlanmış olduğunu söyleyen Arkas Lojistik CEO’su Onur Göçmez ise “Geçtiğimiz ay A planımızı devreye almıştık. Şimdi B planına geçtik. Tüm senaryolara karşı önlemlerimiz hazır. Bu dönemde müşterilerimiz ile daha güçlü bir bağ kurmaya başladık. Birlik beraberlik arttı” yorumunda bulunuyor.

EN ÇOK OKUNANLAR